17.BÖLÜM:CEHENNEMİNE HOŞGELDİN BEBEĞİM

302 29 1
                                    


Bu bölüm baharakdemir33'e ithaf edilmiştir desteğinden dolayı
kendisine sonsuz Teşşekür ediyorum.


                           💜

İnsan yaşaya yaşaya öğreniyor hayatın zor olduğunu, bir gün çok güzelken, bir gün o kadar çok korkunç ve senin için zor oluyor ki, ne yapacağım ben diyorsun. Bende şu an yerde öylece oturmuş küçük bebeklerin ilk öğrendikleri kelimeleri sürekli tekrar etmesi gibi başka bir şey bilmiyormuş gibi "yamaç" diye soyleniyordum sadece "yamaç"
Ağzımdan başka bir kelime çıkmıyordu.

Bağırmaktan sesim Kısılmış haykırışlarım artık fısıltı gibi çıkar olmuştu, sesimi duyan hizmetliler ve üç koruma bana ne olduğunu sorup duruyordu, ne mi olmuştu hayatıma bir anda giren ve beni kendine bağlayan kaybetmekten korktuğum şeyi belkide kaybediyordum içimde bunun yangını vardı.

Bir anda icimden ben ne yapıyorum diye düşünmeye başladım.
Ona bir şey olmuşken ben burada öylece oturup aglıyormuydum, gidip ne olursa olsun verdiği sözü tutmasını saglayacaktım. Evet şu an Nerede olduğunu bilmiyor olabilirdim ama bulacaktım ne olursa olsun bulacaktım başka çarem yoktu beni ölmek üzereyken hayata kavuşturan adama bunu borçluydum.

Ayağa kalktım ve kapıdan çıkıp koşmaya başladım, dışarı çıktığımda kapıda ki orta yaşlarda iri olan korumaya "yamaç'ın nereye gittiğini biliyormusun" dedim.
"Hayır efendim bana sadece burada durup sizin dışarı cıkmanıza izin vermemem söylendi, şimdi lütfen zorluk çıkarmayıp içeri girin"

Sinirden gülüp kafamı iki yana çevirdim adamın birini aradığını gördüm biraz bekledikten sonra "alo" dedi bunu fırsat bilip hızla dışarı koşmaya başladım.

Kimseye ihtiyacım yoktu tek başıma olsam bile nereye gideceğimi bilmesem bile bir şekilde yamaç'ı bulacaktım İlerde ki Caddeye doğru kostugumda arkamdan az önceki adamın koştuğunu farkettim.

Benden daha hızlı koştuğunu aramızdaki mesafenin iyice kapandığını gördüğümde anlamıştım.

"Yamaç bey hastanede"
Olduğum yerde durdum "yamaç bey hastanede" kafamın içinde bu cümleyi kaç kere tekrar ettiğimi bilmezken arkamı dönüp aramızdaki mesafeyi kapattım.

"Ne diyorsun sen"
"Yamaç bey hastanede vurulmuş durumu iyi değilmiş" dediğinde dünya durmuştu sanki
Gözyaşlarım akmaya başladığında "beni hemen oraya götür" dedim
"Efendim yamaç bey evden cıkmamanız için kesin talimat verdi, Üzgünüm götüremem" dediği şey ile iyice sinirlenmiştim "götüreceksin! hemde hemen, yoksa kovulman için elimden geleni yaparım, hemen beni götür" diye bagırdıgımda adamın bir şey demeyip yolun kenarında duran arabayı açması ile gidip arabaya bindim.

Akan gözyaşlarım bir türlü durmuyordu istanbulun bu geç saate ki sesizliğine göz gezdirip gidemezsin dedim...

Yamaç dan

Esila ya seni seviyorum dediğimde silah seslerini duydum ne olduğunu anlamaya çalışırken sol göğsümde hissetigim acı ile derin bir "ahh" çektim

Elimi göğsümun üzerine getirdigimde elime gelen sıvı ile vurulduğumu anlamıştım, koltuktan zorda olsa egildigimde telefonun açık olduğunu gördüm kulağıma götürüp ben iyiyim demek istiyordum ama konusamiyordum nefes alışverişlerim zorlaşmaya başlamıştı.
Esila'nın çok korktuğunu biliyordum
Fısıltı halinde gelen sesini duyduğumda ne dediğini dinledim.
Söylediği söz kalbimi çok acıtmıştı.
"Söz vermiştin"
Evet söz vermiştim sözümü tutmak zorundaydım o an silah sesleri susmuştu öyle bir sessizlik oluşmuştu ki bu sessizlik beni derinden etkilemişti.

TUTSAK KADIN حيث تعيش القصص. اكتشف الآن