BÖLÜM 6

4.3K 471 437
                                    

Xiao Zhan, Yibo'nun söylediği gibi hızla sınıftan çıkarak otoparka doğru koşmaya başladı. Oraya vardığında Yibo'yu, motoruna yaslanmış ve elini göğsünde birleştirmiş bir şekilde onu beklerken buldu. Açıkçası havalı görünüyordu fakat konu bu değildi tabii ki. Yibo, Xiao Zhan'ı gördüğü an toparlanıp ona doğru ilerlemeye başladı. Xiao Zhan buraya gelene kadar zaten nefes nefese kalmıştı fakat bu Yibo'yu ilgilendirmiyordu. Onu yakasından tuttuğu gibi kimsenin görmeyeceği bir yere doğru sürükledi ve bunu yaparken de etrafı kontrol etti. Sonunda binanın arka tarafına geldikten sonra yakasını bıraktı. Xiao Zhan oraya gelene kadar yol boyunca çırpınmıştı. Yibo yakasını rahat bıraktığında birkaç kere öksürdü ve derin bir nefes aldı.
Yibo duvara doğru onu iyice sıkıştırdığında yapacak hiçbir şeyi kalmamıştı.

"Dün gece neredeydin?" Yibo sakince sordu, sinirinin bir kısmını Xiao Zhan'ı süreklerken atmıştı fakat sadece küçük bir kısmı olduğu için tekrar sinirlenmeyeceğinin garantisi yoktu.

"Arkadaşımda kaldım. "

Yibo birkaç saniye kahkaha attı. "Senin. Arkadaşın. Yok." Tane tane söyledi gülerek. Sinirden gülmesine engel olamıyordu.

"Neden bu kadar gerildin ki şu an, başımın çaresine bakabilecek yaştayım. "

"Beni gerçekten delirtmek istiyorsun değil mi?" Yibo çocuğun çenesini tutarak suratını kendine doğru çevirdi. "Neden bana hiç yardımcı olmuyorsun?"

Xiao Zhan kocaman gözlerini ona dikmekten çekinmiyordu, çenesindeki eli kolunun tersiyle itti ve kafasını diğer tarafa çevirdi. "Şu duş jelini değiştir artık vanilya kokusuna katlanamıyorum, çilekli duş jelimden kullanabileceğini söylemiştim."

"Konumuz bu mu yani şu an." Yibo o an, iletişim kurmaya çalıştığı çocukla asla uzlaşamayacağını anlamıştı. İkisi de çok farklı frekanslardaydı ve anlaşabilmeleri neredeyse imkansızdı.

"Hayır, fırsatını bulmuşken söylemek istedim. "

Birkaç saniye anlamsızca Xiao Zhan'ın suratına baktı. Ona gerçekten söyleyebilecek tek bir kelimesi bile yoktu,Yibo onun yüzünden bu hale geldiği için kendine de sinirliydi aslında.

"Dün gece neredeydin?" Yibo sakince sordu bu sefer. "Dün geceyi nerede geçirdin?"

"Sana arkadaşımda kaldığımı söyledim ya. Neden anlamıyorsun? "

"Hangi arkadaşın? Adı ne? Nereden tanışıyorsunuz? Bunlara cevap vermek zorundasın."

"Adı mı?" Xiao Zhan dudaklarını büzerek soruyu tekrarladı ve birkaç saniye düşündü. "Adını sormadım."

Yibo sinirlerine daha fazla hakim olamayıp koyu kahverengi saçlarını yolmaya başlamıştı. Ellerini çektiğinde dağılan birkaç tel saçı gözünün önüne düştü. Dağılan saçlarını umursamadan sorguya devam etti. "Adını bilmediğin birinin evinde mi kaldın?"

"Evet." Xiao Zhan sakince cevap verdi. Tereddüt bile etmemişti söylerken. "Fazla abartıyorsun. "

"Nerede tanıştın??"

"Otele verecek kadar param yoktu, ben de kalan son paramla birine içki ısmarladım. Benden hoşlanacağını ve evine çağıracağını nereden bilebilirdim ki?" Son derece alaycı bir tavrı vardı ve bu oldukça sinir bozucuydu.

Yibo o an sadece tek bir şey yapmak istemişti, o da suratına güzel bir yumruk atmak. Fakat kendini sakinleştirmeye çalıştı ve bu durumda bile sinirlerinin onu ele geçirmesine izin vermedi.

"Bu kadar aptal biri olabileceğini tahmin etmezdim. "

Bu sefer Xiao Zhan da geri adım atmadan kendinden emin bir şekilde cevap verdi. "Tamamen suçsuzmuşsun davranmayı kes artık. Eve gelmememi söyleyen sendin. "

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin