Final💍

1.8K 181 373
                                    

ağlıyorum ulan geldi çattı final bölümü, tüüümm konuşmam sonraki teşekkür bölümündedir; balkon konuşmasına bekleniyorsunuz! iyi okumalar💋💖

*bu bölümde de 10 ay gibi bir süre zaman atlaması var, aklınızın karışmaması için söylüyoruuum

#

"Ya senin yapacağın işe sıçayım Yuta," diye söylenerek bahçedeki süsleri asmaya devam ediyordu Mark. "Hyuck'la balayımızdan şu şerefsiz herifin düğünü için geldiğimize inanamıyorum."

"Hayatım siz de bir yıldan fazladır balayındasınız," demişti elindeki beyaz balonu şişirmeyi bırakan Hendery. "O artık balayı değil, balyılı falan oldu."

"Üf senin yapacağın kelime oyununa sıçayım, pezevenk," derken, ben de akşama düğünüm olmasına rağmen elimdeki beyaz masa örtüsünü, sıradaki masanın üzerine sermiştim. "Ağız tadıyla düğün hazırlığı yapamıyoruz şurada."

"Şş Yuta!" demişti, yuvarlak gözlüklerini, burnunun üzerinden düşmek üzereyken eliyle düzelten Doyoung hyung. "Kavga etmeyi bırakın, saat yaklaşıyor."

Şaka gibiydi her şey.

Winwin hayatıma gireli bir yıldan fazla oluyordu ve bu süre zarfında otuzuncu yaşımı da onunla kutlamış olmaktan gurur duyuyordum. Tabii bir de onun yirmi sekizinci yaşını kutlamıştık. Laf aramızda; Hendery'i o doğum günü partisine zorla götürmüştüm.

Bundan beş ay kadar önce Xiaojun ve Winwin'in evli olarak sekizinci ayları dolmuş; sözleşmeleri de bitmişti. Xiaojun, üvey babasından hakkı olan tüm varlığını alıp; bütün medyaya rezil etmeyi de unutmamıştı. Xiaojun'un annesi çok yıkılmıştı ama gerçekleri kanıtlayınca, o şerefsiz herifi Xiaojun'dan önce kendisi kapının önüne koymuştu.

İki ay önce otuzuncu yaş günüm için Doyoung hyungun bizzat kendi elleriyle yaptığı üç katlı pastayı üflerken tek dileğim her zaman böyle mutlu olmaktı ve beni mutlu eden en büyük etmenlerden biri de Winwin'di. Bu yüzden -pekala biraz da evli arkadaşlarımı kıskanmamdan- dolayı ertesi günü Winwin'i yemeğe çıkarıp evlenme teklifi etmiştim. Sonsuza kadar benimle olmasını istiyordum çünkü.

İki hafta kadar önce de bu işi uzatmayı istemediğimi ve arkadaşlar arasında sade bir düğün yapmayı Winwin'e söylemiştim. Onun da bu fikrime olumlu bakmasıyla aileleri de tanıştırmış, ortak kararımızı açıklamıştık. Annem, Winwin'e, "Onu Hendery denen sevimsiz şeye kaptırmadığın için çok mutluyum," dediyse de ben olaya müdahele etmiş; biricik en yakın arkadaşım Hendery'e laf söyletmemiştim.

Yeni ve kocaman bahçeli bir ev almıştık, Winwin'le. Hendery'nin evinden kendi eşyalarımı götürürken de duygusal anlar yaşamış; Hendery'le birbirimize koridorun ortasında sarılarak ağlamıştık. Her ne olursa olsun, Winwin ondan pek haz etmese bile Hendery benim dostumdu ve sonsuza kadar öyle kalacak yegane şeylerin başını çekenlerdendi.

Şimdi ise tüm arkadaşlarım gelmiş, akşama olacak düğünümüz için bahçeyi hazırlıyorlardı. Yukhei sabahın köründe iki tane Transporter'la adam getirmiş; evimizin bahçesine kocaman bir ses sitemi kurdurmuştu. Bunun üzerine Hendery, "İşte adam gör. Masraftan kaçınmamış, en sevdiğim," diyerek Yukhei ve adamların şaşkın bakışları altında saçma danslar yapmıştı.

Taeyong ve Jaehyun da bir haftadır en iyi modacılarla görüşüp, Winwin ve benim için en iyi kıyafetleri tasarlatmışlardı. Ortaya çıkan sonuç çok güzeldi fakat buna rağmen Taeyong, "Vakit kısıtlıydı, bir haftada ancak bu kadar oldu. Önceden kararlaştırsaydınız daha güzel kıyafetler yaptırırdık," demişti.

Mark ve Donghyuck ise bizim üniversiteden arkadaşlarımızdı. Bir yıldan fazladır onları göremiyorduk çünkü evlendikten hemen sonra dünya turuna çıkmışlardı ve çoğu zaman telefonları kapalı oluyordu. Tabii biz buna takılmıyor, "Yeni evli çift işte," deyip geçiyorduk. Onlar da üç gün önce evlilik haberimi aldıkları gibi ilk uçakla Brezilya'dan gelmişlerdi.

Wedding💍Yuwinحيث تعيش القصص. اكتشف الآن