2.Bölüm

11 2 0
                                    



2.Bölüm



Koşarak uçaktan çıktık. Uçakta ki herkes aynı anda kaçmaya çalıştığı için uçaktan çıkmak zor olmuştu. Ben dışarıya çıkabildiğimde Bryce' i yanımda görememiştim. Endişelenmeye başladım. Etrafıma bakıyordum ama gözümün önüne gelen tek şey o canavarların gözleriydi. "Bryce!" diye bağırıyordum ama beni duyması imkânsızdı.




Geri dönüp uçağa gitmeye çalıştım ama kalabalıkla beraber öne savruluyordum. O an gözyaşlarımı tutamamıştım. Ailemi kaybettiğimden beri hiç ağlamamıştım. Bryce benim ailem olmuştu. Onu da kaybedersem yaşamam için hiç bir sebebim olmazdı.




Herkes birbirini iterek kaçmaya çalışıyordu.Bende hemen ordan ayrıldım. Telefonumu elime alıp Bryce'in numarasını tuşladım. Dördüncü çalışta açmıştı. "Neredesin!?" ağlayarak bağırıyordum sesimi duyuyormu onuda bilmiyordum. Telefondan çığlık sesleri geliyordu. Cevap vermemişti sorumu tekrarladım



"Bryce. Nerdesin!?"



Ağlamam gittikçe şiddetleniyordu. En sonunda cevap verebilmişti "Uçaktan çıkamadım bir yerde saklanıyorum salgın 5 kişiye daha bulaştı!" Benim takıldığım yer uçaktan çıkamamasıydı. "Oraya gelmek istiyorum." dedim.



"Sakın. Sakın buraya gelmeyi aklından bile geçirme."dedi.



"Bryce nasıl çıkacaksın oradan?" konuşurken çok zorlanıyordum ama neyse ki o beni duyuyordu. "Bi çıkışı vardır buranın bi hostes çalışan falan bul sor ona." onu başımla onayladım sonra beni göremediği aklıma geldiğinde elim alnıma gitti.




Koşarak hostes arıyordum gözlerim fıldır fıldır endişeli toplulukta gezerken gözüme kestirdiğim bi kadının yanına gittim. Onu kolundan tutup kendime döndürdüm. Bana şaşırmış bi şekilde baktı onu umursamayıp




"A-arkadaşı-şım içerde b-buranın başka bir çıkışı varmı?" kekelemek benim gibi acımasız birine yakışmıyordu şimdi o kadın bana acıyordu buda ondan ve kendimden nefret etme sebebiydi. " Evet arka çıkışa götürebilirim gel benimle" diyip biyere yöneldi. Derin bi nefes alıp kadının peşine düştüm.




Kalabalıktan uzaklaşıp uçağın arkasına gittik. Arkasında ki çıkış kapısının kilidini açtı. Kadın içeriye girecekken kolunu tuttum. "Burdan sonrasını ben hallederim. Eğer uzun süre sonra dönmezsek bütün birliklere haber verin bu uçağı yok edin ve uçağa binmiş herkesi hastanede tutsunlar."



Beni Başıyla onaylayıp içeriye geçmem için izin verdi. Ben içeriye girdiğimde kapıyı kapattı. Derin bir nefes alıp kolumda duran bandanayı çıkardım ve ortasından ikiye ayırdım bağlayıp kendime maske yaptım diğer yarısını da cebime sıkıştırdım. Eğer salgın hava yoluyla bulaşıyorsa buna ihtiyacım olabilirdi.



Telefonumu cebimden çıkarıp Bryce'i aradım. İkinci çalışta açtığında nefes nefeseydi içime büyük bir endişe düşmüştü. Elim ağzıma gittiğinde "Neredesin?!" dedi fısıldayarak. Gözlerimi sıkıca yumumup "Acil çıkış kapısının yanındayım. Sen?" diye sordum ağlamamı durdurmaya çalışarak.




"İçerdemisin?!" diye sordu dehşetle.
Onu onaylayan mırıltılar çıkardım. "Gerizekalı hemen defol burdan!"diye fısıldadı sinirle. "Olmaz. Seni götürmeden olmaz!" dedim. Sinirle inledi.




"Tuvaletin içine saklandım ama onlar kapının önündeler. Ve fark ettim ki göremiyorlar ama sesi çok iyi duyuyorlar. Burada sessiz kalırsam burda olmadığımı sanıp gidebilirler sende bir yere saklan ve sakın ses çıkarma Miley." diye fısıldayıp telefonu kapattı.



Derin bir nefes alıp sıralanmış koltukların arasına geçtim. Yere çömüp ağzımı ellerimle sıkıca kapattım. Aradan bi 15 dakika geçti ayak sesleri yaklaşıyordu olduğum yere. Ellerimi ağzıma daha çok bastırdım onlar geliyordu. Çıkardıkları seslerden anlamıştım.




Benim olduğum yerde durdular. Bryce onların göremediğini söylemişti şuan o yaratıklarla koltukların arasından bakışıyordum eğer görebiliyor olsalardı amel defterim kapanabilirdi. Korkuyla bakıyordum hepsine. Gidicekleri sırada telefonum çaldı. Gözlerim irileşti topuklarında dönüp olduğum yere gelmeye başladılar ayağa kalkıp koltukların arasında geriledim.




Sırtım duvara deydiğinde etrafıma bakınmaya başladım çıkardıkları tuhaf seslerle bana yaklaşıyorlardı. Aynı sinemada ki gibi katlı olan koltukların katlı kısmına basıp koltukların üzerinden gitmeye çalıştım ama koltukların çıkardığı seslerden beni duyup  peşimden geliyorlardı.




Üstünde olduğum koltuktan inip koşmaya başladım tuvaletlerin olduğu yere. Tuvaletle aramda uzun bi koridor vardı. Belimden silahımı çıkarıp koşarken onlara ateş etmeye başladım. Kurşunlar  hepsinin alnına koluna veya göğsüne geliyordu ama bu onları durdurmuyordu. Ya kurşuna dayanıklılardı ya da ölümsüzlerdi. İçimden kurşunlara dayanıklı olabilmeleri için dua ettim çünkü ölümsüzlerse direk beni ısırmaları için dururdum bukadar uğraşa ne gerek var. Ha şimdi ölmüşüm ha sonra.




Mermilerim bittiğinde ateş etmeyi bıraktım ve bi küfür mırıldandım. Koşmaya devam ederken sert bir şeye çarptım ama ben yere yapışmadan kollarımdan tuttu beni. Önüme döndüğümde bu kişinin Bryce olduğunu anladım ben uzun koridorun hangi ara bittiğini anlamadan tam  sarılacakken beni durdurup kolumdan tuttu ve o yaratıkların aksi yönüne gitmeye başladı tabi kolunda ki bende.




Onlarla aramızda baya mesafe vardı giriş kapısına yaklaşmıştık. Fakat acele etmemiz gerekiyordu çünkü buraya girmeden önce hostes kadına 'uzun süre çıkmazsak bütün birlikleri çağırıp uçağı yok etmesini' istemiştim ve şuan Bryce' in zorladığı kapı bi türlü açılmıyordu.




Kadına söylediklerimi Bryce' e söylemedim. Çünkü panik yapabilirdi ve onun paniğiyle burdan asla çıkamazdık. O kapıyı zorlamaya devam ederken bende etrafa baktım. Acil çıkış için cam kırma kolu duruyordu. Koridora bakıp nerde olduklarına baktım bize yaklaşmalarına az kalmıştı.




Dirseğimle camı kırıp kolu aldım ve Bryce'i kenara çektim. Bi kaç kere cama geçirdim kolla ama yinede kırılmadı sanki kaçamayalım diye camları daha kırılmaz yapıyolardı anasını satayım. Bryce'e döndüm üzüntüyle gözlerim aşağı kaydığında belindeki silahı görmemle hemen aldım belinden.




Tekrar kapının kilidini zorladım. Kapı tekrar açılmamıştı sinirle inleyip kapıya tekme attım. Kurşunu  cama sıktım. Cam kırılınca etrafın da ki kırıkları da atıp dışarıya zar zor geçtim çünkü cam küçücüktü.





Bryce ayısı buradan geçemezdi. Dışarı çıktıktan sonra kapıyı açtım "Şimdi kolay açılırsın tabi." diyip kapıya gözlerimi kısarak baktım Bryce de dışarı çıktıktan sonra birlikte kapıyı sıkıca kapattık onlar gelip kapıyı açmaya çalışıyorlardı.




Arkada bize yardım edebilecek birileri varmı diye baktım herkez uzaktan korkuyla olduğumuz yere bakıyordu gözüm yukarıya kaydığında helikopterlerin olduğunu gördüm uçağı imha etmek için gelmişlerdi dudağımı ısırdım ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Bryce 'in kolundan tutup geriye çektim ve kapının kulbunu kopardım bu onların dışarıya çıkmasını zorlaştırabilirdi. Tekrar Bryce 'in kolundan tutup koşmaya başladım. Onuda peşimde götürüyordum.




'Geri sayım 3...2...1!'




Biz koşarken uçaktan fazla uzaklaşamamıştık. Füzeleri attıklarında uçak havaya uçtu ve tek havaya uçan o değildi...



■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■






Bölüm sonu...


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 16, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SALGINWhere stories live. Discover now