BÖLÜM 6 •Her şey Aramızda•

Start from the beginning
                                    

En iyisinin teşekkür etmek olduğuna karar verip boğazımı temizledim ve teşekkür ettim. O ise masanın karşı tarafında durmuş kahvesini yudumlayıp beni izliyordu. Ne teşekkürümü kabul etti, ne de herhangi bir şey söyledi. Birisi beni dik dik izleyince ise daha da çok geriliyordum.

Kahvemden büyük bir yudum aldım, sıcaklığı ağzımı yakarken içinde hiç şeker olmaması yüzünden tükürmemek için kendimi zor tuttum. Victor hala beni izliyordu.

Gözlerimi kaçırdım, ağzımdan saçma kelimeler dökülmesi an meselesiydi resmen.

''Acı bu.'' Ve döküldü. Sırf ortamdaki sessizliği bozmak için konuştuğumu biliyordum.

''Biliyorum.'' dedi.

Kahve bardağını ona, masan uzattım. ''Acı sevmem.'' O ise önce bardağa sonra da bana baktı, bardağı masadan geri itti. ''Ayılman için.'' dedi.

Derin bir nefes alıp ''Ayıkım zaten.'' dedim. Bana yarım ağız bir şekilde güldü ve kahvesinden içmeden önce ''Belli.'' dedi.

Tamam, kafam hala biraz allak bullak olabilirdi ama ayıktım. En azından eskisine göre.

Kahve bardağının ağzıyla oynarken o hala ayakta durmuş kahvesini yudumluyordu. Beni izlediğinden emindim. Beni izlemesi hoşuma gitmemişti, hemde hiç. Yine bir sessizlik oldu.

En sonunda aklımdaki soruyu sormaya karar verdim. ''Beni takip mi ediyorsun?'' Ah, kesinlikle bu değildi. Niye böyle saçma bir soru sormuştum ki? 'Çünkü merak ediyorsun.' diye sordu iç sesim. İnsanın iç sesiyle konuşması kadar aptalca bir şey yoktu herhalde.

''Seni neden takip edeyim?''

'Hadi cevap ver bakalım buna...' ağzımı açıp cevap verecekken bir cevabım olmadığını fark edip geri kapattım. Ve sadece omuz silkmekle yetindim. Ortamı tekrardan bir sessizlik hakim olmaması için ''Nasıl buldun o zaman?'' diye sordum. Aferin sana, sonunda güzel sorular sormayı becerdin.

Elindeki kupayı masaya bıraktı, kafasını öne doğru eğdi. Bu adamın yanında gergin olmamak elde değildi. Bir süre cevap vermeyip sadece bana baktı. Acaba ne düşünüyordu?

''Denk geldi.''

Hah, o kadar süre bu cevabı mı beklemiştim. Burnumdan istemsiz bir 'hıh' nidası çıkarken inanmaz bakışlarla ona baktım. ''Denk mi geldi? Sen çocuk mu kandırmaya çalışıyorsun?''

''Sen ne sandın? Yoksa seni gece-gündüz takip ettiğimi ve o güzel götünü kırbaçlarken çıkardığın sesleri banyoda 31 çekerken hayal eden bir sapık olduğumu mu düşündün?'' dedi tek kaşını kaldırıp.

Söylediği sözlere ağzım açık ona bakarken o yanıma gelip işaret parmağıyla çenemin altından ittirip ağzımın kapanmasını sağladı, sonrada yanımdan geçti ve yatak odası olduğunu düşündüğüm yere doğru ilerledi. Bende yerimden kalkıp peşinden gittim.

''Hayır, ama ofiste seks yaptığınız ve babanızın onaylamayacağı bir davranışta bulunduğunuz ve benimde bu, görmemem gereken şeyi gördüğüm için-''

Aniden arkasını dönüp işaret parmağıyla ağzımı kaparken cümlemi yarıda kesmeme sebep oldu.

''Her zaman bu kadar çok mu konuşursun? '' Odanın kapısını açtı.

''Hayır, sadece demek istediğim... uygunsuz bir davranış için beni cezalandıracağınızı düşündüm ve bu yüzden beni takip ettiğinizi. Ya da beni öldürüp cesedimi ormana gömeceğinizi...''

''Seni neden herkesin bulabileceği bir yere gömeyim ki?''

''Aslında mantıklı. O yüzden beni parçalara ayırıp ormanın dört bir yanına mı dağıtacaksınız? Böylelikle bulan kişiler bile ne bulduklarını anlamayacaklar-''

BENİM KÜÇÜK KADINIM (+18)Where stories live. Discover now