「au」 0.1 | keşfedilen kehanet

En başından başla
                                    

Victoria'nın beni yalnız başa bırakmasından itibaren geçen günlerimin vaziyeti, korkunç bir hale sürüklüyor beni. Gecelerin yalnızlığı içinde, bu şatonun içinde yaşıyorum. Topraklarımın ve halkımın bana olan inancının köreldiği fısıltıları kulaklarıma kadar ulaştı. İşte bu yüzden, bana muhtaç insanları tekrar dinlemeye ve dertlerine çözümler bulmaya adadım kendimi.

Bu sabah, avamların evlerini dolaşmak için şatodan çıktığımda, bugünün garip bir havası olacağını hissetmiştim. At arabam, her zaman olduğu gibi Aşağıki Köy yakınlarında durdu ve ben de indim. Bütün köylüleri ziyaret ettikten sonra, ormanın üstünde bir duman yükseldiğini gördüm. Birkaç adamıma beni takip etmelerini söyleyerek ormanda yürümeye başladım. Her şey normal görünüyordu ormanda fakat dumanın kaynağına geldiğimde, daha önce orada olmadığını bildiğim bir kulübeyle karşılaştım.

Kulübeye yaklaştım ve kapısını tıklattım. Kapıyı yaşlı bir kadın açtı. Bir gözü kördü ve kamburdu. Ona kendimi tanıttıktan sonra içeri gelmemi söyledi fakat diğer iki adamımı içeri almadı.

Bu kadının normal olmadığını içeri girerken anlamıştım. Küçük kulübesi karman çormandı. Çeşit çeşit bitkiler, hayvan postları, kazanlarla doluydu.

Yaşlı kadın masasına geçmemi söyledi ve bana bir şeyler ikram edeceğini söyledi. Gerek olmadığını söylememe rağmen önüme bir bardak koydu. İçmedim.

Yaşlı kadın, çok uzak bir diyardan geldiğinden bahsetmeye başladı. İnsanlar onu dışlamış ve üç tane oğlu da onu terk etmiş. O da ormanda bulduğu bu kulübeye sığınmış. Kadına, yardım edebileceğimi söyledim ve kolunu sıvazlayarak destek verdim. Fakat koluna dokunmamla, açık olan tek gözü kapandı ve birden, kalın bir sesle konuşmaya başladı. Dediklerini aşağıya yazıyorum.

'İnsanlığın ölümsüz dehşeti derin bir uykuya dalacak,

Onu yenebilecek olan tek yiğit ölecek,

Ta ki canavar tekrar uyandığında

Ve yiğidin kılıcı ruhunu tekrar bulduğunda

Dehşetin sonu gelecek'

Yaşlı kadın gözünü tekrar açtığında sözlerinin anlamını sordum fakat ne dediğini bilmiyordu.Ben de sözleri aklımdan çıkarmadan şatoya geldim ve bu yazıyı yazıyorum.

Bu dünyada, sıradan insanların hayallerinin ötesinde olan gerçeklerin var olduğunu biliyorum. Şüphesiz bu yaşlı kadın da, inançlarımın üstünde olan bir yeteneğe sahipti ve sözleri geleceği gösteren bir kehanetin parçasıydı.

Yüce İsa ve Tanrı ruhumu bağışlasın."

Leona, tekrar tekrar okudu yaşlı kadının sözlerini. Büyük-büyük dedesi bir kehanete tanıklık etmişti ve onu not almıştı.

Leona, kağıdı dikkatlice iç cebine koydu. 'ölümsüz dehşet' ona sadece bir ismi hatırlatıyordu: Kont Dracula.

* * *

Leona, İngiltere'ye geldiği günün akşamı hemencecik Albus Dumbledore'u bulmuştu ve kehaneti onunla paylaşmıştı. Şimdi, o ve Yoldaşlık'ın önemli isimleri Toplantı Odası'nda bu kehaneti değerlendiriyorlardı.

"Kehanetlerin ne kadar esnek olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz, Dumbledore." dedi Dorcas, elinde kehanetin yazdığı kağıdı çevirerek.

"Ölümsüz dehşet derken kimi kast ettikleri gayet açık." diye cevapladı onu James Potter. "Dünya üzerinde ölümsüz kaç kişi var? Eminim Flamel'dan bahsetmiyordur."

Creatures of the Night ◈ the MaraudersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin