3.4 | şatoda tehlikeli bir gün

1.1K 158 234
                                    


Derin kar yığını, 1980 yılının Ocak ayında çoktan kaplamıştı Transilvanya'daki o yüce şatounun üstünü. Beyaz bir örtü ile kapatılmış gibiydi şato. Sessizlik ile beraber zamanın durduğunu daha iyi hissediyordu Leona.

Kaç aydır bu şatonun içine sıkışmıştı? Neredeyse Eylül'ün başından beri buradaydı. Geçen zaman, tepenin üstünde yuvarlanan bir taş gibi ilerliyordu, hızlı ve yorucuydu, ancak Leona kaydettiği ilerleme neticesinde pek mutlu değildi.

Yengesi Fabiola'nın sert sözleri ve iğneleyici bakışları, Karina'nın içten yaklaşımlarına rağmen çıkarcı sözleri, büyükanne Nadira'nın taş gibi sert davranışlarıyla Leona, dar bir odada yolunu kaybetmiş hissediyordu. Bunun nedeni kısa bir merdivenden sonra bile kendini nefessiz bırakan korseden de olabilirdi gerçi.

Amca Dorian'ın en küçük kızı ve aynı zamanda Leona ile yaşıt olan Serena ile aynı odada kalıyordu. Serena, annesine göre daha kibar bir insan olabilirdi ancak Leona, gün içinde yaptığı her şeyin, akşamları Nadira'ya yetiştirdiğini biliyordu.

Yine de henüz, gece yarıları kendisine gelen hiçbir mektup ve gelen baykuşla gönderdiği cevap mektubu yakalanmamıştı. Leona'nın dikkatli olduğu bir konu varsa o da buydu. Sirius'un kendisine verdiği, kapalı hediye ise hala yastığının altında duruyordu. Leona, onu kullanma ihtiyacı hissetmemişti henüz ve hissetmek de istemiyordu.

Ve elbette asası, en değerli eşyasıydı. Onu, eskiden beri hassas olduğunu bildiği bir taş döşemenin altına saklamıştı. Hele onunla yakalanırsa, başına daha büyük işler açılacak demekti.

Neyseki Dracula şatosunda son zamanlardan beri bazı şeyler değişmişti. Leona, teknolojinin bu evden içeri asla ama asla giremeyeceğini düşünüyordu fakat işte mumlar yerini lambalara bırakmıştı. Üstelik banyoların neredeyse hepsinin modern şekilde düzenlenmiş olması da Leona'nın dikkatinden kaçmamıştı.

O gece Leona, Sirius'tan gelen ve kimse görmesin diye korsesinin içine sıkıştırdığı mektubu okumak için sabırsızlanıyordu. Gökyüzünde dolunay vardı ve ışıklar kapanıp, kuzen Serena derin uykusuna daldığında, pencere kenarında mektubunu okuyabilecekti.

Birkaç saat sonra da beklediği gibi oldu. Işıklar kapandı, kuzen Serena'nın rahatsız edici horultusu bir süre Leona'nın kulaklarını tırmaladı. Ardından Leona, parmak uçlarında ayağa kalktı ve yatağının ucunda kalan pencereye doğru yürüdü.

Pencereden yukarı baktığında bir tabak gibi parladığını gördü ayın. Ne zaman dolunay görse, zavallı Remus Lupin aklına geliyordu. Muhtemelen bu gece de o hırpalayıcı günlerinden biriydi. Sirius'un James'in ve Peter'ın onu bu gece de yalnız bırakmadığını umarak mektubu açtı.

"Sevgili Leona,

Bu mketubu yazarken, Godric's Hollow'daki minik Potter'ların evindeyim. Mektuptaki sorularına cevap vermeden öce neden burada olduğumu açıklamak istiyorum. Hepimiz çok mutluyuz ve bu haberi aldığında da sen de mutlu olacaksın. Lily hamile! Gerçekten! Minik bir James Potter yolda. Tanrım! Böyle bir zamanda çocuk yaptıkları için onlara deliler gibi kızabilirim. Ancak kızamıyorum. Düşündükçe heyecanlanıyorum. Lily, kendisinden daha çok tepki verdiğim için bana kızıyor ama kimin umuruna? İkinci bir James Potter! Mükemmel! Bu ikisinin çocuğu tam bir felaket olur ve bilirsin- felaketleri severim.

Tamam, tamam. Sakin olarak devam ediyorum çünkü Lily tüm kağıdı bebek ile doldurmamam gerektiğini söyleyip duruyor. Ne yapayım ama? Sanırım bu bebek hepimizin geçirdiği bu karanlık dönemin aydınlığı olacak. Hissediyorum.

Evet, dediğim gibi, şu an hepimiz Godric's Hollow'dayız. Minik bir kutlama yaptık. Maureen biraz önce çıktı. Başının ağrıdığından şikayet ediyordu. Yine de sana selamı var. Keşke burada olsan.

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now