10-İlk Öpücük♣️

837 32 9
                                    

Bu bölümü hikayenin başından beri hep yanımda olan çok yakın arkadaşım silatascioglu na ithaf ediyorum.

Keyifli okumalar!!

Medya- Göksel/Denize Bıraksam

 10.Bölüm

"Eylül!"  Eyvah bittim ben. İşte bu bittiğimin kanıtıdır. Saçımdaki lanet böcek beni bitirmişti sanırım. Efe bizi bu şekilde görmüştü ve eminim şu anda kendi kafasında saçma teoriler üretiyordur. Bir hışımla olduğumuz odaya girdi ve Emir'i savururcasına çekti.

"Yine mi sen lan!" diyerek Emir'in üzerine doğru kükredi. Şaşkınlıktan ve korkudan titriyordum. Efeyi Murat konusunda bile bu kadar sinirli görmemiştim.

"Senden kurtulamayacak mıyız biz! Eylül'ü mü takip ediyorsun piç!" diyerek Emir'in boynuna sarıldı. Eğer biraz daha hareket etmezsem çocuğu kesinlikle öldürecekti! Bu yaşta hapise girmesini göze alamazdım!

"Efe! Hiçbir şey anladın gibi değil Yeter!" Zorlukla bağırmıştım. Hiçbir şeyi bilmeden böyle yargılaması huyundan nefret ediyordum! Benim sesimi duyunca duraksadı. Emir'i sertçe ittirdi. 

"Seninle eminim tekrar görüşeceğiz." diyerek onu dışarı bildiğiniz dışarıya doğru fırlattı.

"Eylül Hanım ne oldu? Emir'i görünce lunaparktaki sarılamamıştık diyerek yarım kalan işinizi mi tamamladınız!" diye öfkeyle soluduğunda ona baktım. Bu kadar kıskanç ve sinirli olduğunu tahmin etmemiştim ama bir sorun var ki şu anda bende onun kadar sinirliydim. Beni nasıl böyle bir şeyle yargılayabilirdi. Bu çok alçakçaydı! 

"Lanet olsun Efe! Sana gerçekten inanamıyorum. Hiçbir şeyi dinlemeden öğrenmeden yargılıyorsun! Ben tam dışarıya çıkarken beni fark etti ve yanıma geldi. Oyun için tebrik etti. Daha sonra endişelenmemem gerektiğini ve saçımda böcek olduğunu söyledi. Bende her zaman ki korku refleksimle ona sarıldım! Senin düşündüğün kadar sürtük birisi değilim!" Bütün öfkemi kusuyordum. Dinlemeden bağırıp çağırması gerçekten çok kötüydü. Beni kesinlikle böyle bir şeyle suçlayamazdı En nefret ettiğim şeylerden birisiydi bu! Onun konuşmasına izin vermeden devam ettim. 

"Ama Efe Bey hiçbir şey dinlemez o sadece koca egosuna göre hareket eder. Çünkü..." bağırıp kavga etmemi kesen Efe'nin dudaklarıydı. Şu anda resmen beni öpüyordu ve şaşkınlıktan ölmek üzereydim. Ben şaşkınlıktan karşılık vermemiştim. Kısa ama nazik öpücüğün ardından bana sarıldı.

"Özür dilerim sevgilim. Seni dinlemediğim için özür dilerim. Ama benim olana başkasının dokunmasına dayanamıyorum. Sana benden başkasının dokunmasını bakmasını istemiyorum. Sende beni anla." Alnımdan öptü. İşte bu cümleler bütün sinirimi her şeyimi alıp götürmüştü. 

"Eylül!" Babamın sesini duymamla Efeden ayrıldım. Ona gülümseyerek ve bir o kadarda minnet dolu bakışlarla bakıyordum. Daha sonra odadan çıkıp babamın yanına gittim.

"Tamam baba işlerim bitti gidebiliriz." Babamla ve askerlerle beraber askeriyeye geri dönmüştük. Efeyle her göz göze geldiğimde utançtan kıpkırmızı oluyordum ve o bundan zevk alıyordu. Beni o halde görünce çarpık gülümsemesini yüzüne yerleştiriyordu. Askeriyeye varınca arabadan indik.

"Baba ben odama çıkıyorum biraz dinleneceğim." dedim. Aslında şu anda babamdan çok Efeye haber veriyordum. O da ne yaptığımı anlamış olacak ki kısık sesle gülüyordu. Odama geçince üzerimi değiştirip yatağa uzandım. Sabah erken kalktığım için uykum vardı. Aklımı Efeden çekip kendimi uykuya bıraktım.

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now