2.6 | sarı zarflı mektup

Start from the beginning
                                    

"Eğer bu kadar sıcaklamak istemiyorsan bir an önce saçlarını kestirmelisin." dedi Leona, tezgahın arkasında iki bardak limonata hazırlarken.

"Saçlarımı seviyorum." dedi Prior, eliyle ensesine kadar uzanan saçlarını karıştırarak.

Biraz sonra Leona, elindeki iki tane buzlu limonatayı ahşap masaya koydu. Leona, pipetiyle bir yudum alırken Prior diklemeyi tercih etmişti.

"Ee, ne zaman büyücü dergilerine yazı göndermeyi planlıyorsun, Leona?" dedi Prior. Leona'nın yazmak konusunda ne kadar iyi olduğunu iyi bilen birkaç kişiden biri olsa da, kızı büyücü dergilerine yazı göndermek konusunda asla ikna edemiyordu.

"Bu zamanda mı?" dedi Leona alayla. "Safkan olduğun için kendini rahat hissediyor olabilirsin ama hatırlatırım, ben değilim."

"Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen'in, dergi okuyarak zaman geçirdiğini sanmıyorum." dedi Prior bilmiş sesiyle. "Nereden bilecek ki sen olduğunu?"

"Kimden bahsettiğimizi unutuyorsun." dedi Leona, kısık bir sesle. O adamdan bahsetmek tüylerini ürpertmişti. "Bu şekilde saklanmak benim için de, ailem için de güvenli olan yol."

Prior, cevap vermek yerine iç geçirmekle yetindi. Yaşadıkları karanlık zamanlarda herkes, saklanabileceği bir delik bulmak için uğraşıp duruyordu. Hele de, Leona gibi kan yoluyla büyücü olmayan kişiler, tehlikenin göbeğindeydiler.

Prior, bu durumda güvende olanlar listesinde sayılabilirdi. Kan yoluyla safkandı sonuç olarak. Tabii, bu güvenlik hissi de çok parlak bir durum değildi. Her an, Adı-Anılmaması-Gereken-Kişi'nin takipçileri, Ölüm Yiyen'ler, kapısını çalıp kendi taraflarına katılmak zorunda olduğunu söyleyebilirlerdi. Bunu reddeden sihirbazların şu anda hepsi mezardaydı sonuç olarak. Üstelik, Prior'un melez kuzeni Severus Snape'in de artık bir Ölüm Yiyen olduğu düşünülürse... Bu gerçek, Prior'un tüylerini diken diken yaptı.

"Ee, seni buralara getiren nedir?" dedi Leona. Aralarında oluşan o sisli havayı dağıtmak istiyordu.

"Üniversite kütüphanesine gitmem gerekiyordu." dedi Prior tekrar neşeli bir moda girereken. "Hazır Cambridge'e gelmişken yanına uğramadan gitmek istemedim."

"Hala ne yaptığını bana anlatmıyor oluşun canımı sıkmıyor değil." dedi Leona. limonatanın dibinde kalan son damlaları, pipetinden çekerken rahatsız edici bir ses duyuldu." Pardon." dedi Leona, pipeti dudaklarından uzaklaştırarak. Ardından devam etti. "Bir aydır dördüncü gelişin. Üstelik hala ne aradığını söylemedin!"

Prior, muzip bir havada kıvırdı dudaklarını. Leona'yı meraklandırmak hoşuna gidiyordu. Yavaşça omuzlarını silkti. "Bitirdiğim zaman öğrenirsin, zaten." dedi ve göz kırptı. Daha sonra sol bileğine taktığı, deri kordonlu saate baktı. "Benim artık gitme vaktim gelmiş."

"Bir dahakine daha erken gel de sana bir yemek ısmarlayayım." dedi Leona, ayağa kalkan Prior ile ayağa kalkarken.

"Bir daha geleceğime eminsin, yani." dedi Prior gülümseyerek.

"Her zaman geliyorsun."

İki arkadaş, veda edercesine sıkı sıkı sarıldılar birbirlerine. Ardından, Prior, dükkandan çıktı ve Leona, onun ıssız caddede, gözden kayboluncaya kadar izledi.

Daha sonra, yine bulmaca yapmak için masaya yönelmişti ki kasanın yanına bıraktığı, sarı renkli zarf dikkatini çekti. Daha önce fark etmemişti ancak dergilerin ona cevap yazarken daima beyaz zarf kullandığından emindi. Peki ya onlardan başka kim mektup yazardı ki? Aklına gelen ilk kişi bile kendisine en son bir yıl kadar önce mektup yazdığı düşünülürse...

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now