YunHo önündeki ağır kapıyı tek eli ile açıp ilk önce arkasındaki Sarang'ı içeri çekti ardından kendisi de içeri girip kapıyı kapattı. Bu sefer Sarang'ın elini tutarak merdivenleri çıkmaya başladığında, Sarang tüm gün elinde taşıdığı poşetin bozulmaması için dikkatli bir şekilde tutmaya çalışıyordu.

Uzun bir yangın merdiveni serüvenin sonuna geldiklerinde YunHo hızla arkasına dönerek maskesini çenesinin altına indirdi. Ardından telaşla karışık bir şekilde dudaklarını araladı.

"Ben şimdi kameranın önüne geçeceğim ve sen de sana işaret verdiğim esnada tam karşıdaki açık kapıdan içeri gireceksin anlaştık mı?"

Sarang, şaşkın bir ifadeyle YunHo'nun dudaklarını okuduktan sonra usulca başını salladı. YunHo'nun bakışları kısa bir süreliğine Sarang'ın büzmüş olduğu dudaklarına kaysa da çenesinin altındaki maskesini düzeltmiş arkasını dönmüştü. Bir elini ağır kapının kulbuna koyduğu sırada acele bir dönüş yaptı. Yüzündeki maskeyi bir eli ile tekrardan çenesinin altına indirip şeftali kırmızısı dudaklarını hızla Sarang'ın büzmüş olduğu dudaklarına bastırıp geri çekildi. Hiçbir şey söylemeden kapıdan çıktığında arkasında az önce yaşadığı şokun etkisinden çıkamayan bir Sarang bırakmıştı.

YunHo nemlenen dudaklarını, maskesinin altından birbirlerine bastırdı.

Sarang gözleri ile YunHo'yu takip ettiğinde kendisinin tişörtünün kolu ile kameranın tozunu aldığını fark ettiğinde gülmemek için alt dudağını ısırdı. YunHo bir ayağını kendisine doğru sallayarak ona işaret verdiğinde Sarang tam karşısında kalan açık kapıya baktı. Kapının önünde bekleyen MinGi kendisine gelmesi için el sallıyordu.

Sarang elindeki poşetle birlikte açık kapıya doğru koşturduğunda MinGi kendisini hızlı bir şekilde kolundan tutup içeri almıştı. O sırada kapının arkasından çıkan San ve WooYoung ikilisi ellerindeki balonları havaya atarak Sarang'a eğlenceli bir karşılama yaptıklarında Sarang'ın yanakları kızarmıştı. San bunu fark eden ilk kişi olarak işaret parmağı ile Sarang'ın yanağına dokundu.

"Tanrım, yanakların kızarmış..."

"Bu çok sevimli."

WooYoung ellerini ağzına kapatarak hayranlıkla Sarang'ı izlediğinde Sarang başını yere eğmek zorunda kalmıştı. Açık kapıdan giren son kişi, YunHo, Sarang'ın yanağındaki San'ın elini ittirerek konuştu.

"Başka sebepten kızardı yanakları. Sizin yüzünüzden değil."

MinGi bir kolunu YunHo'nun boynuna dolayarak kendisine doğru çektiği esnada YunHo'nun şapkası yeri boylamıştı.

"Aigoo!"

YunHo, zor bela MinGi'nin kolları arasından kurtulduğunda maskesini çıkarttı. Ardından Sarang'ın bileğinden tutarak onu salona getirdi.

Salonda oturan diğer üyeler teker teker ayağa kalktıklarında Sarang karşısında dikilen Ateez'i şaşkınlıkla izledi. Uzun zamandan beri bu çocuklar hakkında çok şey öğrenmişti. Kimlerinin hangi rengi sevdiklerini kimilerinin hangi yemeği beğendiklerini... Uzaktan uzağa Ateez ile yaşamıştı fakat şimdi tam karşısında duran Ateez, telefonda mesajlaşmaktan çok daha heyecan vericiydi.

SeongHwa, son birkaç dakikadır selca çekindiği tekli koltuktan kalkıp ayağa dikildiğinde JongHo, Yeosang ve HongJoong'a katıldığında Sarang'ın etrafı Ateez'in tüm üyeleri tarafından bir hilal şeklinde çevrelenmişti.

KᴏNᴏKᴏ•Jᴇᴏɴɢ YᴜɴHᴏWhere stories live. Discover now