"Kes sesini Xiao Zhan!!! Ne yaptığını sanıyorsun?"

"BANA KARŞI NASIL HÂLÂ BU KADAR KABA OLABİLİRSİN."

Yanlarından geçen insanlar Yibo'ya büyük bir tiksinti ile bakıyordu. "Hayır, lütfen bu çocukla sevgili değilim. "

"Bir de onunla sevgili olduğu için utanıyor." dedi yanlarından geçen yaşlı bir kadın, yine hemen yanındaki yaşlı adama. Yibo'nun savunma yapmasına fırsat bile vermeyip uzaklaşmışlardı.

"Hayır utanmıyorum..yani..gerçekten sevgili değiliz." telaşla kafasını salladı iki yana. Dağılmış saçları alnına düşmüştü.

Yibo sonunda tüm gücüyle itti koluna yapışan çocuğu. Ona sırıtarak bakan suratına bir tane geçirmemek için zor tutuyordu kendini. Yumruğunu boşa salladı.

"S-sen..." yutkundu ve kendini sakinleştirmeye çalıştı. "Ne yaptığını sanıyorsun gerçekten?"

"Eğleniyorum sadece."

"Eğleniyorsun, öyle mi?"

"Evet." Büyük bir sakinlikle cevap verdi. "Bu kadar sakin ve ciddi biri olmaktan sıkılmıyor musun?"

"Ben eğlenmeyi biliyorum." Yibo sonunda dayanamayıp onunla dalga geçen çocuğu itti. "Ben eğlenmeyi biliyorum fakat sen bunu kavrayamayacak kadar aptal ve saygısızsın. "

"Haklısın. Hiçbir zaman akıllı olduğumu iddia etmedim zaten." Xiao Zhan cümlesini bitirdikten sonra yine güzel bir role bürünerek yüzünü buruşturdu anında. "Ayrıca az önce bu aptal çocuğun canını acıttın." dedi, onu itiklediği yer olan göğsünü tutarak.

"Böyle davranmaya devam edersen daha fazlasını da yaparım. "

Yibo onu yaklaşık bininci defa tehdit ettiğinde Xiao Zhan kolunu omzuna atarak onu sürüklemeye başladı. "Beni her zaman tehdit ediyorsun."

"Sadece beni biraz ciddiye alman için uğraşıyorum Xiao Zhan! Gerçekten beni çok fazla yoruyorsun."

"Ben de seni anlamaya çalışıyorum dostum." Kolunun altına aldığı çocukla birlikte yürümeye devam etti. "...fakat sana asla anlam veremiyorum. Sadece 23 yaşındasın ama kendine aptalca misyonlar yüklemeye bayılıyorsun. Doğru şeyler yaparak yaşamaya çalışmanı anlıyorum, eğer farklı biri olsaydım ben de hata yapmamak için uğraşırdım fakat seninki gerçekten çok fazla, anlıyor musun. "

"Sana fikrini sormadım."

"Senin gibi doğrucu insanları çok iyi tanırım. Her şeyin hep en doğrusunu bildiğini sandığın için fikrimi önemsemediğini biliyorum. Fakat hiçbir şey bilmiyorsun ve bu yüzden sana sabrediyorum."

"Kim kime sabrediyor? Hayatıma girdiğinden beri peşini toparlamaya çalışıyorum."

"Toparlamak zorunda değilsin, benimle ilgilenmek zorunda değilsin, babam sana rica adı altında benimle ilgilenmeni emrettiğinde yapman gereken tek bir şey vardı; benimle işbirliği yapmak."

"Eminim böyle yapsaydım başını tonla belaya sokacağın için sonradan daha fazlasıyla uğraşmam gerekecekti." Yibo sonunda dayanamayıp kolunu itti omzundan.

"Bu zamana kadar, kimse benimle senin kadar uğraşmadı ve gördüğün gibi hâlâ buradayım. Bir de kendine bak. Herkesin önce dış görünüşünden etkilenip seni tanıdıktan sonra da senden sıkıldığına eminim."

Yibo omuzlarını kendinden emin bir şekilde dikleştirdi ve güzel yüzünü ortaya çıkarmak için çenesini yukarı kaldırdı. "Neyim varmış benim."

"Güzel bir yüzün ve gördüğüm kadarıyla güzel bir vücudunun olması dışında hiçbir iyi yönünün olmadığını söyleyebilirim. " Xiao Zhan onun yakışıklı göründüğünü zaten kabul ediyordu fakat evde bile üstsüz gezmeyen birinin ne kadar güzel bir vücudu olduğunun ne önemi kalırdı ki. "İçmiyorsun, kızlarla ilgilenmiyorsun, bilgisayar oyunu oynamıyorsun, sağlıklı beslenip düzenli spor yapıyorsun, geceleri erken uyuyorsun, sevgilinle gereğinden fazla seviyeli bir ilişkiniz var. Ahh, evet kabul ediyorum. Oldukça başarılısın fakat bu kadar kaliteli ve düzenli bir hayatının olması beni sinirlendiriyo. "

"Saydıklarının hiçbiri kulağa kötü bir şeymiş gibi gelmiyor." Yibo yine kendinden emin bir şekilde cevapladı. Kendini bildiğinden beri böyle biriydi ve bundan asla rahatsız olmamıştı. Böyle olması gerektiğini düşündüğünden değil de, gerçekten böyle biri olduğu için hayatı bu şekildeydi.

"Kötü olduğunu söylemedim zaten, sadece fazla sıkıcı. "

"Öyleyse gidip daha eğlenceli biriyle yaşa." Yibo yanındaki çocuğun konuşmasına fırsat vermeden yürümeye devam etti. "Bugün anahtarını da bana verdiğine göre seni bağlayan hiçbir şey yok. İstediğin yere gitmekte özgürsün."

"Gerçekten bundan korkacağımı mı sanıyorsun? " dedi Xiao Zhan sırıtarak. Fakat Yibo, arkası dönük olduğu için onun ne kadar eğlendiğini görmüyordu.

"Sen olmadan oldukça rahat edeceğim evde."

"Anlaştık öyleyse. "

Sonunda Xiao Zhan da Yibo'ya arkasını döndü ve farklı yönlere doğru ilerlediler.

Black or White [Yizhan] ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin