2

12.4K 966 1.1K
                                    

-

Burada fazla kişi çalışıyordu ve herkesin alanı da farklıydı. Gerçekten büyük bir yerdi. Ben pazartesi,perşembe,pazar çalışıyordum. düzenim hep bu şekildeydi. Pazar ve pazartesi üst üste geldiği için yorulurdum ama buna pek ses etmezdim.

Odam da oturmuş yeni aldığım oyunu oynarken, bir yandan da şarkı dinliyordum. Bu şarkı misafirim olan idolün bana dinlemem için verdiği şarkıydı. Onunla iyi anlaşıyordum. Değişik bir tipti ama hoş biriydi. Çok fazla ünlüydü. Onu ilk karşımda gördüğümde ağzımdan istemsizce 'ha ne, Siktir' çıkmıştı ve ikimizde gülmüştük. Onun da herkes gibi değişik bir huyu vardı. Onunla seks sırasında,ses kaydı açardı ve aklına gelen cümleleri kaydederdi. İlham ona seks sırasında gelirdi ve bunlara gülmeden edemezdim. O gülmeme bakarak daha çok güler ve daha da çok güzel sözleri bir araya getirirdi. Ona eşlik etmeyi severdim. Bir edebiyatçı olarak en sevdiğim şey, şiir yazmaktı. Yıllardır yazdığım şiirleri tuttuğum bir defterlerim bile vardı.

Gizlilik sözleşmesi olduğu için, ki olmasa bile onun parçalarından kimseye bahsetmezdim. Şimdi de onunla birlikte olduğum anlarda, beraber yazdığımız şarkının demosunu bana vermişti. Ve harikaydı, gerçekten. Eunwoo cidden mükemmel bir idoldu.

Sanırım  kişisel numaramı verdiğim tek kişi oydu. Ona güveniyordum ve bunu yapmaktan dolayı da pişman değildim. Bana aşık değildi. Bana aşık olan misafirlerim vardı fakat Eunwoo bunlardan biri değildi.

Hani şu yüzüne işediğim istihbarat başkanı Jihon. Evet evet o bana aşıktı. Zararsız bir adamdı ama aşıktı işte. Karısından boşanmıştı. Beni asla bir şeyler için zorlamıyordu ama ona onunla yaşamak istediğimi söylesem mesela, buna asla hayır demezdi. Beni sıkmıyordu, bunaltmıyordu, o yüzden onun benim devamlı misafirim olmasına izin veriyordum. Normalde bu durumda, Gold'lara aşık olan misafirleri kabul etmiyorduk. Çünkü aşk aptal bir duyguydu ve aşık olunca aptal şeyler yapmaya müsaitti insanlar. Fakat Jihon öyle değildi. Başını omzuma yaslayıp uyuyordu, bana yemek yediriyor ve bol su içirtiyordu. Sonuçta onu ben iş olarak görsem de, o beni öyle görmüyordu, zararsızdı işte.

Haftada üç kişiye gidiyorum. Bunlar bazen değişse de genelde aynıydı. Bazen Eunwoo tura çıkıyordu ve o zaman onun gününü başkası alıyordu. Sabit pazartesi günleri Jihon'undu. Ona kalsa haftanın üç günü de beni alırdı ama misafirler her hafta bir gün kullanmak zorundaydı.

Perşembe Eunwoo'ya aitti ve pazarları da genelde ilk beni isteyen misafire giderdim. Bazen boş olduğum çok nadir zamanlarda olurdu.Fakat genelde  pazar günleri benim için bir bilinmezdi.

-

Bugün pazar olduğu için gelecek işi bekliyordum. Sabah yıkanmış, bakıma gitmiş ve hazırlanıp oturmuştum. Üzerime hiçbir zaman abartılı şeyler giymezdim. Çok nadir, misafirlerin bana aldığı fantezi kıyafetlerini giyerdim. Genelde ise böyle, şimdi olduğu gibi giyerdim. Düz, biraz dar, krem renkli bir keten pantolon ve üzerimde üç düğmesi açık yeşilli beyazlı bir gömlek vardı. Ayağımda şirketin her ay çalışanlarına aldığı hediyelerden biri vardı. O da yenir yutulur bir şey değildi. Lacost marka beyaz bir ayakkabıydı. Üzerime biraz parfüm sıkmış ve Eunwoo'nun yolladığı diğer demo şarkıları dinlerken beklemeye başlamıştım.

Bu sırada, Gustav kapımı çalıp içeri girdi. "Aman yine ışıl ışıl parlıyorsun be Trida. Sözleşmen bitmeden bir tane etek giydiğini görebilecek miyim acaba?" dedi kirpiklerini kıpıştırarak. "Hayır. Çok üzgünüm. Eğer böyle bir şey istiyorsan. Sana özel bir randevu verebilirim, ama biliyorsun baya baya pahalıyım."

"Eşcinselsin sanıyordum Taehyung." dedi gülerek.

"Ee öyleyim. Sonuçta her gittiğim müşteri ile de yatmıyorum. Sana özel etek giyerim ve ehh biraz da klitorisin ile oynarım. Yeterli olmaz mı.." ağzım zaten bozuktu ama bu iş hepten beni edepsiz biri yapmıştı.

Gold People - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin