1.1

287 16 48
                                    

"Calum?"

"O çocukla çıkıyor olamazsın."

"Çıkmıyoruz,ayrıca sana ne oluyor? Saçma sapan davranmaya başladın."

"Bir şey olduğu yok." Yanımdan gitmeye kalkınca onu kolundan tutup durdurdum.

"Sorun ne?" Cevap vermesini bekliyordum ama o gözlerini kaçırıyordu. "Benimle konuşman gerek."

"Bilmiyorum Laura, çok sinirliyim. Seni başkasıyla görmek delirmeme sebep oluyor." Vereceğim cevabı beklemeden yanımdan uzaklaştı. Beklemesi için arkasından seslendim ama beni beklemeden gitti. Bu hallerine gerçekten anlam veremiyordum. Dedikleriyle yaptıkları uyuşmuyordu ve bu gerçekten çok sinirimi bozuyordu.

"

"Buraya gelmeyeli çok uzun zaman olmuştu değil mi?" ikisinden de cevap alamadım. Kardeşlerimle önceden geldiğimiz restoranlardan birinde toplanmıştık, ama ikisi de hiç konuşmuyorlardı. Makarnam gelince onlarla uğraşmayı bıkraıp yemeye koyuldum.

"Artık konuşup aranızı düzeltir misiniz? Sizinle daha fazla uğraşmak istemiyorum." Ben yemek yerken yine söylediğimi umursamayıp inat ediyorlardı. Joseph'in bacağına tekme attığımda sonunda lafa girmesi gerektiğini anladı.

"Jasmine,öncelikle özür dilerim. O gün babama hak vermem ve evden gitmeni istemem aptalcaydı. Ama-" Cümleyi batıracağını tahmin ettiğimden tekrardan bacağına vurduğumda sinirli bakışlarını suratıma çevirdi. Uyarırcasına ona baktım. "Kardeşimle konuşmamak beni üzüyor. Sen benim her şeyimsin. Lütfen eskisi gibi olalım."

"Sen de benim her şeyimdin Joseph. Yaptığın aptallıklardan sonra fikrim değişti tabi."

"Kendimi affetirmek için ne yapabilirim?" Jasmine'e baktım. Bana göz kırptı. Sanırım ilk önce onu iyice süründürecekti.

"Bilemiyorum,hala kalbim çok kırık."

"Babamla konuşup kredi kartını geri alabilirim." Dediğinde yemin ederim ki Jasmine'in gözlerinin parladığını görmüştüm. O da dayanamayıp kollarını Joseph'e sardı.

"Bu kadar küs kalmanız bile şaşırtıcıydı." Yemeğimizi bitirince beraber restorandan kalktık. Üçümüz beraber vakit geçirmeyi çok özlemiştim. Çoğu zaman onların arasında kalıyordum,beni de bu dertten kurtamışlardı.

Evin önüne gelince abimin arabasından indik. Bizi kapıda annem karşılamıştı. İki çocuğunun barıştığını duyunca sevinçten gözleri dolmuştu.

"Laura,bir arkadaşın geldi. Odanda seni bekliyor." Annemin dediğine karşılık kaşlarım çatıldı Kimseyi beklemiyordum.

"Kim geldi ki? Kimseyi beklemiyordum."

"Ben de tanımıyorum. Çıkıp bakmaya ne dersin?" Onu onaylayıp odama gitmek üzere yukarı çıktım. İçeri girdiğimde gördüğüm kişi kesinlikle beklediğim son inan bile değildi.

"Miranda?" Kafasını Calum ve benim fotoğrafımın olduğu çerçeveden kaldırıp bana baktı. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı,sanırım ağlamıştı. "Sen iyi misin?"

"Harikayım,görmüyor musun?" Yatağımın üstüne,onun yanına oturdum.

"Sorun ne?"

"Sorun şu." Kanlanmış gözlerini kaldırıp doğrudan gözümün içine baktı. "Senin yüzünden sevgilim beni terk etti. Artık mutlu olabilirsiniz,sonunda ona sahip olabilirsin."

"Ayrılığınızın benimle ne alakası var?"

"Her zaman düşünüyordum,ama hep arkadaşsınız diyerek bu fikri kafamdan attım. Sonra yılın başında ne olduysa oldu. Calum beni umursamamaya başladı,sürekli seninle ilgili konuşuyordu,seninle ilgileniyordu."

You Know I'm No Good //HoodTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang