"Bu pantolon!"

"Haaa..."

Yaşadığım aydınlanma ile birlikte kıyafetlerin dağılmasına aldırmadan nihayet bir tişörte rastladım ve seksi Jieun'a uzattım.

Elimden tişörtü hemen çekip "Sana inanmıyorum Jungkook! Şartları eşitleyelim, ben de seni sütyeninle göreyim derken sadece şaka yaptığını düşünmüştüm. Meğer sen cidden insanları dikizleyebilecek kadar haysiyetsizmişsin!" dediğinde parmağımı kendime doğrulttum. Hayır, zaten aklımı başıma almakta zorlanıyordum. Neden her şeyi yanlış anlayarak bana daha fazla eziyet ediyordu ki?

"Jieun, açıklayabilirim. Dinle önce."

"Neyi açıklayacaksın yaa? Çık oradan, göstereceğim sana dünya kaç bucakmış!"

Kolumdan sert bir şekilde tutup beni dolaptan çıkarmaya çalışırken ağlamaklı bir ses çıkardım.

"Tanrım, neden mağdur olan taraf hep ben oluyorum?"

"Mağdurmuş! Öldüreceğim seni!"

Yerimden kaldırmayı başaramayan Jieun, kulağımı parmakları arasında sıkıştırıp çektiğinde acıyla inledim.

"Jieun bırak! Düşündüğün gibi bir şey yok, bırak da anlatayım!"

Beni ciddiye almak yerine kulağımı büktüğünde çareyi olduğum yerden kalkıp bileklerini kavrayarak onu kendimden uzaklaştırmakta buldum. Bakışlarında saf öfke gördüğümden sürpriz yapmaktan vazgeçerek onu sakinleştirmeye karar verdim.

"Aslında sen uyumadan önce onu yastığının altında bulacaktın ama sanırım şu an benim kurtuluş aracım olmak zorunda."

"Ne diyorsun?"

Bileklerini geri çekmek istese de buna müsaade etmedim ve hâlâ dolabın içinde duran hediye paketine doğru baktım.

"Bakışlarımı takip et," dedim usulca ve paketi gördüğünden emin olduktan sonra devam ettim. "Sadece seni mutlu etmek istedim. Sen görmeden yastığının altına saklayıp odandan çıkacaktım. Aniden odaya girince saklanacak başka yer bulamadım. Soyunup elbise dolabını açacağını nereden bilebilirdim ki?"

Jieun'un bakışları yumuşarken bileklerini yavaşça bıraktım. Biraz şüphe biraz merak içeren bakışlarını hediye paketine yönlendirdikten sonra paketi dolaptan alıp yavaşça açtı ve onun için aldığım tişörte şaşkınlıkla baktı.

"Ama bu benim beğendiğim tişört."

"Dün seni odana taşımadan önce laptopunu açık buldum. Gezindiğin alışveriş sitesinde sepetine eklediğin bi tişörtü senin için almak istedim."

Jieun mahcup bir ifade takındı ve elindeki tişört ile birlikte karşıma geçip bir iki adım mesafe kala durdu. Bir şey söyleyecek gibi olduktan sonra dudaklarını ısırdı. Ve sonra bakışlarını yere indirip derin bir nefes aldıktan sonra mırıldandı.

"Özür dilerim."

Kafasını yavaşça yukarı kaldırıp benimle çekinerek göz göze geldiğinde derin bir iç geçirdim. Beni hiç dinlemeden yargılıyor olmasına bozulmuştum belki ama bu tavırlarına da karşı koyamıyordum işte...

Yumuşayan ifadem ona biraz güç vermiş olacak ki elinin biri koluma tutunurken bakışlarını benimkilere sabitledi.

"Ve tişört için çok teşekkür ederim. Çok güzel."

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now