"Umarım sadece oyuncaklarını değil ihtiyacın olan şeyleri de almışsındır çünkü buraya bir daha gelme şansımız olabileceğini hiç sanmıyorum, ufaklık."

Alay edercesine konuştuğunda öyle sinir olmuştum ki şu an araba kullanmasaydı üzerine atlayabilirdim. Bana küçük bir çocuk muamelesi yapmasına da katlanacak değildim.

"Ben çocuk değilim! Bana bir daha öyle seslenme." Söylediklerim üzerine tek yaptığı şey gülerek geçiştirmekti.

"Tabi ki de ihtiyacım olanları aldım. Bu elimdeki de annemden kalan ve bana onu hatırlatan bir şey sadece."

"Bu benden küçük olduğun ve elindekinin bir oyuncak olduğu gerçeğini değiştirmez."

Onunla laf dalaşına girip canımı sıkmayacaktım. Sadece arkama yaslandım ve elimdeki ayıcığın yumuşak tüylerini okşamaya başladım. Camdan dışarıyı seyretmek adına başımı sağa çevirdiğimde şehir merkezine doğru gidiyor olduğumuzu farkettim.

Gittikçe yükselen binaların yanından geçerken ona döndüm.

"Şimdi nereye gidiyoruz?" Şehir merkezinde bulunmanın benim için riskli olacağının farkında değil miydi diye düşünürken onun çoktan bir planı olduğunu tahmin edebiliyordum. Yine de bunu benimle paylaşmasını umarak ona bakmaya devam ediyordum.

"Alışveriş merkezine gidiyoruz. Almamız gereken şeyler var, eğer senin de ihtiyacın olan bir şey varsa orada hallederiz."

O yola konsantre olmuş bir şekilde soruma cevap verirken her hareketini inceliyordum. Aslında üstüme giyecek çok az kıyafetim vardı ve bu iyi bir fikir gibi görünüyordu. Ama yine de bu riski almaya değer miydi?

"Ama... peki ya biri omega olduğumu farkederse?" Sorumu yanıtlaması ve yine yaptığı zekice planı açıklaması uzun sürmedi.

"AVM çok kalabalık. Yani orada senin gibi bir sürü omega insan var ve çoğunluğun arasında kimsenin gözüne batmayacaksın. Ayrıca müşterilerin dışında çalışanlar yani betalar bulunuyor. Zaten onlar kokunu alma yeteneğine sahip değiller, bunu biliyorsun."

Bu beni ikna etmeye yetmişti. Zaten başım daha ne kadar belaya girebilirdi ki? Çok daha riskli ortamlarda bulunmuştum ve yanımdaki adam ne kadar gizemli ve sert olsa da onun yanındayken kendimi güvende hissediyordum. Yola bakmaya devam ederken onu onaylamak adına kafamı aşağı yukarı salladım.

Kapalı otoparka girerken güvenlik adına AVM'nin girişinde bekleyen güvenlik görevlilerini görmemle gerildim ve bakışlarımı önüme çevirdim. Otoparkın girişinin arabalarla dolu olmasından dolayı herkes gibi sıkışıklığın geçmesini beklerken arabanın içinde sessizce duruyorduk. Az önceye kadar gayet rahattım ama uzun süre sonra böyle kalabalık bir yerde bulunmaktan dolayı gerilmiştim. Alfa bunu farketmiş olacaktı ki kafasını bana çevirdi. Tırnaklarımı elime geçirirken bakışlarım hala ayaklarımdaydı.

"Merak etme, bir şey olmayacak."

İlk defa beni sinirlendirmek yerine rahatlatan sesini duymamla ona döndüm. Gözlerimiz buluştuğunda daha önce hissetmediğim tarzda bir çekim hissetmemle kalbimin yerinden çıkacağını sandım. Gözleri odağını kaybetmeden grimsi gözlerimi delip geçiyordu. Tüm korkum tamamen kaybolurken başımı öne eğip kızarmış yanaklarımı saklamak üzere bakışlarımı sağımdaki pencereye çevirmiştim.

"Tamam." boğuk çıkan sesimle karşılık verirken hala bana bakıyor olduğunu görebiliyordum. Aramızdaki çekimi bozan şey arkadaki arabadan gelen korna sesi oldu.

Ön cama baktığımda önümüzdeki arabaların uzaklaşmış olduğunu gördüm. Alfa da bakışlarını benden ayırıp tekrar yola çevirdi ve karanlık otoparka giriş yaptık. Yüzlerce arabanın bulunduğu yeri görmemle ağzım açık kalmıştı. En son böylesine büyük bir AVM'ye ailemle 13 yaşındayken geldiğimi hatırlıyordum. Tabi o zamanlar kimliğim belli değildi ve ben de annem ve babam gibi beta olacağımı düşünüyordum. O mutlu ve huzurlu günlerin 15 yaşımda olduğum testle mahvolacağını nereden bilebilirdim ki?

HIERARCHYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin