Bölüm 41

1.4K 73 461
                                    

Gözleri 24. odanın tavanına dikiliyken kulaklarının derinliklerinde bir şarkının çaldığını hissediyordu Jin. Kulübün içerisinden geldiği konusunda şüpheleri vardı, odalar ses yalıtımlı olduğu için. Üstelik duyduğu, kulüpten gelemeyecek kadar sessiz ve hızlı tempodaydı. Kendi ritminin üzerine sesli bir nefes eklendiğinde, başını yana çevirdi. Şu anda bu derinden gelen hissiyatının kaynağını biliyordu.

Taehyung'un kapanmış ama uyumayan gözlerine baktığında yaptığı göz makyajında gözlerini gezdirdi. Hafifçe aralanan ağzından çıkan her nefesinde, kendi bedeninin bile rahatladığını hissetti. Her sevişmelerinin ardından Taehyung'un dinlenmiş yüzünü seyretmeye bayılıyordu. Ona uzun bir süre bakabiliyordu, ağzından herhangi bir itiraz cümlesi duymadan.

İlişkilerine başlamalarının üzerinden zaman geçmesine rağmen Taehyung'un utangaçlığının kırıntıları varlığını sürdürüyordu. Kurduğu cümlelerden ya da kaçırdığı gözlerinden her şeyi anlamak, Jin için hiç olmadığı kadar kolaydı. Fakat bunlara rağmen sevgisini göstermede kendisinden bile daha cesur olduğunu da biliyordu. Özellikle onu kışkırttığı ya da meydan okuduğu zaman kırpılmayan gözleriyle etrafındakileri yakacak kadar sert olmasından biliyordu.

Taehyung'un her farklı yüzünü gördüğünde sanki bu, son görüşüymüş gibi bakmaktan alıkoyamıyordu kendisini. İlk defa gittiği bir yerin anısını saklarcasına onun anısını zihninde topluyordu. Bazen elbette, bu isteği ölçüsünü aşıyor ve fotoğraflamasına kadar ulaşıyordu. Hayatı boyunca fotoğraf çekmeyi tutkusu haline getiren birisi değildi ama artık fotoğraf çekmemekte hayıflanıyordu.

Hayatının merkezine Taehyung'u aldıkça, ortaya çıkan tutkularının bu kadar güzelleşeceğine hayret ediyordu. Önceden tutkularını bu denli iyi bilmiyordu, bilmek için isteği de bulunmamıştı. Yoongi'nin anlatmaktan bıkmadığı cinselliğe ve türlerine tamamen yabancıydı. Çeşitli fantezilerin varlığından haberdardı ama parmaklarını klavyeye götürüp araştırma yapma düşüncesi bile olmamıştı aklında.

Şimdiyse birkaç adım ötesinde duran bir eteğin eşsiz cazibesi gözlerini boyuyordu. Hala Yoongi'yi anladığı söylenemezdi, onunla görüşü bambaşkaydı. Taehyung'la ilgili olan şeylerin hepsi sırf bir cinsellikten oluşmuyordu. Onun bedenine dokunurken, dudaklarını sürterken canından can veriyordu. Sadece şu anı değil, geçmişi ve geleceğini bir arada düşündüğü hayalleriyle boğuluyordu. Parmaklarının her değdiği yerde çiçek açacakmış gibi, Taehyung'un yüzündeki o canlı gülümsemeyi görmek istercesine temas ediyordu.

Gözlerinin önünde, bacakları hala hafiften dalgalanan Taehyung'a bakarken ona her şeyi vermek istiyordu. İlk başta tamamen farklı tanıdığı bu çocuğun, kendisine bile yabancılaşmış parçalarını ısıtmaktı isteği. Gün aydınlanana kadar saklambaç oynuyormuş gibi onu bulmaya çalıştığında geçmişi hep önünü kapatmıştı. Şu an olduğu gibi, o duvarın ötesini görmekten geri kalmayacaktı elindeki her fırsatta. Bakış açısını dolduran özenle giydiği eteği, ayakkabısı, kazağı ve makyajını gördüğü gibi.

Düşünceleri eşliğinde yerinden doğrularak ayağa kalkmaya çalıştı. Taehyung hala dinlenmek istercesine uzanırken, onun bacaklarının üst kısımlarına elini götürdü. İlk başta düz bir şekilde okşayıp elinin altında hareketlenen tenini hissetti. Varlığını hala hatırlıyormuş tenindeki tüylerinin kabarması, gülümsemesini sağladı.

Çıplak tenini okşamayı bırakıp gezindiği bölgeleri hafifçe sıkmaya başladı. Elinin altındaki sıcaklık hala soğumadığı için Taehyung neredeyse alev gibiydi. Yukarıdan aşağıya doğru, yavaş bir şekilde masaj yaptığı yerler üzerinden ilerlemeye devam etti. Taehyung bu sırada nefeslenmesine ara verdi ve başını çevirerek Jin'e bakmaya başladı. Jin yaptığı işe ara vermeden ona açıklama yaptı. ''Bugün kendini çok yordun. Bu durumda bacakların kasılmasaydı garip olurdu.''

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Where stories live. Discover now