Geçmiş

350 32 11
                                    

Justin'i görünce yerimde dondum. Gitmişlerdi. Neredeyse 1 haftadır yoklardı ve şimdi karşımda duruyodu. Ne tepki vereceğimi bilemedim. Üzüliyimmi yoksa sevineyimmi bilemedim. Sadece öylece durup baktım. Tepki vermem lazımdı. Herhangi bişey yapmam lazımdı.

Bir süre sonra şaşkınlığım geçince yerimde kıpırdandım.

- Ben: Şeyy ben yani sen ımm yani burdasın. Yoktun yani gitmiştin. Geri geldin yani burdasın.Özür dilerim biraz şaşkınımda. Bir an seni karşımda görünce böyle.

- Justin: Sorun değil. Buraya geldim. Çünkü şey yani aa ben sadece neden bir kaç gündür  burda olmadığımı bilmeni istedim. Ama burda değilde bir kafeye gidip konuşsak olurmu?

- Ben: Tamam. Şeyy o zaman ben sınıftan çantamı alıp geliyim.

- Justin: Tamam.

Kafamı aşağı yukarı sallayıp hızlı adımlarla sınıfa ilerledim. Daha ders başlamamıştı. Sınıfa girdiğimde Vanessa sırada oturmuş bekliyodu. Hemen yanına gidip hızlı bir şekilde konuşmaya başladım.

- Ben: Vanessa ne olduğunu bilmek istiyosun biliyorum ama şimdi acil gitmem lazım. Sadece şunu bil Justin geri döndü.

Ben sınıftan çıkarken Vanessa'nın akşam sizdeyim dediğini duyduktan sonra koşmaya devam ettim. Otoparka gelince yerimde durup ellerimi bacaklarıma koyup nefesimi düzenledim. 

Yerimde bir kaç dakida durduktan sonra Justin'in yanına gittim. Arabaya yaslanmış beni bekliyodu. Beni görünce yerinde kıpırdandı ve kapımı açtı. Arabaya bndikten sonra o da binip sürmeye başladı.

- Ben: Nereye gidiyoruz ?

- Justin: Bildiğim bir kafe var. Oraya gidiyoruz sorun olmaz dimi ?

- Ben: Sorun olmaz.

Daha sonra ikimizde tek bir kelime konuşmadık. Bende o sırada çantamdan telefonumu çıkarıp Stiles'a durumu anlatan bir mesaj attım. Telefonu çantama geri koyup dışarıyı izlemeye başladım. Bir 15 dakika sonra araba durdu. Dışarıya baktığımda güzel bir kafenin önünde durmuştuk. Justin arabayı park ettikten sonra ikimizde arabadan çıkıp kafeye girip boş bir masaya oturduk. Justin ikimize de kahve söyledi. 

- Ben: Eeee anlatıcakmısın ?

- Justin: Öncelikle burdan kısa bir süreliğine gittik. Çünkü Luke adında bir kişi arıyoduk. O gün gitmeden önce adını duymuştun.

- Ben: Evet. peki nereye gittiniz.

O sırada kahvelerimiz gelmişti. Justin kendi kahvesini aldıktan sonra bende aldım. 

- Justin: Forks, Washington'a gittik. Luke orada yaşıyodu. Ama onu bulamadık. Bu yüzden dün gece geri döndük.

- Ben: Peki niye ev boş. Yani sizden haber alamayınca oraya gittimde.

- Justin: Ev boş çünkü başka yere taşındık daha gizli bir yere. 

- Ben: Anladım. 

Elime kahvemi alıp içmeye başladım. Mutluydum. Çünkü  Justin ve diğerleri geri dönmüştü sonuçta. 

- Justin: Şeyy Selena seninle bişey konuşmak istiyorum.

- Ben: Peki tamam.

- Justin: Burda değil başka bir yerde.

- Ben: Olur. Kalkalım istersen.

- Justin: Kalkalım zaten kahvelerde bitti.

Justin'le birlikte kalktık. Ben dışarı ilerlerken Justin hızlı bir şekilde gerekli ücreti ödeyip yanıma geldi.

Birlikte kafeden çıktık. Hava fazla kararmamıştı. Justin'le birlikte arabaya bindik. Justin sürmeye başladı bende yine herzamanki gibi nereye gideceğimizi sordum.

- Ben: Nereye gidiyoruz.

- Justin: Süpriz.

Justin'in dediği şeyden sonra kafamı arkaya yaslayıp dışarıya bakmaya başladım.

Yarım Saat Sonra

Çok güzel bir sahile gelmiştik. Manzara çok güzeldi. Arabadan çıkıp Justin'le birlikte yürümeye başladım.

Justin bir kayanın üzerine oturunca bende onun yanına oturdum. Justin  denize bakıp konuşmaya başladı. Bende sadece onu dinledim.

 - Justin: 1745 yılında yaşadığım yer olan Kanada'da bir virüs vardı. Tüm ailem o virüs yüzünden öldü. Kardeşlerim, annem, babam, arkadaşlarım. Kısacası herkes. Çok zaman geçmeden o virüs benide buldu. Ölecek duruma geldim. Her gece halisünasyon görüyodum. Bir gün gece ateşim çıktı. Başım dönmeye başladı. O sırada hastanede yatıyodum tabii. Tüm doktorlar başıma toplandı. Ama kalbim durmak üzereydi ve durduda. Gerisi korkunç bir karanlık. Gözlerimi açtığımda Jeremy ve Kate'yle tanıştım. Onlar bana aile oldular. Öldüğümde Jeremy beni kurtarmıştı. Aslında karısı Kate için ordaydı. Onuda virüs sarmış ama benim öldüğümü görünce benide dönüştürmüş. Taylor ve Ryan aileye sonradan katıldı. Taylor'a araba çarpmıştı. Bende şans eseri ordan geçiyodum. Onu öyle görünce Jeremy'nin yanına getirdim. O da onu dönüştürdü tabii. Ryan'ı ise ıssız bir sokakta bıçaklanmış bir şekilde buldum. Ölmek üzereydi. Aynısını onada yaptık. Yani onuda dönüştürdük. Ama inan bana bu o kadarda güzel değil. Yani demek istediğim vampirlik güzel değil. Ben sadece normal bir insan olmak ailemle mutlu bir şekilde yaşamak ve evlemek isterdim. Olmadı. Bazen işler istediğimiz gibi gitmez. Ama olsun ben yinede mutluyum. Yani sanırım. 

O bunları anlatırken ben ağladım. Yaşadığı şeyler korkunçtu. Ben dinledim o ise anlattı.

- Justin: Sen şimdi bunları bana neden anlattın diyosun dimi?

diyerek bana baktı.

Ben: Hayır, hayır devam et öyle bişey asla demem.

- Justin: Saol. Sana anlatmamın sebebi şey Selena biz Forks'a gitmiştik ya Luke'u bulmaya. O zaman karşımıza bir kaç vampir çıktı. Bize düşman olan vampirler. Ölmek üzereydim ve düşündüğüm tek şey ise sendin Selena. Ben ölmek üzereyken seni düşündüm. Sadece seni. O zaman kendime bir söz verdim. Eğer yaşarsam sana senden hoşlandığımı söylicektim. Vee işte yaşıyorum ve yine sözümü tutup sana söylüyorum. Senden hoşanıyorum Selena. Seni ilk gördüğümden beri senden hoşlanıyorum. Ve galiba ben seni her gördüğüm gün sana daha fazla aşık oluyorum. Demek istediğim ben böyle şeylerden pek anlamam ama ben seni seviyorum.

Dediği şeye karşılık gözümden bir yaş aktı. Bende onu seviyodum. Hiç bişey diyemedim. Kalbim çok hızlı çarpıyodu. Sonra cebinden bir yüzük çıkardı. Sade ve zarif bir yüzüktü. Yüzüğün üzerinde sonsuzluk işareti vardı ve taşlarla süsiüydü. Yüzüğü gördüğüm zaman nefesim kesildi. O ise konuşmaya devam etti.

- Justin: Bu annemindi. Yani gerçek annemin. Bana bunu kalbini hak eden birine ver demişti seni gerçekten seven birine ver demişti ve ben sanırım kalbimi hak eden, beni gerçekten seven birini buldum.

- Ben: O kişi b-bb-ben miyim?

- Justin: Evet sensin seni seviyorum. Tüm kalbimle. Selena ölümsüz olduğumu biliyorum ama yinede kalbim durana kadar benim olurmusun?

- Ben: Evett. şeyy bende Seni seviyorum. Tüm kalbimle.

Yüzüğü elime taktıktan sonra tekrar konuştu.

- Justin: Seni seviyorum. Sonsuza dek.

The Dark MoonWhere stories live. Discover now