Mafya Babası

Mafya Babası -18-

    Caner kaşlarını çatmış bana bakarken elimle gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Ellerimi çektiğimde makyajım ellerime bulaşmıştı. Kapıya doğru yürümeye başladığımda Caner bana seslendi ama durmadım. Buraya çıkarken lavabonun tabelasını görmüştüm. İçeri girip suratımı temizledim. Korayı bulmam gerekiyordu ama suratımı temizlemeden insan içine çıkamazdım. Suratımı temizlerken kapı açılmış içeri Caner girmişti. Suyu kapatıp ona döndüm "Defol git istemiyorum seni anlasana ne istiyorsun benden Allah'ın belası." dedim ve ayağımdaki topuklu ayakkabıyı çıkartıp ona doğru fırlattım. Kapıyı kilitleyip ellerini iki yanına kaldırdı. "Sakin ol Ada ne oluyor böyle sana?" dediğinde hayretler içerisinde kalmıştım. "Ne mi oluyor?" dedim. Yüksek sesli bir kahkaha döküldü dudaklarımdan. "Ne oluyor öyle mi, sen ne tür bi şerefsiz çıktın ya aşağıda karın var ve sen beni bir peçete gibi kullanıp işini halledip atabileceğini mi sanıyorsun?" dedim. "Hayır. Ada artık içimde tutmak istemiyorum bu gerçeği ben kendimden bile saklamıştım, o benim karım felan değil mecburiyetten izin versen sana her şeyi anlatırım." dedi. Ellerimle kulaklarımı tıkadım "Senin yapacağın hiçbir açıklamayı duymak istemiyorum defol git yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım." dedim. Dişlerini sıkıp üzerime doğru gelmeye başladığında bu sefer geri adım atmadım. Dibime girip "Bu konuşma burda bitmedi." dedi ve kapıyı açıp tuvaletten çıktı.

   Ayakkabımı yerden alıp giydim . Suyu açıp sakinleşmek için vücudumu biraz ıslattım. Tekrar kapı açıldığında dönüp bağırmaya başlayacağım sırada durdum. Gelen Koray'dı. Kapıyı kapatıp kilitledi. "Noldu?" diye sorarak yanıma geldi. "Bu halin ne neden ağlıyorsun." dedi. Kardeşin bana tecavüz etti diyemedim, söyleyip olay çıkarmakta istemedim. "Yok bir şey sinirlerim bozuldu." dedim. "Caner sana ne söyledi o da berbat bir halde sende?" dediğinde duyduğum isim karşısında yine sinirlerim tepeme çıkmıştı. Artık o adamın ismini bile duymaya tahammülüm kalmamıştı.

   Derin bir nefes alıp "Gidelim burdan." dedim. Belki başkası benim yerimde olsaydı evine dönmek isterdi ama ben Koray'ın yanından başka bir yere giderek aptallık yapmış olurdum. Bir tarafta olmalıydım, ya babamın, yada onun karşısındakilerin. Onun yanında olamayacağıma göre karşısındakilerin yanında durmam gerekiyordu. Koray bana şuana kadar kötü bir şey yapmamıştı zaten.

      Koray kafasını sallayıp kapıyı açtı. Beraber davetlilerin olduğu yere hiç girmeden buradan çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde ağzımızı bıçak açmıyordu. Dışarıya dönüp dışarıyı izlemeye başladım. Caner'den hiç beklemediğim bir hareket yapmıştı. Benden nefret ettiğini düşünüyordum ama bugün tam tersi davranmıştı. Benle oyun mu oynamak istemişti gerçek miydi bilmiyordum. 

                                 —————

   Yolda yemek alıp paketletip eve gelmiştik. Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Artık odam diyordum çünkü artık burda yaşamaya başlamıştım ne kadar isyan etsemde, kabullenmiştim. Üstümü değiştirdikten sonra salona indim. Koray takım elbisesini çıkarmamış salonda kapalı  televizyona bakarak sigara içiyordu. Yanına gidip oturdum. Karşısına bakmaya devam etti. Masanın üstündeki sigara paketinden bir dal çıkartıp ağzıma koydum. Gözlerim çakmak ararken Koray cebinden çıkardığı çakmağı yakıp suratımın önünde tuttu. Sigaramı yaktıktan sonra içime çektim. Kafamı arkaya yaslayıp dumanı üflerken içimdeki bütün derdin o dumanla uçup gitmesini istedim. Hiçbir işe yaramadı. Yaramazdıda. Biliyordum...

    Yanaklarım ıslanınca yine ağladığımı farkettim. Sigarayı söndürdüm. Parmaklarımla gözyaşlarımı sildim. Koray bana dönüp baktı. Dizlerimi kendime çekip kafamı dizlerime dayadım, kimsenin beni ağlayarak görmesini istemiyordum. Koray beni dürttü. "Ada baksana bana bi."dedi. Kafamı kaldırıp baktım. "Neden ağlıyorsun, gitmek mi istiyorsun?" dediğinde kafamı iki yana salladım. Kaşlarını çattı. "Caner yüzünden ağlıyorsun dimi." diye sorduğunda yanıt vermeden kafamı dizlerime koydum. Elleriyle kafamı kaldırdı. "Ağlama kızım ne ağlıyorsun salak işte." dedi. Gülümsedim. Ama beni rahat bıraksın diye. İçim kan ağlıyordu. "Ha şöyle... Ağlayınca aynı maymunlara benziyorsun ağlama , göz zevkimi bozma." dedi. Kafamı ellerinden kurtarıp "Ha ha ha." dedim.