"Düşler Ve Gerçekler"

1.6K 136 176
                                    

FLASHBACK

Nahide: Kuzey'in buraya dönüşü boşuna değil.
Bir yalana tutunup yaşamak neymiş, kandırılmak neymiş, hayatını sahte bir şeyin üstüne kurmak neymiş elbet öğretir hayat ona da.
Yaşattığını yaşamadan ölmez insan...

FLASHBACK SON

Yıldızla Kuzey habersizce parçalanmayan hayatlarının son uykularını birbirlerinin kollarında geçirmişlerdir. Bu huzurlu uykunun uyanışı maalesef uyku kadar mutlulukla olmayacaktır.
Sultan anne içeride kahvaltıyı hazırlarken Kuzey'in telefonu çalar.
Bazen bazı telefonlar öyle acı acı çalar ki, sanki hissedersiniz.
Kuzey ve Yıldız da hissetmiş olmalı ki
ikisi de uykusundan sıçrıyarak uyanır.
Birbirlerine bakarlar, içinde bulundukları duruma anlam veremeden Yıldız başından Kuzey'in telefonunu alır, Kuzey'e verir.
Arayan Gökçe 'dir.

Kuzey: Noldu kızım

Gökçe : (Bağırarak ağlıyordur) Baba

Kuzey: Gökçe noldu diyorum sana

Gökçe: (Hıçkırarak kesik kesik) Baba ablam

Kuzey: (Yataktan ayağa kalkar, duymaya hazır değil vasiyette)
Noldu ablana

O sıra da Yıldız' da kalkar

Gökçe: (Ağlayarak) Baba ablama araba çarptı

Kuzey dizlerinin bağının çözüldüğünü hisseder, telefonu yere düşürür ve duvara tutunur. Bütün dünyası başına yıkılmıştır.
Yıldız telefonu yerden alır, Mine'nin elinden de telefonu Nahide alır. Nahide hastaneyi Yıldız'a söyler.
Yıldızla Kuzey apar topar evden çıkarlar.

HASTANE

Bütün Mollaoğlu ailesi ordadır. Ameliyathanenin önünde çaresizlikten diz çökmüş haber bekliyorlardır. Babalarının geldiklerini görünce Gökçe ve Mine koşup Kuzey'e sarılırlar. Nahide yanlarına gelip Yıldız'ın kolunu ovar.

Kuzey: (telaş içinde) Noldu benim kızıma

Etraf sessizdir. Çünkü kimse söylemeye cesaret edemez.
Herkes birbirinin suratına bakarken arkadan bir topuk sesi gelir.

Gelen Şule'dir.

Herkes için artık bütün duygular karmakarışık olur. Herkes ne hissedeceğini şaşırır.

Kuzey: (yutkunur) Şule

Yıldız: (gözlerini kısarak derin bir nefes alır... Yıllar önce kendine tercih edilen kadın kanlı canlı karşısındadır.)

Bu sessizliği bozan Mine olur.

Mine: Senin Allah belanı versin

Şule: O nasıl laf öyle Mine , ben senin annenim

Mine : (hırsla gözyaşları birbirine karışarak, bağırır vaziyette) Baba biliyor musun ablam içeride kimin yüzünden yatıyor

Derin bir sessizlik olur

Mine: Bu kadının yüzünden!

EfsunkârWhere stories live. Discover now