15💍

2K 216 425
                                    

"Hadi ama," diye mırıldanmıştım, açılmamasına rağmen ısrarla kulağımda tutmaya devam ettiğim telefonla, Hendery'i aramaya devam ederken. "Aç şunu, Hen."

Pekala, şu Winwin'le birlikte beni yakaladığı günün üzerinden tamı tamına iki gün geçmişti ve ne Winwin'den, ne de Hendery'den ses vardı. İkisi de sessiz bir yemin etmişcesine beni çıldırtmak için ortadan kaybolmuşlardı.

Dengesiz Sarışın her ne  yapmaya çalışıyorsa tahmin edemiyordum çünkü bir öyle, bir böyleydi. Dediğim gibi, dengesizdi ve sınırları yoktu. Kafasına ne eserse onu yapıyor gibi bir hali vardı.

Benim asıl derdim, evini kullandığım Hendery'nin, kendi evine gelmemesiydi. Param vardı, istesem şu saniye dayalı döşeli lüks bir eve sahip olabilirdim fakat bu evde kalmam, ev için değildi, Hendery içindi. Her ne kadar yüzüne karşı dile getiremesem de, o benim en yakınımdı. O benim her şeyimdi.

Dediğim gibi, iki gündür ondan haber alamıyordum ve belki bir umut şirkete gelir diyerekten, halim olmadığı halde, çalışanların şaşkınlık nidalarıyla dönüp bir kez daha baktıkları bir halde şirkete dahi gitmiştim.

Yaptığım yanlıştı, evet. Hem de geri dönüşü olmayan, Xiaojun'un ayaklarına kapanarak hayatımın sonuna kadar özür dilersem ancak vicdanımın rahatlayacağı türden bir durumdu bu. Ancak Hendery her koşulda yanımda olmaya söz vermişti. Peki şimdi neden yanımda değildi?

Son zamanlarda neden sürekli Winwin'den uzak durmam gerektiğini söyleyip durduğunu da böylelikle anlamıştım. Hisleri aşırı kuvvetliydi ve muhtemelen Winwin'le aramdaki çekimi sezmişti.

Ancak bu iki günlük yalnız geçirdiğim süre boyunca, psikopatlık derecesine gelerek elde ettiğim sonuçlardan birisi şuydu: Hendery benden bir şeyler saklıyordu. Winwin'in hayatıma girdiği üç aylık süreci değerlendirdiğimde ve parçaları birleştirdiğimde, sonuç: Winwin ve Xiaojun arasında, benim bilmediğim bir boklukların dönmesine çıkıyordu. Şu son iki gün boyunca o kadar düşünmüştüm ki, annem gibi, her şeyin olamayacak ihtimalini dahi kafamda tasarlamıştım.

Bugünkü yirmiden fazla aramama daha cevap vermeyen Hendery yüzünden, büyük bir hayal kırıklığıyla, bir kez daha telefonu kulağımdan indirmek zorunda kalmış ve rastgele koltuğun üzerine fırlatmıştım. Telefonu fırlattığım koltuğun karşısına oturarak, iyice uzamış olan saçlarımı ellerimle geriye doğru ittirerek gözümün önünden çekmiştim.

Ne kadar süre orada durdum ve koltukta uyuyakaldım bilmiyorum ama beni uyandıran şey, "Şerefsiz herif! Ben iki gündür kendimi yerken sen böyle ayı gibi hiçbir şeyi siklemeden nasıl yatıyorsun?" diyerek gürleyen Hendery'nin sesi olmuştu.

Sıçrayarak uyanmıştım ve siktir, boynum çok fena acımıştı. Fakat bundan daha önemli bir durum varsa, Hendery zil zurna sarhoştu. Sikeyim, bu çocuk sarhoş olmamak için barda vişne suyu içerdi, ne olmuştu da içmişti bu kadar?

"Bak orospu çocuğu," diyerek, cümlesini yayarak ve salonun klonlarından birine tutunarak bana işaret parmağını tehdit edercesine sallamıştı. "İki gündür banyo bile yapmadım. Ben ve kızları kıskandıracak derecede bakımlı saçlarım, bu durumdan hiç memnun değiliz."

"O zaman sana banyo yaptırayım, hm?" demiştim suyuna gitmeye çalışarak. Bu sırada oturduğum koltuktan kalkmış ve yavaşça yanına ilerlemiştim. "Sonra beraber uyuruz. Sana en sevdiğin şarkılardan söylerim, ne dersin?"

Bana, ağladı ağlayacak bir suratla bakmış ve, "Yemezler canım," demişti. "Bu şefkatli hallerin, anca lisede sana deli gibi aşık olan Hendery'e söker, bana sökmez."

Şok olmuş bir suratla, "Ne dedin sen?" demiştim. Hendery de ne söylediğinin farkına varmış gibi gözlerini kocaman kocaman açmış ve, "Hih!" demişti. "Ne dedim ben?"

İyiden iyiye yaklaştığım bedenini kollarım arasına almış ve, "Hendery," demiştim yumuşakça. "Sence de artık en yakınından sakladığın her şeyi söyleme vaktin gelmedi mi bebeğim?"

O da kollarını bana sararken, boyundan dolayı alçakta kalan kafasını masumca bana doğru kaldırmış ve uysal bir şekilde kafasını sallarken, "Tamam," demişti. "Tamam ama önce banyo yapalım mı?"


*

selamlaaaaar! sözde bölüm günlerimiz pazartesiydi ama yine pazartesiden önce attım ve dedim ki bu böyle olmayacak, en iyisi ben yazdıkça atayım, belirli bir gün olmasın. çünkü bu hafta sınavlarım da başlıyor ve zorlu bir döneme giriş yapıyorum, bölümlerin araları azıcık uzayabilir ama merak etmeyin, hemen ardından sömestr tatili var ve ben artık allah ne verdiyse yardırırım şüpheniz olmasın askjflsdkgişd

gelelim bölümeee:D diğer bölüm çooookk istediğiniz şeyler olacak ve biz pıt pıt öğreneceğiz her şeyi Hendery abimiz sağ olsun<33

gelelim bölümeee:D diğer bölüm çooookk istediğiniz şeyler olacak ve biz pıt pıt öğreneceğiz her şeyi Hendery abimiz sağ olsun<33

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

kendinize iyi bakın, sizi seviyorum💚💋

Wedding💍YuwinWhere stories live. Discover now