ALINTI

586 28 2
                                    

Uygar, annesinin Sedefle ilgili düşüncelerine kesinlikle katılmıyordu ama Nalan Hanımla herhangi bir tartışmaya da girmek istemediğinden Nalan Hanım'ın kendisini çekmek istediği bölgeden keskin bir manevrayla uzaklaştı. Gözlerini usançla devirerek "Abartma anne!" diye uyardı, Nalan Hanım'ı. Sedef'e "Güzel değil!" demek için kör olmak lazımdı bir kere ve galiba annesi söz konusu vicdanı olunca fazlasıyla kördü.

"Abartmak mı? Ben abartıyorum öyle mi? Bugün ne yaptı biliyor musun senin o Külkedisi'nden bozma Çakma Prenses'in?"

'Külkedisi'nden bozma Çakma Prenses...' Uygar bu tabiri sevmişti. Aniden beliren gülümseme isteğini güçlükle bastırıp "Ne yaptı?" diye sordu, ilgisizce. Annesinin bu küçümseyici tavırlarından artık çok sıkılmıştı.

"Ömrü boyunca köle gibi çalışsa bile parasını asla ödeyemeyeceği bir ayakkabının topuğunu kasti olarak kırdı."

Nalan Hanım'ın sözleri kulaklarında bir uğultuya sebep olurken boğazından kopup gelen güçlü bir kahkahayı dudaklarından fırlamadan yok etmeyi son anda başardı. "Nereden biliyorsun kasti olarak yaptığını?" diye sorduğunda söz konusu olan topuk kırma eylemini Sedef'in kasti olarak gerçekleştirdiğine neredeyse emindi. "Ben bu asi Çakma Prensesle ne yapacağım?" diye düşündü kendi kendine. Hemen ardından "Acı bana Allah'ım!" diye gizli bir dua yakarırken dudaklarında küçücük muzip bir gülümsemenin yer edinmesine mani olamadı. İşte Sedef böyle bir şeydi! Sadece onu düşünmek bile ruh halini baştanbaşa değiştiriyordu. Duyguları negatiften pozitife dönüyor, hayatı karanlıktan aydınlığa kavuşuyordu. Ve Sedef'in varlığıyla, değil pahalı bir ayakkabı hiçbir maddi varlık boy ölçüşemezdi!

♕ ÇAKMA PRENSES ♕ (KİTAP)Where stories live. Discover now