Fakat huzurlu bir sese sahip olmalarına rağmen aynı şekilde uykusunu daha da çok getiriyorlardı. Bu yüzden Jimin'le beraber otururken uykusunun açılması için kahve almıştı. Sert şeyler kesinlikle kendisinin tarzı değildi, şekerli şeyler tüketmek daha cazip gelirdi hep. Elindeki mochayı içerken karşısında, burada oturmasının sebebi olan Jimin'le konuşmaya başladı. ''Yoongi denen çocukla iyice yakınlaştınız galiba. Beni ve özellikle seni davet etmesine bakarsak.''

Jimin'e böyle yaklaşmasının daha uygun olacağını düşünmüştü. Zira Yoongi'nin ne hissettiğini adı kadar iyi bilse de, önemli olan arkadaşının da nasıl hissettiğiydi. Bir noktadan sonra onlara karışamayacağını biliyordu ama yine de durumun özelliklerini bilmek istiyordu. ''Yakınlaştık denebilir. Onunla konuşurken rahat hissediyorum ve önemli olan şey buymuş gibi geliyor. Bilirsin daha önceki ilişkilerimde sürekli davranışlarıma ya da kendime dikkat etmem gerekti ama bu sefer böyle değil.''

Arkadaşının bu kadar içten bir şekilde konuştuğunu duyunca sessizce kahvesini yudumlamaya devam etti. İkisinin bir ilişki içerisine girip bunun sonunun kötü bitme olasılığı olsa bile elinden bir şey gelmezdi, arkadaşının bu kadar mutlu bir şekilde bahsetmesinden sonra. ''Üstelik mesajlaşırken bana arada sırada 0 ve 1'lerden oluşan cümleler gönderiyor. Bu sıralar onun sayesinde ben de bu alfabeye merak saldım. Binary, sanırım böyle deniliyordu.''

İkisinin kendilerine özel olarak bir dil geliştirmelerine şaşırmadan edemedi. Jimin'le Yoongi bilgisayar diliyle konuşurken, Jin'i düşündüğünde ikisi daha çok beden dilleriyle konuşuyor gibilerdi. Aklına onun gelmesiyle beraber ne olduğunun farkına varan Taehyung, bir anlığına sebepsizce kafasını salladı. Ardından düşüncesini dağıtmak için tekrar Jimin'e döndü. ''Bugünkü daveti de kodlarla yaptıysa hiç şaşırmam.''

Bunu dedikten sonra telefonun ekranını açıp saati kontrol etti. Tahmin ettiği gibi dersin bitimine çok az kalmıştı, eşyalarını toplamak için yerinden hareketlenmeye başladı. Herhangi bir sorunun çıkmaması için amfiye kadar gidip Jin'e bakmayı planlıyordu. Ve onu amfiden aldıktan sonra Jimin'in arabasına bineceklerdi. Fakat o sırada son sözüyle doğru bir şeyi bilen Taehyung'a takılı kalmıştı Jimin. ''Evet öyle oldu ama ben yazdığını anlamadığım için açıklamak zorunda kaldı. İşin bütün büyüsünü bozmuş gibi oldum.''

Bunu demesiyle beraber oturduğu sandalyeye daha çok sindi arkadaşı. Yoongi'nin yazdıklarını anlamadığı için canı sıkıldığı belli oluyordu. Fakat Taehyung, Yoongi'ye düşündüğünde bile onun canını sıkmasına hiç gerek olmadığını biliyordu. Yine de masadaki telefonunu aldıktan sonra Jimin'e son olarak şunu dedi. ''Daha şimdiden aranızda anlaşmazlıklar başlamış, çok kötü hem de çok.''

Masadan ayrılırken arkasından Jimin'in ona çıkıştığını duyabiliyordu. Buna karşılık sadece arkasını dönmeden elini salladı ona. Aslında kendisinin durumu ondan pek iyi sayılmazdı, hatta her şeyi göz önüne aldığında kendisine bile açıklayamadığı şeyler oluyordu. Jimin büyük ihtimalle bunları öğrenseydi, az önce dediği şeyin ironikliğine gülmeden edemezdi.

Garip bir şekilde çıkış yaptığı, daha doğrusu Jin tarafından zorla çıkartıldığı fakültesine doğru giderken zamanı olduğu için yavaşça yürümeye başladı. Kendi fakültesinin girişinden çıkan insanlara hafifçe göz gezdirdiğinde ani bir hava değişikliğiyle önündeki saçları havaya uçuşmuştu. Bu küçük esintiyi sevmişti fakat havaya kalkan birkaç saç telini aşağı indirmeye çalıştığında gözüne bir şey çarptı.

Çıplak bileğinde kendisine gülümseyen turuncu bilekliğini görünce bir süre takılı kaldı gözleri. Sıcak ama bir o kadar iddialı olan bu renk yüzünden kıyafetini seçerken bütün parçayı bu bilekliğe göre uydurmak zorunda kalmıştı. Zira genellikle kahverengi toprak tonlarıyla beraber beyaz giydiği için turuncu olmasından dolayı ben buradayım, diye bağırıyordu bilekliği.

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Onde histórias criam vida. Descubra agora