Yoongi kendisine dönen çocuğa hafifçe gülümsemiş ve "Gidince de şaşırmış gibi yapabilirim, bilirsin şu doğum günü partisi olduğunu bildiğin halde eve girdiğinde bağırarak şaşırmak gibi." demişti.

İkisi de bu söylediğine kıkırdarken Jimin duraksamış ve gülümseyerek "Teşekkürler hyung." demişti.

Yoongi başını sallayarak önüne döndüğünde Jimin'de dışarıyı izleme işine geri dönmüştü.

Dakikalar sonra Yoongi "Atlardan korkmuyor musun?" demişti.

Jimin gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken Yoongi'ye dönmüş, Yoongi ise ellerini havaya kaldırıp "Hayır yani at binmeye gittiğimizi bildiğimden değil, meraktan... öyle sohbet olsun diye." demişti.

Jimin ona cevap vermeyip dişlerini sıkarak cama geri dönerken Yoongi tekrar kıkırdamıştı.

Nereye gideceklerini öğrenmemesi gerekiyordu...

————————

Sonunda at çiftliğine vardıklarında Yoongi kendini arabadan dışarı atmış "Aman Tanrım Jimin! Beni at çiftliğine mi getirdin!" diye bağırmıştı.

Elleri yanaklarında, dudakları 'o' şeklini almış ve gözleri kocaman açılmış bir Yoongi sevimli olabilirdi ama Jimin sinirden bunları göremeyecek durumdaydı.

Sanki yol boyunca atlarla ilgili bir dünya şey söyleyip sonra da "sadece meraktan." diyen o değilmiş gibi bir de şaşırıyor numarası yapması Jimin'i delirtiyordu. Dilini dudaklarında gezdirip Yoongi'nin yanına giderken "Ya hyung, ata binip senin üzerinden geçmeyi düşünüyorum." demişti.

Yoongi bu söylediğine gülerken Jimin kendi kendine göz devirmiş ve sevimliliğini kabul etmek zorunda kalmıştı.

Birlikte içeriye ilerlerken Yoongi artık susması gerektiğini anlamıştı. Jimin'le uğraşmak, onu sinir etmek olması gerektiğinden daha eğlenceliydi ama gerçekten sinirlenirse ne yapar bilemediğinden sınırını zorlamamaya çalışıyordu.

Bir anda karşılarına biri çıktığında ikisinin de ağızlarından şaşkınlık nidası dökülmüş ve Jimin'in eli kendiliğinden Yoongi'nin koluna tutunurken gerilemişlerdi.

"Hoşgeldiniz!" diye bağırarak karşılarına çıkan adam otuzlu yaşlarda gibi görünüyordu. Kocaman gülümsemesiyle korkan ikiliye bakarken onlara daha da yaklaşmış "Ben Yang Dae-joon, buranın sahibiyim." diyerek elini uzatmıştı.

Yoongi adama bir kaç adım yaklaşıp elini sıkarken gülümsemeye çalışmış "Tanıştığımıza memnun oldum Bay Yang, ben Yoongi, bu da Jimin." demişti.

Adamın bakışları Yoongi'nin konuşmasıyla Jimin'e dönerken Jimin gergince gülümseyip elini sallamıştı. Sağ eli hala Yoongi'nin kolunu tutarken "Telefonda konuşmuştuk Bay Yang." demişti.

Adam yüksek sesle "Aaaa, tabi, dün gece aramıştın değil mi?" demişti. Jimin gergince başını sallayarak onu onayladığında "Beni uykumdan uyandırdığın için pek dinleyememiştim ama adını hatırlıyorum." demişti adam.

Jimin "Kusura bakmayın." diyip eğildiğinde Yoongi kıkırdamıştı. Adam ise kocaman bir kahkaha atıp "Ah önemli değil, ders almak için mi gelmiştiniz?" demişti.

Her daim gülümseyen yüzü ve neşeli davranışlarıyla ikiliyi de gülümsetirken Jimin birazcık yaklaşmış "Evet ama bugünlük." demişti.

"En azından öyle düşünüyorum."

Adam "Ah, anladım. O zaman buyurun sizi atlarımızın yanına götüreyim." diyip eliyle arkalarındaki ahırı gösterdiğinde ikili onu onaylayan sesler çıkarmış ve birlikte yürümeye başlamışlardı.

Wanjeonhan (완전한) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin