Emir bana kaşlarını çatarak bakmayı sürdürdü. Bense gülüyordum.
Nolmuş yani şaka yaptıysam?

"Tam dayaklıksın! Şakası bile güzel değil aptal!"dedi.

Dil çıkardım."Sensin aptal."

Odama geçip elimdeki geceliğe iğrenerek baktım. Rezil olmuştum iyi mi? Dolabı açınca emir'in kıyafetlerimi yerleştirdiğini fark ettim. Elimdeki lanet geceliği içine fırlattım.

Emir mutfaktan"Açlıktan ölebilirim. Birde yorgunluktan! Ne halleri koydun beni!!!"dediğini duydum.

"Alt tarafı yerleri sildin. Bi dırdırın bitmedi."dedim bende.

Salona geçip kapıya yaslandım. Yorgunluktan koltuğa uzanmıştı. Ya kıyamam ama ben buna! O kadar tatlı duruyordu ki, ısırasım geliyordu.

"Bir duş al istersen? Sonra da ben gireceğim."dedim.

Emir gözlerini açmadan"İlk sen gir."dedi.

"Ben yemek yapacağım o zamana kadar. Hadi çabuk gir."

Mutfağa geçip atıştırmalık hazırladım. O sırada emir çoktan duşa girmişti. Korumalardan biri, emir için giyilecek kıyafet getirmişti. Onları da giydikten sonra karşıma geçip oturdu.
Afiyetle yemek yerken onu süzüyordum. Çok tuhaftı. Emirle evi temizlememiz, beraber yemek yememiz falan. Birde evlenecek olmamız vardı.

"Emir bana evlenme teklifi edeceksin dimi?"

Emir son lokmasını da ağzına attı. Bana bakıp suyunu içti.

"Niye?"dedi.

"Evlenmek için."dedim.

"Evlenicez zaten."dedi.

"Öküzlük yapamazsın! Evlenmem bak!"dedim.

Emir beni kısık gözlerle süzdüğü sırada ısrarla ve inatla baktım.
O teklif edilecek!

"O zaman zorla evleneceğiz."dedi.

Ofladım Ama gülüyordum da. Bu adam nasıl bir şeydi yahu? Emir de böyleydi demek ki. Öküz ama sevimli. Belki evlenme teklifi edemezdi ama evleneceğimizi her zaman dile getirirdi. Beni çevresindeki insanlarla tanıştırmaktan gocunmazdı. Beni koruyup kollamaktan asla sıkılmazdı. Varsın teklif etmesin. Önemli olan onunla evleneceğimizdi.

Sofrayı toplayıp banyoya girdim bende. Güzel bir duşun hemen ardından havluyla kurulandım. Duş iyi gelmişti. Yorgunluğumu almıştı. Ama uyku sarmıştı beni. Fena halde hemde. Siyah takım iç çamarını ve takım pijamalarımı giydim. Saçımı kurutup krem sürdüm. O sırada odaya emir girdi.
Yanıma gelip elini saçlarıma attı. Uyuşan bedenimle yumdum gözlerimi. Saçlarımla oynayınca nasıl da uykum gelmişti. Eğilip başımın üzerine öpücük koydu. Elimden tarağı alıp saçlarımı yavaşça ve özenle taradı. Aynadan onun o güzel yüzünü seyrededurdum. Nasıl güzeldi o adem elması gözleri. Kara kaşı, kara gözü, nar tanesi dudakları...

Derin bir iç çektim. O sırada tarağı masaya koydu. Bende ona doğru döndüm. Emir hafiften çömelip anlımdan öptü. İşte bu benim için çok şeyi ifade ediyordu. Seni seviyorum demekti. Bazende sen benimsin demekti. Gülümseyen gözlerle baktım ona. Ayağa kalktığım sırada o da dikleşti.

Kokusunu içime çekip yumdum gözlerimi. Ah işte bu koku.. Bu nasıl bir şeydi!

"Uyuyalım mı?"dedi.

Kafamı salladım. Emir için diğer odayı hazırlamıştım.

"Olur."
Yanağından öpüp"İyi geceler sevdiğim.."dedim.
Yanından geçip geniş yatağa uzandım. Emir kapıya doğru ilerleyip kapıyı sıkıca kapattı. Çıkmasını bekliyordum oysaki. Işığı da kapatıp yanıma geldi. Diğer tarafa uzandığı sırada ona döndüm.

KUM TANESİWhere stories live. Discover now