07

6.1K 404 56
                                    

"Merhaba Cem!"

Gerçekten inanamıyordu çocuk. Gerçekten ailesinin bunu başarabileceğine, kendinin bu koltuğa oturacağına inanmamıştı ama buradaydı. Boktan bir kabusun içindeymiş gibi kendini kasarak gülümseyen adama bakıyordu. "Sizi şikayet edeceğim. Belki Sağlık Bakanlığı bir şey yapmaz ama isminizi ve bu yaptığınızı herkese duyuracağım. Sosyal medyayı bilirsiniz. Siz bizim gibilerin hayatını mahvederken ben de sizi mahvedeceğim." Cem'in tek söylediği buydu ve bence yeterliydi. 

Karşısındaki adam bu sefer gerçekten gülümsedi ve koltuğuna yaslandı. "O zaman neden buradasın Cem?" Cevap için çocuğun düşünmesine gerek yoktu zira zaten cevabı bilmiyordu. "Eee pasif agresif direniş?" Adam suratını eşkiterek kafasını salladı. Cem adamın itirazına sadece omuz silkti. 

"Bak Cem seni 'tedavi' etmeyeceğim. Ailen bana ilk geldiğinde bu talepte bulundular ama ben onları reddettim. Ben eşcinselliğin bir hastalık ya da ruhsal bir bozukluk olmadığını onlara anlatırken de senin hakkında konuşmuş olduk. İşte bu yüzden buradasın."

Ah, tamam o zaman. Bu daha beterdi çünkü bilirsiniz Cem'in bozukluk(!) konusunda uzun bir listesi vardı. "Tam olarak neden buradayım?" Cem'in buradaki sorusu psikologla neyi düzelteceklerini öğrenmekti, adam da bunu kavradı. "Hımm, bir düşünürsek. Asosyallik, kaygı bozukluğu, anksiyete, eziklenmişlik psikolojisine bağlı düşük özgüven.." Cem, doktorun uzayan listesini "Anladım,anladım." diyerek yarıda kesti. "Üniversite sınavına hazırlandığın için seni zorlamayacağım şimdilik ayda iki kere konuşalım olur mu?" Cem hafif bir şoktaydı. Yani bunu gerçekten yapacak mıydı? 

Hiç bir şey demeden yerinden kalktı ve kapıdan çıkıp gitti. Anne ve babasıyla arabaya binip eve doğru yol aldı. "Neden söylemediniz?"  Ebeveynleri soruyu anlamıştı elbette "Senin için farkeder mi?"  diye cevapladı annesi Cem'i.  Cem sinirlenmişti, o kadar sinirlenmişti ki ilk defa bağırıp çağırmak hatta kendini kapıdan dışarı atmak istedi. Belki şansı varsa kafası bir arabanın altında ezilirdi. "Tabii ki farkeder anne! Benim için farkeder!" diye bir feryat kopardı Cem. Tutamıyordu içini. Belki derdini ailesine söylerse bu psikolog saçmalığı da biterdi. Ahh! Ne çok belki.

"Bağırmana gerek yok Cem." Annesinin bu standart kişiliği canına tak etmişti artık. "Beni hastalıklıymışım gibi görüyorsunuz zannettim! Benden nefret ettiğinizi zannettim!" Cem'in gözünden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Belli ki çocuk gerçekten korkmuştu ve hala biraz korkuyordu. "Senden asla nefret etmeyiz oğlum" Konuşan babasıydı ama babasının duygudan yoksun sesi Cem'i sakinleştiremedi. "Evet ama sevmezsiniz de." Kısa bir sessizlik. Cem'in annsi söze girdi. "Saçmalama oğlum." Cem'in dudaklarından alaycı bir gülüş fırladı.

"Saçmalamıyorum. Ben artık kendimi en azından ailem var diye teselli etmekten bıktım."

Ve yaptı. Kapıyı açıp kendini dışarı attı. Annesinin çığlığı, bir kaç fren sesi ama maalesef kimse kafasını ezmedi.

******

Bölümün kısa olduğunu biliyorum ama Arda'nın olmadığı bölümü uzatmak istemedim... Ah, Arda... Ön yargılı, aptal kekim... Bu arada yorum kutusu açık dostlar. Hani ne biliyim belki geçerken uğrarsınız..

Çirkin ve Güzel //bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin