3.3 | dracula ailesinden mektup

Comenzar desde el principio
                                    

Dumbledore, Karagrah'ın kapısından içeri girdikten sonra hızlı ayak seslerini duydu. Leona Dracula, koridor sonunda kalan odadan fırlamıştı Dumbledore'u gördüğünde.

"Bayan Dracula?" dedi Dumbledore, çoktan karşısına kadar gelmiş Leona Dracula'ya bakarak.

"Cevap mektubu geldi, Dumbledore." dedi Leona titrek bir sesle. "Dracula'lar, gelmemi kabul ediyor."

Dumbledore'un kır düşmüş kaşları havalandı. "Demek öyle." dedi kısık bir sesle. "Hadi içeri gelin, biraz konuşalım bunu."

Leona kafa salladı ve Dumbledore'u takip etti. Dumbledore, boş olan toplantı odasına girdi ve Leona'ya koltuklara geçmesini işaret etti. Leona, koltuğa yerleşti.

"Sizi dinliyorum Bayan Dracula." dedi Dumbledore.

"Bu akşam, büyükannemden mektup geldi." dedi Leona eliyle mektubu açıp Dumbledore'a uzatırken. "Rumence yani- anlamayabilirsiniz. Ancak sonuç olarak şatoya geri dönmemi kabul ediyorlar."

Dumbledore aldığı mektup üzerinde gözlerini gezdirmeye başladı. "Sanırım Rumence bilgim bu mektubu okuyabilecek kadar var." dedi alçakgönüllü bir gülüşle. Okumayı bitirdiğinde Leona'ya döndü. "Sanırım en kısa zamanda gidiyorsun." dedi Dumbledore. "Tek başına bir yolculuğa çıkmak zordur, Bayan Dracula. Bunu kaldırabileceğine inanıyor musun?"

Leona kafa salladı. "Bu yolculuğu sadece yalnız başarabilirim." dedi.

"Ailenin vampirlere olan düşkünlüğünü biliyorum, Leona. Eğer yanına bir arkada-"

"Hayır, Dumbledore." dedi Leona, sözünü keserek. Söz kesmek, hele de Dumbledore gibi birinin sözünü kesmek hiç Leona'lık bir hareket değildi fakat ima ettiği şey söz konusu olunca Leona kendisini tutamadı.

Sirius, Leona'nın Transilvanya'ya gideceği haberini aldıktan sonra kendisinin de gelmek istemesi konusunda fazlasıyla ısrarcı davranmıştı. Ancak Leona, o ortama uygun olan son kişinin Sirius olduğunu biliyordu. Her şeyden önce, ailesinin yaşam tarzına alışamazdı Sirius. Dracula'lar fazlasıyla içine kapanık ve geri kafalı ailelerdendi. Üstelik Sirius'un orada çıkaracağı bir sorun, amacına ulaşmasına engel olabilirdi. Onun içine sığmayan Gryffindor ruhu, Transilvanya'nın derinliklerinde başlarına çok iş açabilirdi.

"Pekala, pekala." dedi Dumbledore, Leona'yı anlayarak. "O zaman, yarın Romanya'ya gidebilirsiniz."

* * *

Leona, ertesi gün olduğunda, ailesinin Transilvanya yolculuğuna hayatta izin vermeyeceğini bildiği için onlara bir şaşırtma büyüsü yapmıştı. Bunun ardından da, Hogwarts'a giderken her yıl doldurduğu bavulunu doldurmuş ve evinden ayrılmıştı. Gerçi aldığı eşyalardan çoğunun işe yaramayacağını biliyordu çünkü Dracula ailesinin şatosunda teknoloji ve modernizm gibi kavramlar geçerli olmazdı.

Romanya'nın başkentine, Londra'dan kalkan bir uçakla gidecekti. Ardından ise Transilvanya'ya bir otobüsle geçecek ve oradan ailesiyle buluşacaktı. Şimdi ise, havalanına girmeden önce arkadaşlarıyla vedalaşıyordu.

Onu yol etmeye Sirius, James ve Maureen gelmişti sadece. Diğerlerinin ise Leona'nın ayrıntıları hakkında bilgisi olmadığı görevleri vardı.

Yoldaşlık'ta işler çoğunlukla böyle yürürdü. Kimse, o görevin içinde değilse ayrıntıları hakkında bilgilendirilmezdi.

"Sanırım burayı tahmin ettiğimden daha çok özleyeceğim." dedi Leona buruk bir gülümsemeyle. Atılacağı yeni macera gözünü korkutuyordu doğrusu. Her zaman o kütüphaneye ve elbette şatoya dönme hayali kurmuştu derinlerde ancak bunun gerçekleşeceği ihtimalini çok düşünmediğinden gerek, kendini tam anlamıyla hazır hissetmiyordu. Üstelik, Yoldaşlık içine girdiğinden beri Sirius ile daha iyi iletişim kurmaya başlamışlardı ve Leona, zamanla ona daha çok bağlandığını hissediyordu. O sarılmadan sonra aralarında romantik hiçbir şey yaşanmamış olsa da, çünkü ikisi de bunu yapacak kadar kuvvetli hissetmiyordu, Leona, Sirius'a olan sönmüş hislerinin tekrar alevlendiğinin farkındaydı.

Creatures of the Night ◈ the MaraudersDonde viven las historias. Descúbrelo ahora