18. B Ö L Ü M

En başından başla
                                    

"Iyy küçük ağaçlar! Ben bunu yemem!" diye dili döndüğünce, küskünce konuşan ve kollarını bağlayan küçük kıza baktım. Yüzümü kaplayan bir gülümsemeyi durdurmak için direndim.

"Denilir mi nimete öyle? Hepsi yenilecek küçük hanım," dedim zeytin gibi siyah gözlerini kırpıştıran tatlılık abidesine. Alt dudağını büktü ve arkasından odaya giren Cihangir'e koştu.

"Baba! Ben yemek yemeyeceğim," diye ağlamaklı bir sesle onun bacağına yapıştı. Cihangir gülerek kızı kucağına aldı. Koyu saçlarını okşayarak geriye taradı ve kızın ortaya çıkan yanağını uzunca öptü. Sonra kulağına bir şeyler fısıldadı. Küçüğün siyah gözleri ışıldadı ve o küçük dudakları büyük bir gülümsemeye ev sahipliği yaptı.

"Alya!"

"Annesi, hepsini yiyeceğiz biz şimdi," diyen Cihangir bana çaktırmadan göz kırptı. "Değil mi - "

"Ya kalk artık Alya ya!" Üzerime boca edilen suyla yerimden sıçrayarak kalktım. Birkaç saniye kendime gelmeyi denedim ardından tepemde korkuluk gibi dikilen Leyla'ya baktım. Hayal kırıklığına uğradım.

O nasıl rüyaydı..

Biraz daha uyusaydım devamını görebilir miydim ki?

"Su dökmek ne geri zekalı! Ne istiyorsun benden? Git uyuyacağım ben," diye cırladım. Sonra kaldığım yerden rüyayı düşündüm ve gözlerimi kapattım.

Acaba o güzel gözlü, şeker gibi tatlı olan kızın adı neydi?

Cihangir'in kızıydı.
Bizim kızımız...
Nasıl da ona benziyordu.

Ama yok! Artık bu ıpıslak halimle nasıl uyuyabilirdim ki? Sinirle ayağa fırladım ve Leyla'yı kovalamaya başladım.

"Çık git şu evden!" Utanmadan attığı kahkahalarla Leyla'yı evden kovdum. Sonra üzerimdeki ıslak kıyafetleri değiştirdim. Odayı kısaca toplayıp pencereleri açtım. Leyla camın önünde beni bekliyordu.

"Kızım annenler bizim evde, alışverişe gideceğiz. Kalk da gel hadi!" Oflayarak camı kapattım.

Hızlıca evden çıktım ve bekleyen Leyla'yla birlikte onların evine doğru yürümeye başladık. Bugün Cumartesiydi ve hepimiz birlikte çeyiz alışverişine çıkacaktık. Hem Leyla için hem benim için.

Sokağa çıkan ve çoktan bizi bekleyen Saliha, Ayşegül ve Gülnur üçlüsü bize kınayan bakışlarla bakıyordu. Saat daha ondu yahu neyin kızgınlığı bu?

Arabasıyla sokağa giriş yapan Cihangir'i görmemle kocaman sırıttım. İşte gelmişti yine gönlümün efendisi! Burak abim de onun arkasından babamın arabasıyla gelince ben ve Ayşegül anne, Cihangir'in yanına geçtik, diğerleri de öteki arabaya geçti.

Arabaya oturmamla kara gözlerine baktım sevinçle. Kalbimden bir şeylerin aktığını hissettim ve aklıma gelen rüyayla birlikte derin bir nefes aldım.

"Hoş geldin," diyen Cihangir önce gözleriyle tüm yüzümü talan etti ardından annesi burada değilmiş gibi yanağımdan bir öpücük aldı. Utandığımı hissettim ve elim saçlarımla oynarken hemen önüme döndüm.

"Ay siz ne güzel oldunuz böyle. Valla çok mutluyum sizin adınıza. Hayırlısıyla evlenin çocuklarım benim. Bir de, iki üç torun oldu mu tadından yenmez," demesiyle gözlerim pörtledi ve Cihangir'e göz ucuyla baktım. Kısık bir sesle gülüyordu beyefendi.

Bir de gördüğüm rüyayı bilseydi...
Ah çok güzeldi be.

"Anne biz önce bir evlenelim de, ondan sonrasına bakarız," dedi Cihangir. Ardından arabayı park etti ve hep birlikte arabadan indik. Herkes önden yürümeye başlayınca Cihangir yanıma gelip elimden tuttu.

Yıldızlar ŞahidimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin