0.4 | tehlikeli bir ısırık

Start from the beginning
                                    

Şaşkınlıkla geri çekildi Maureen. Burada ne iş dönüyordu? Hızlıca diğer karyolaya gitti ve yorganı kaldırınca aynı şeyi gördü. Öteki yatak hatta James'in yatağı da aynı şekildeydi. Tüm Çapulcular neredeydi?

Burada bir işler döndüğünü çok net anlamıştı Maureen. James'in gitmekte bu kadar ısrarcı olması da bu yüzdendi demek. Ne olduğunu bilmiyordu fakat bu geceden sonra Çapulcular'ı bulacak ve neler döndüğünü soracaktı.

Bu şartlar altında yukarı taşıyamayacağını anlayan Maureen, James'in yatağının üzerindeki kalın battaniyeyi aldı ve aşağı indi. James bir gecelik koltukta uyusa hiçbir şey olmazdı.

Aşağı indiğinde James',n hala koltukta, cenin pozisyonunu almış bir biçimde uyuduğunu gördü. Onun bu hali Maureen'i gülümsetmişti. Kırmızı-sarı renkli battaniyeyi James'in üstüne örttü. Ardından üşümesin diye şömineye birkaç kalın odun daha attı.

Ardından kendi odasına dönmeye karar veren Maureen, kızlar yatakhanesine giden merdivenin kapısını açtığında son defa dönüp James'e baktı. Kafası bandajlarla sarılı, bacaklarını bedenine çekerek uyuyan, battaniyeler içindeki James Potter oldukça masum göründü Maureen'in gözüne.

Elbette, gerçekte James'in nasıl bir şeytan ve nasıl bir ergen olduğunu biliyordu Maureen. Fakat bu hali alabildiğince savunmasız ve yalnız görünüyordu.

Kapı kolunu bıraktı ve yatakhane kapısını kapattı Maureen. İçindeki vicdani duygu ağır basmıştı. Onu bu hasta haliyle bir başına bırakmak içinden gelmemişti.

James'in ayak tarafında, kanepenin boş kalan kısmına oturdu Maureen ve battaniyeyi üstüne örttü. Pek rahat bir pozisyon olmasa da sığmıştı. Başını da büküp kanepenin üst kısmına yasladı. Daha önce defalarca oturarak uyumuştu ve bir gece daha böyle uyusa hiçbir şey olmazdı.

* * *

Karanlıkta kalan yüzünde parlak duran iki kırmızı göz Sirius'u korkutmaya yetmişti. İşte topuklama zamanı, dedi içinden ve arkasını dönmeye çalıştı.

Ancak buna karar vermesiyle tüm bedeni kaskatı kesilmişti. Sirius'un, karnından yukarı çılgın bir korku yükseldi. Çığlık atmaya çalıştı ancak ne dudakların hareket ettirebiliyor ne de kaçabiliyordu.

Kadın, yavaş yavaş ona yaklaştı. O yaklaştıkça Sirius onu daha iyi görebiliyordu. Siyah başlığının altındaki yüzü dolunay ışığında bembeyaz görünüyordu. Gözleri parlak bir kan kırmızısıydı. Dudağının kenarından kurumuş bir damla kan vardı.

Sirius, kadının yüzünü net görmesiyle onun bir vampir olduğunu anlamıştı. Ancak Sirius'un bildiği hiçbir vampir bakışlarıyla insanları donduramazdı ve gözleri kırmızı renk parlamazdı. Üstelik vampirlerin Yasak Orman'dan dışarı çıkamadıklarını da biliyordu. Yasak Orman'da, Remus ile geçirdiği gecelerin birkaç tanesinde vampir gördükleri olmuştu. Hepsi zararsız, kendilerince karınlarını doldurmaya çalışan varlıklardı.

Fakat karşısındaki kadın, saçtığı aura ile sıradan bir vampir olmadığını gösteriyordu. Sirius bu kadının ne yaptığını ve ne olduğunu bilmiyordu fakat başının feci dertte olduğunu çok iyi anlamıştı.

Kadın, Sirius'a iyice yaklaştı. Sirius ortalama olarak erkeklere göre bile uzun sayılırdı ancak bu kadın kendisinden daha uzundu.

"Ne kadar yakışıklı bir yüz." dedi kadın uzun parmaklı ellerini Sirius'un yanağına koyarak. Tırnakları o kadar uzundu ki Sirius'un yanağını acıtmıştı.

Yüzü, Sirius'un yüzüne oldukça yakındı kadının ve bu noktadan kadının kan koktuğuna yemin edebilirdi Sirius.

Kadının Sirius'un yanağındaki eli yavaş yavaş aşağı indi ve boynunda durdu. Aynı zamanda keskin tırnakları yüzünü çizmişti.

Creatures of the Night ◈ the MaraudersWhere stories live. Discover now