8

3.4K 256 181
                                    

BUĞRA

Son anda yapılan planda değişiklikler üzerine yine Aratlara gidiyordum fakat bu sefer Aras abinin doğum günü için. Çakır'ın da dediği gibi, 20 yaşına giren birine doğum günü yapmak saçmaydı. Üstelik şaka olayından sonra ilk defa yüz yüze gelecektik ve ne yapacağımı kestiremiyordum. Özellikle Aras abinin ne yapacağını.

Plandan son anda haberim olduğu için hediye de alamamıştım, bu yüzden bahçelerinden birkaç çiçek koparmıştım sırf elim boş kalmasın diye. Her ne kadar kendisini bizi kardeşi olarak gördüğünü söylese de ben onu asla abim olarak görmüyordum veya göremiyordum. Ne zaman Aratlara gitsem hep odasında olur birkaç kere göz göze gelirdik sadece. Ya bana fazla yakın değildi ya da herkese böyleydi. Bu yakınlık(!) olduğu sürece de kendisini abim yerine koyması saçmaydı tabi. Arat ne kadar malsa o da o kadar maldı benim için.

Kendi kendime konuşmamı keserek kapıyı çaldım. Saniyeler içinde açılan kapı ile Çakır'a gülümsedim. "Bir ben mi eksiktim?" Sırıtarak kafasını salladığında geç kalmış olduğumu anladım. Elimdeki çiçeği görüp kahkaha attığında göz devirdim. "Koca adama çiçek mi aldın?"

"İncelik yapıp hediye niyetine aldım işte ne yapayım? Eli boş mu gelseydim?"

Gülmesini kesip dudak büzdü. "Kimse bir şey almamıştı... Tek hediyesi bu olacak sanırım," dediğinde elimde olmadan pişman olup biraz da utanmıştım. Keriz gibi bir ben hediye(!) almıştım. Omuz silktim, "Neyse siktir et," diyerek ve çocukların olduğu odaya girdim.

Ortam o kadar garipti ki birkaç saniye boş boş baktım etrafa. Herkes kendi halinde takılıyordu ve tanımadığım biri daha vardı. Büyük ihtimal Aras abinin arkadaşıydı.

Elimdeki çiçeği iyice sıkarak suyunu çıkarmak istedim. Nedensiz bir şekilde utanmıştım ve utanmaktan nefret ediyordum. Benim gibi gamsız ve biraz da saf biri için saçma bir duyguydu sonuçta.

Kapının önünde dikilmekten vazgeçip Arat'ın yanındaki boşluğa oturdum. Elimdeki çiçeği fark edip ağzını açtığı sırada kısık sesle susturdum onu. "Al bunu ne yaparsan yap."

Elimden alıp herhangi bir yere koyacağını sanmıştım. Tam Arat'ın beyninin olduğunu düşüneceğim sırada konuşarak herkesin dikkatini çekmesiyle kendime küfrettim.

"Günün anlam ve önemine özel hediyen var abi! Buğra seni düşünüp hediye almış."

Kafamı geriye yaslayıp gözlerimi kapattım kısa süreliğine. Kimseyi görmezsem onların da beni göremeyeceğini hayal ettim. Fakat Kaya'nın kahkahası ile yanımda duran yastığı kafasına doğru atıp, "Amın oğlu," diye tıslamaya çalışarak konuştum.

"Ne götünü yırtıyorsun salak?"

Beklemediğim ses ile Aras abiye döndüm. Tepkisini de beklemiyordum kesinlikle. Arat'a doğru uzanıp elinden çiçeği alarak bana baktı ve "Teşekkür ederim," dedi doğrudan gözlerime bakarak. Yanlış anlamaması için hemen, "Elim boş gelmemek için almıştım... Hatta sizin bahçeden kopardım," dedim ellerimle oynarken. Gülümseyip yerine geçtiğinde kaçamak bir bakış attım.

Yanındaki arkadaşının ona imalı imalı baktığını gördüğümde Aras abi de fark etti. Arkadaşına sert bir bakış atıp çiçeği masaya koydu.

Arat'a dönüp kısık sesle, "Burada ne bok yiyeceğiz şimdi?" diye sordum. Gerçekten merak ettiğim bir soruydu. "Ne bileyim oğlum böyle düşünmemiştim ben," cevabıyla oflayıp telefonumla oynamaya başladım.

Bir süre herkes kendi kendine takıldıktan sonra Arat'ın sesi ile ona döndüm. "Herkesin oynayacağı bir oyun oynasak?"

Karşı koltuktaki Ilgaz tek kaşını kaldırıp, "Ne gibi?" dediğinde Çakır söze atılıp, "Ben kimim veya şişe çevirme?" diye sorarak herkese baktı. Kaya kafasını sallayıp, "Ilgaz ile ben eş olurum," dediğinde gülerek, "Salak eşli oyun değil ki bunlar," dedim. Ilgaz ile aralarında her ne olmuşsa Kaya'nın barışmaya çabaladığı aşikardı.

"Bence Kaya ve ben eş olalım, her yanlışta Kaya'yı döveyim," diyen Aras abi ile gülmemi bastıramadım. Kaya isyan edercesine "Unuttuk sanıyordum ben bu olayı," deyip dudak büzdü. Aras abi omuz silkip, "Unutmuştum zaten ama arada bir aklıma geliyor. Bir kere dövsem geçer," dedi.

Kaya savunmaya geçercesine beni göstererek, "O zaman Buğra'yı da döveceksin, tek ben olamam," dedi. Bu sefer Çakır'ın yanındaki yastığı isteyip yine karşımdaki bedene attım. "Buğra bana yardımcı oluyor arada bir, o bana lazım." Aras abinin beni korumasıyla sırıtıp Kaya'ya orta parmak çektim. Dudaklarını oynatarak, "Sana girsin," dediğinde daha çok sırıttım.

Ortamdaki havayı dağıtırcasına konuşan Çakır ile ona döndüm. "O zaman ben kimim oynuyoruz?"

Aras abinin arkadaşı geldiğimden beri ilk kez konuşarak, "Oynayalım ama eşli olalım," dediğinde mantığını anlamasam da onayladım.

Zaten aşağı yukarı belliyle eşler. Çakır ve Arat'ın eş olacağı barizdi. Kaya da Ilgaz'a yanaşıp aralarını düzeltmek için eş olmuştu, her ne kadar Ilgaz istemese de. Ben de Yalın ile eş olurken Aras abinin de arkadaşı ile olacağını düşünürken tam tersi olmuş ve ben Aras abi ile eş olmuştum. Saçma bir eşleşme olmuştu bana göre fakat ses çıkarmadan oyuna verdim kendimi.

___

bölümü bitirene kadar kaç kere sinir krizine girdiğimi hatırlamıyorum...

bu bölüm adam olana çok bile,,

neyse yorum falan da istemicem üstümden atmam gereken bir sinir var

bad liar [bxb]Where stories live. Discover now