raison d'être | texting

•trente-huit•

Deniz: konuşmamız gerektiğini biliyorum

Deniz: her defasında erteledim

Deniz: ama artık kaçmanın pek bir faydası olmadığını görebiliyorum

Deniz: ne döndüğünü az çok anladım Ali

Deniz: tek bir şeyi merak ediyorum

Deniz: neden

Deniz: pişmansın, neden?

Ali: ben konuşmamız gerektiğinden emin değilim Deniz

Ali: seni daha çok üzmek istemiyorum

Deniz: ben üzülmüyorum

Deniz: konuşalım

Ali: pekala

Ali: Kardeleni hala seviyorum

Ali: bana söylemiştin ya

Ali: kardeleni çok sevdiğini söylüyordun ve biz birlikteyiz demiştin

Ali: bu seni düşündürüyordu

Ali: haklıydın Deniz

Ali: ben sadece Selin'in söylediklerini takmıştım kafamı

Ali: güzel bir kızsın, çok güzelsin hem de

Ali: yıllardır içimde sana karşı bir merak vardı

Ali: ben bunu seni sevdiğime yordum

Ali: ve hatayı burada yaptım

Ali: bu yüzden pişmanım

Deniz: anladım

Ali: özür dilerim

Ali: hiç iyi bir zaman değil

Deniz: üzülme

Deniz: babamı kaybettim ben, senin bana yaptığın da bir meraktı sadece içimde

Deniz: her gece içerek, onura bilinçsiz ses kayıtları gönderip arkamdan iş çevirmek yerine

Deniz: keşke benimle konuşsaydın

Deniz: ama önemi yok artık

Ali: özür dilerim

Ali: gerçekten

Deniz: ne diye özür dileyip duruyorsun Ali

Deniz: önemli değil dememi mi bekliyorsun

Deniz: tamam önemli değil

Deniz: keyfine bak, beni unut

Deniz: bundan sonra arkadaşlık falan da hikaye

Deniz: bu kadardı

Ali: kendine iyi bak

Ali: lütfen

Deniz: sen de Ali

Deniz: mutluluklar diliyorum kalan hayatında sana ve ona