ben, seni kaybettim

ابدأ من البداية
                                    

Şimdi ise, hikayenin bütün sayfaları yeniden yazıyordu kendini sanki görünmez bir mürekkeple kalbimin kapanmayan o dehlizinde. Kendimi avutmuştum, bu gerçek tırnakları enseme batan bir kabus gibi sızmıştı uykusuz gözkapaklarıma, artık  kapatamıyordum feri kalmayan gözlerimi.

Ellerinde parlayan yüzükle karşıma duran bir kadın vardı, Jade. Sehun'u benden korumak isteyen bir kadın, belki de ellerinde onun sadakatini taşıyan bir kadın.

Dolan gözlerimden yere düşen damlanın bir okyanusu çalkalandırdığını hissetmiştim zihnimde, boğuluyordum. Kurtulmak istemiyordum üstelik, hiçbir şey istemiyordum.

"Sehun her şeyi anlattığında yanılmadığımı anlayacaksın. Ondan uzak dur, eninde sonunda canını yakacaksın."

Nemli gözlerimle hareli gözlerine baktığımda gördüğüm siluetimde kendimi arıyordum, kim olduğumu, Sehun için kim olduğumu belki de. Gözlerini umursamaz bir edayla çekip elini beni görmezden geldiğini belli eder bir tavırla kıvırarak Sehun'un odasına doğru adımladığında sert adımlarımı önüne attım. Ne olursa olsun, ateşi göğsümde yükselen hiçbir şey için geri adım atacak değildim, hiçbir aleve teslim ederken göz ardı etmeyecektim benliğimi.

"Ziyaret saati bitti, hanımefendi."

Şuh bir kahkaha attığında dişlerimi birbirine kenetleyerek cebimdeki sabahtan kalan çikolata ambalajını avcumun içinde sıktım, yumruk yaptığım ellerimin beyaza kesen eklemlerini sakladığım ceplerimde Sehun'un sandviç getirdiği o günden kalma not kağıdını saklıyordum. Lanet olsun, her şey karmakarışıktı.

"Vay canına, beni böyle durdurabileceğini mi sanıyorsun?"

"Bay Oh için birinci derece yakınlar dışında ziyaret kabul edilmeyecek, bir probleminiz varsa ilgili profesörle konuşabilirsiniz."

"Bay Oh demek, patronun olduğunu hatırlamana sevindim."

Sabrımı zorluyordu, haddini bildirmek için hevesli olmamamın tek sebebi Sehun'a haksızlık etmemekti. Şayet ona sormaktan kaçarsam yaptıklarının canımı bu denli yakmasını unutmuş gibi davranarak canını acıtacaktım belki de. Olanları herhangi birine anlatacak kadar yakınlaşması bile onu deli gibi kıskanmam için yeterliydi, fazlasını ondan duymadıkça idrak edeceğime inanmıyordum.

"Pekala, bu kadar eğlence yeter. Sehun'u bu kadar düşünseydin dinlenmesi gerektiğini anlardın, benimle inatlaşman onun uykusuna mal olsun istiyorsan gir içeriye, istediğini yapabilirsin."

"Sen mi düşünüyorsun onu, gözlerinin önünde bir başkası ile olmanı izlemesini isteyecek kadar mı düşünüyorsun Kim Rise?"

"Sana hayatım hakkında konuşma hakkını kimse veremez,benden başka."

"Kendini fazla değerli görüyorsun."

"Ve bu seni hiç ilgilendirmez."

"Söz konusu Sehun ise ilgilendir-"

"İlgilendirmez!"

Yükselen sesim ile bakışlar bize çevrildiğinde titriyordum, suratında istediğini almış bir ifade vardı. Benimle oynamıştı, lanet olsun benimle oynamıştı.

"Bir sorun mu var Doktor Kim?"

Servis hemşiresi omzumun arkasında çekingen bir tavırla sorduğunda gözlerimi parlayan hilekar gözlerinden ayırmadan mırıldandım;

sillage•oh sehunحيث تعيش القصص. اكتشف الآن