20.Bölüm Mızmız Myrtle

562 49 0
                                    


"John abine Sırlar Odasıyla ilgili bir şey biliyor mu diye sordun mu?"

Tatilin son günü gelmelerinin tek sebebi Sırlar Odasıydı. Ve bizde yine kütüphanedeydik. Birçok kitabı elemiş olsak da elimizdeki ipuçlarına uyan bir şey bulamamıştık.

"Abimin söylediğine göre daha önce bir kez daha Sırlar Odasının açıldığını söyledi. Yaklaşık elli yıl önceymiş ama konuyla ilgili tam olarak bir şey bilmiyor. Sadece o zaman okuldan bir şüpheliyi atmışlar sonrasında saldırılar durmuş."

"Nasıl yani Azkaban Hapishanesine göndermek yerine sadece atılmış öyle mi?" dedi Nev. Bu duruma pek inanmamıştı.

"Acaba o zamanın gelecek postasını bulsak neler olduğunu öğrene bilir miyiz?"

"Bunun için muhatap bulmak lazım. Birkaç öğrenci araştırmak istiyor diye bize yardım edebilecek kim var ki?"

Önümdeki En Tehlikeli Yılan Türleri kitabını okumaya devam ettim. Tabi istediğim bilgiyi görünce en azından biraz sevindim.

"Bir şey buldum galiba şunu dinleyin; Basilisk diğer adıyla Yılanların Kralı olarak bilinir. Devasa boyutlara ulaşabilmesi ve yüzyıllarca hayatta kalabilmesi mümkündür. Öldürücü zehrinin bulunduğu dişleri dışında katil bakışlara sahip olmasıyla da bilinirler. Gözleriyle karşılaşan insanları aniden öldürür. Örümceklerin en büyük düşmanıdır. Basilisk'in yaşadığı bölgelerde örümcekler barınamaz. Horoz sesi onlar için ölümcül olduğundan horozların bulunduğu alanlarda yaşamazlar. Size de tanıdık gelmiyor mu?"

Nev hiçbir şey söylemese de tam ikna olmamış gibi duruyordu.

"Ama Lizy katil bakışlarla karşılaşan herkesin öldüğünü söylüyor. Kimse ölmedi ki sadece taşlaştı."

"Bende ilk okuduğumda öyle düşünmüştüm ama bir teorim var." İkisine masaya yaklaşmalarını söyleyip sesimi daha da alçalttım. "Ya şu ana kadar kimse onunla direk göz göze gelmiyorsa. Mesela Bayan Norris, taşlaştığı gece yerde su birikintisi vardı oradaki yansımasından görmüş olabilir. Sonra Colin Creevey, elinde sürekli fotoğraf makinesiyle geziyor ve neredeyse her şeye onun merceği vasıtasıyla görüyor o da onun sayesinde ölmemiş olabilir. Justin ise ... Nerdeyse Kafasız Nick'in bedeninin içinde görmüştür. Nick ise zaten ölü olduğu için bir daha ölemez."

Ben konuştukça John daha da ikna oldu. Nev ise sadece ağzı açık bir şekilde ipuçlarının yazılı olduğu kağıda bakmaya başladı. "Lizy, John bu resmi hatırladınız mı?" Önümüze örümceklerin pencereden sıra halinde kaçtığı fotoğrafı koydu. Sonra usulca "Örümcekler ondan kaçar demiştin değil mi. Bu tamda söylenene uyuyor."

John aniden yerinden sıçrayıp bir bana bir de Nev'e baktı. "Geçen Hagrid'in bir şeyin horozlarını öldürdüğü için Dumbledore'dan yardım isteyeceğini duymuştum."

Nev'in yüzü soldu ve ben ikisi kadar şaşırmamış olsam da ortama uyum sağlaya bildim. "Yani canavarımız Basilisk."

"Peki böylesine devasa bir yılan kimseye görünmeden nasıl ortalıkta dolaşabilir ki?"

"O konuda bir fikrim olmasa da bence geçmişte neler olduğunu araştırırsak bir bilgi bulabiliriz."

Sonunda canavar kitaplarından kurtulmuş olduğumuz için biraz sevinsek de şimdi önümüzde daha büyük bir sorun vardı. Elli yıl önce yaşanan saldırılarla ilgili bilgi bulmam gerekiyordu. Bu konuda bir aciliyet doğdu içimde. Sonuçta bizimkilere söylemeden ses kaydını koyarsam neden koyduğumu sorarlardı. Hiç koymazsam Sırlar Odasına girmek hayal olurdu.

Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorumWhere stories live. Discover now