six

171 43 16
                                    

Jungeun aklı yolda karşılaştığı adamda kalarak eve doğru yürümeye devam etti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Jungeun aklı yolda karşılaştığı adamda kalarak eve doğru yürümeye devam etti. Kısa bir yürüyüşün ardından eve vardığında evin kapısına uzanan beton yolda yürüyerek kapının önünde durdu. Paspasın üzerindeki mektubu gördüğünde gülümsedi.

"Gecikmeyeceğini biliyordum."

Eğildi ve yerdeki zarfı iki parmağı arasına aldı. "Bu sefer kırışmış." Diye mırıldandı.

Evin duvarının arkasında gizlenmiş, onu izleyen Seokwoo gülümsedi.

Jungeun kapının kilidini açtıktan sonra içeri girdi ve kapıyı kapattı. Kolundaki küçük çantayı salondaki koltuğun üzerine attıktan sonra kendini yere attı. Sırtını arkasındaki ikili koltuğa dayadığında sabırsızca elindeki biraz buruşmuş zarfı açtı. İçindeki katlı kağıdı eline aldı ve üst üste gelen köşeleri birbirinden ayırdı. Tanıdık yazıyı gördüğünde tebessüm etti ve okumaya başladı.

O günden sonra, hakkında çok daha fazla bilgi edindim. Sana fark ettürmeden seni sürekli takip ettim ve hatta bazı arkadaşlarınla bile tanıştım. Ben seni sürekli takip etmeye devam ederken bir gün erkek arkadaşın oldu. Hem de gözlerimin önünde.

O öğlen yine dersim bittiği gibi senin okuluna koştum. Kafeteryaya girip gözlerimle seni ve arkadaşlarını aradım. Birkaç dakikanın ardından gözlerim Jinsoul ile Yerim'i buldu, fakat sen yoktun. Onların birkaç masa ötesindeki bir masaya oturdum ve geleceğini düşünerek seni izlemeye başladım. O sırada baharın gelişi kadar güzel olan kahkahan doldu kulaklarıma. Heyecanla sesin geldiği tarafa döndüm.

Sana o zamanki hayal kırıklığımı anlatamam, nefes alamadığımı hissettim. Yıllar sonra ilk defa o gece ağladım. Ellerimde bile değilken, elimden kayıp gitmiş gibiydin. Yine de kalbimin kırılmaya decam edeceğini bile bile sevmeyi bırakamadım seni. Aksine daha da bağlandım sana elimde olmadan. Onun sana zarar verebileceğini hissettim, seni ondan korumak için daha fazla etrafında dolaşmaya başladım. Kaydımı senin okuluna aldırdım, okuduğum üniversiteye de iyi bir puanla girdiğimden çok zor olmadı.

Onunla çok mutluydun ve inan bana seni çok kıskanıyordum. Hep gülüyordun o varken, o gülümsemelerinden biri bile bana ait değildi. Bir kere benim sayemde gülmeni o kadar çok istedim ki...

Ve sonunda ne oldu biliyor musun?

Jungeun, aklına gelen sahnelerle gözlerini kapattı. Çok iyi biliyordu.

Seni en çok mutlu eden insan yüzünden ağladın, çok fazla. Günlerce okula gelmedin, dolu olan imza sütunun sonunda senin adının yanındaki boşluğu doldurdum her ortak dersimizde, ortak olmayanlarda ezbere bildiğim ders programından dersliklere giderek senin yerine imza attım. Çünkü elimden gelen tek şey buydu. Sana sarılamazdım, teselli edemezdim ya da seni güldüremezdim.

Bunların hiçbirini yapamazdım belki, ama emin ol o aptalın yerinde olsaydım seni asla aldatmazdım.

-Woo    

letters from the unknown [kim lip + rowoon] ✔️Where stories live. Discover now