-16-

5.2K 327 160
                                    

"Kızlar bugün burada kalsanıza, hem oyun falan oynarız. Yarın da pazar zaten, okul yok." Dedi Rüzgar. Kızlar önce bana baktılar. Çünkü ani bir haber ile ailemin bana izin vermeyeceklerini biliyorlardı.

"Ben kalamam, ailem izin vermez plansız birşey olmadığı için. Ama haftaya belki. Hem Ege de haftaya daha iyi olur." Dedim. Benim ardımdan Yudum konuştu.

"Dasha kalmazsa biz de kalamayız zaten, eğlencesi çıkmaz. Eğer Dasha haftaya izin alabilirse olabilir." Dedi o da benim gibi. Aylin de onu onayladı.

"Tamam o zaman haftaya bekliyoruz." Dedi Rüzgar. Ege de başını kaldırıp ona baktı. Şey der gibi; burası benim evim aq sen kimsin, der gibi.

O sırada kapı çaldı. Pizzalar gelmiş olmalıydı. Çınar gidip kapıyı açtı ve altı kutu pizzayı getirip koydu. Ege tam kutulardan birini alıp açmış, hatta bir dilimini tam ağzına atıyordu ki dilimi elinden alıp bir ısırık aldım ve kutunun kapak kısmına koydum. O ise dona kalmıştı. Ne yaptığımı sorgular gibi bakıyordu.

"Sen pizza yiyemezsin. Hastayken böyle sağlıksız şeyler yenmez. Az önce ocağın altını kapattım. Tarhana çorbası yaptım sana." Dedim ve ayağa kalkıp mutfağa gittim. Ona bir tepsi hazırlayıp içeri geldiğim zaman ikizler gülüyordu Ege'nin haline. O ise benim sözümü dinlemek zorunda kalmış bir şekile üzgün bir suratla pizzalara bakıyordu. Hem de sevdiğini eller almış gibi. Ben tam bunları düşünürken şarkı çalmaya başladı.

"Seni kimler aldı, kimler öpüyor..." ikizler de şarkıya eşlik ediyordu. Ege onlara kötü kötü bakarken ben de haline gülüyordum. Kızlar da bize eşlik ediyordu hatta.

"Tamam hadi kıyamam sana, eğer çorbanı bitirirsen bir dilim yersin." Dedim.

"Üç?" Dedi benimle pazarlık yapmaya çalışarak.

"Bir." Dedim kendimden emin bir şekilde.

"İki?" Dedi tekrar şansını deneyerek. Yavru köpek gibi bakıyordu. Sana olan zafımı niye kullanıyorsun anasını satayım.

"İyi tamam iki, ama başka yok." Dedim kaşlarımı çatarak. "Sen bir tanesin." Diyerek uzanmış ve yanağıma bir buse kondurmuştu. Ben ise ona garip garip bakmaya başlamıştım. Kalp var bende şerefsiz!

Bir süre sonra gözlerimi kaçırmıştım. Yanaklarım kesin kızarmıştı. Ege çorbasını istemeye istemeye olsa da içmeye başlamıştı. Bir süre sonra bana baktı.

"Sen içirsene, belki daha tatlı gelir." Dedi. Alenen bana yavşıyor muydu yoksa bana mı öyle geldi?

"Ege, bir tam limonu bastın içine, şeker atsan tatlı gelmez a*ına koyayım." Diyerek küfür ettim. O ise gözlerini devirip çorbasını içmeye devam etti. Ben de ısırdığım dilimi alarak yemeye devam ettim. Hep beraber yiyorduk şu an. Bir süre sonra Ege konuştu. "Bitti, artık pizzadan yiyebilir miyim?" Dedi bana yönelik. Sırıtarak yüzüne baktım.

"Ye hadi ye." Diyerek elimdeki dilimi bitirmeye baktım. Pizzalar bittikten sonra biraz daha sohbet ettik. Biz tam kalkacaktık ki Ege tekrar konuştu. "Ee resmim nerde?" Dedi. Koltuğun kenarındaki poşeti alarak uzattım ona. Poşeti elimden alırken, ellerimiz birbirine değmişti, ve tam bu olurken gözlerimin içine bakıyordu. Poşeti aldıktan sonra gözlerini gözlerimden çekti ve poşeti açıp tuvali içinden çıkartmış incelemeye başlamıştı. O incelerken ben bir yandan konuşuyordum.

"Biraz kendi yorumumu katmak istedim ve karakalem daha iyi olur diye düşündüm. Yoksa kötü mü yapmışım? Eğer öyleyse söyle yeniden yapabili-" sözüm onun bana sarılması ile bölünmüştü. "Muhteşem olmuş, teşekkür ederim." Dedi. Ben de gülümseyip ona sarıldım. Bu kadar yakınımda olması çok, çok garipti. İlk defa sarılıyorduk ve benim böbreğimde kelebekler uçuşuyordu. Yoksa dalak mıydı?

Nasıl Kalalım Ayrı? -texting-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin