24.Bölüm Şartlar

507 54 0
                                    


Yetimhanelere görevliler haricinde kimse izinsiz giremez. Bu sorumlu oldukları çocukları ve yurt binasını korumak için alınmış bir karar ve ben bile bu konuda fazla bir şey yapamam. Ama bir cadı kesinlikle yapabilir. Fark ettirmeden kafa karıştırma büyüsü yaptığı için güvenlik görevlisi bizi durdurmak bir yana fark etmedi bile.

Odamın içinde temiz olması dışında dikkat çekici hiçbir şey yoktu. Yere yatay olarak yerleştirdiği valizim dışında. "Buradan, beni takip et lütfen."

Valizin kapağını açıp aşağı indiğimde arkama bakmadım ama onun beni takip ettiğini duyabiliyordum. Son zamanlarda valiz odamın içini dekore etmek için çok çaba harcamıştım ve buna kesinlikle değdiğini düşünüyorum. Kitaplarım konularına göre kitaplıkta sıralanmıştı yanında çalışma masam ve parşömen rulolarının olduğu uzun kaplar vardı. Diğer köşede ise bir şöminenin tam karşısında üçlü bir koltuk ve onun yanında da tekli puflar vardı.

Gitmeden önce Dooby'nin ilgilenmesini istediğim iksir koltukların ortasında önceden alevlerin olduğu bir kaidenin üzerinde kazanda usulca dinleniyordu. Dooby benim geldiğimi görünce iksir malzemelerini depoladığım dolabın önünden hemen merdivenin başına geldi. Daha önce yapmamasını söylediğim halde hala burnunu yere değene kadar eğilip selam veriyordu.

"Misafirimiz için biraz adaçayı yapar mısın, Dooby?"

"Hemen yapıyorum Lizy."

Odanın ortasında duran kaideyi kenara iterek çay sehpası ve diğer ıvır zıvırları ayarlamaya başladı. Bende Clare'e döndüm "Lütfen koltuğa otur, ben iksiri bulup getiriyorum." dedim. Yüzünde ki karışık ifadesine rağmen bir şey sormadı bende bir şey söylemedim. Malzemeleri koyduğum ahşap dolabın yanında odanın renklerine uyan zümrüt yeşili bir dolap daha bulunuyordu.

Bu dolabın özelliği sayesinde dolap devrilmiş, yanmış ya da su altında kalmış olsa da içindeki iksirlere kesinlikle bir şey olmazdı. Bay Count'un ikinci el eşya mağazasından 15 galleona aldım ama aldığıma son derece memnunum. Gümüş renkli olan şişelerden birini alıp Clare'nin yanına gittim. O zamana kadar Dooby görevini yine son derece ciddiye almış hazırladığı çayın yanına kendi yaptığı kurabiyelerden bile koymuştu.

"Dooby lütfen beni diğer odada bekler misin? Birisi gelirse haber verirsin."

Dooby çıktıktan sonra elimdeki şişeyi Clare'ye uzattım. Şişenin kapağını açtığında koyu mor bir duman dışarı süzüldü. Cüppesinin içinden asasını çıkartıp içinden sıvıyı yükseltti. Kurtboğan iksirinin çalışıp çalışmayacağını anlamak için sadece bakmak ve koklamak yeterlidir. Daha önce bir kez onu gören farkı ayırt edebilirdi. Ama ben sadece kitaba güvenmek zorunda kalmıştım. Clare'in yüzünde şaşkınlık, kafa karışıklığı ve umudu gördüm. En sonunda sıvının şişeye dönmesine izin verdi ve kapağını kapattı.

"Gerçekten başarmışsın. Bu bugüne kadar gördüğüm en yüksek yoğunluğa sahip iksir. Kalitesi kesinlikle karşılaştırılamayacak kadar yüksek."

Çayın olduğu fincanı eline uzattım "Gerçek olduğunu teyit ettiğine göre artık bana doğruyu söyleyebilir misin?" dedim.

"Aslında bunu sana söyleme riskine girmeyi hiç düşünmedim. Ama sen beni buraya getirecek kadar güvenirken karşılığında hiçbir bilgi vermemek doğru olmaz." Elini tekrar cebine uzattı ama bu sefer cüzdanını almıştı. İçinden dört kişinin olduğu bir fotoğrafı bana verdi. Fotoğraftaki insanlar bir evin salonunda yılbaşını kutluyorlardı. Bir küçük oğlan, mutlu bir çift ve oğlan çocuğunun yanında yerde oturan Clare.

"Bu benim abim James ve eşi Serena. Bu ufaklıkta benim yeğenim Tom. Bu fotoğrafı iki sene önce çekinmiştik. Kutlama yaptıktan iki ay sonra abimin kızdırdığı bir kurt adam Selena'yı öldürdü ve Tom'u ısırdı." Gözlerinden akan yaşları sildikten sonra konuşabilmek için bardaktan bir yudum çay içti.

"Tom'un babası Seherbazdı ama oğlu ısırıldıktan sonra işi bırakması gerekti. Şu anda Bakanlıkta masa başı işi yapıyor. Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi dairesinde. Başta Tom'u evde bakmaya çalıştı. Hayatı boyunca kurt adam olduğu için dışlanmasını istemedi. Ama Tom büyüyor ve onunla başa çıkmak da zorlaşıyor. İksiri almak sorun değil ama Tom'u ifşa etmeden bunu yapmak sorun."

"İksirin piyasa değerinin yedi doz için yetmiş galleon olduğunun farkında mısın?"

İç çekti "Bu yasal olarak alırsan yasadışı bir şekilde elde etmek istersen 150 galleona kadar çıkıyor. Malzemeleri almak daha ucuz olsa da yapımını denedim. Onu içmek Tom'u sadece öldürür."

Clare'in ağlayan ve çaresiz yüzüne baktım sonra gülümseyen yüzlerle dolu olan fotoğrafa ve kararımı verdim. "Sana bu ay için gerekli olan yedi dozu satabilirim. Sadece altmış galleon versen yeterli ama her ay yapmamı istiyorsan malzemeler konusunda yardım etmelisin. Satın alırken fazla dikkat çekerim çünkü."

"Lizy gerçekten teşekkür ederim. Ben ..." Elimle onu durdurdum. "Bir şartım var. Kurt adamlarla ilgili bir araştırma yapmayı planlıyorum. Bu yüzden bir kurt adamdan doku ve kan örneğine ihtiyacım var. Bu dönüşüm geçirmeden önce ve sonra olmalı bunu yapabilir misin?"

İsteğim için çok şaşırmış olsa da yeğeninden örnek almak bir sonraki dolunayı rahat geçirmekten daha önemsiz gelmişti. Ayrıca zeki bir cadıydı. Önünde duran bu küçük cadıya ve valiz odasına bakarak bile küçük düşünen biri olmadığını hissetmişti. Araştırma yapıyorsa tedavi bulmak için olacağına inanıyordu. Bu yüzden anlaşmayı kabul etti. Yanında bir umut getirdiği paradan altmış galleon çıkartıp hemen masaya koydu.

Masada ki paralara bakmadan kalkıp diğer altı şişeyi çıkardım. Elimde olan iksirin hepsi bu kadardı. Onları bez bir torbaya dikkatlice yerleştirip Clare'e verdim.

"Söylediğim gibi bir daha ki ay için malzemeleri senin alman gerekiyor. Yetimhaneme gönderebilirsin iki buçuk ay daha buradayım ama sonra Hogwarts'da olacağım."

"Malzeme konusunda endişelenme kesinlikle her ay dolunaydan yirmi gün önce sana göndermiş olurum. İstediğine gelince bunu her ay temin etmem gerekiyor mu?"

"Hayır bu seferkini dolunaydan sonra gönderirsin. İhtiyacım olursa ben seni haberdar ederim."

Alışverişimiz bittiğinde Clare ile odama çıktık. Sonrasında odadan direk cisimlendi. Dooby ile birlikte valiz odasına geri döndüğümüzde galleonları toplayıp para çantama attım. "İksir yapma işinde gerçekten çok para varmış."

Clare bana tam on yedi gün sonra küçük bir paket gönderdi. Paketin içinde iki küçük tüp ve bir mektup vardı. Tüplerde Dolunay Öncesi ve Sonrası yazıları vardı ve içlerinde besbelli kan bulunan şişeleri iksir dolabına yerleştirdim. Onları incelemek için almak istediğim aleti Diagon yolunda aradığım halde bulamadım. Bu yüzden yine imdadıma Dooby yetişti. Ona yapmasını istediğim eşyanın bir taslağını verdim o da ban en vahşi sihirli malzemelere direnebilecek bir mikroskop yapmaya başladı. Tamamlandığı an işe koyulmam gerekecek.


Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorumTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang