paper crown

33 10 15
                                    

Michael kuruyan tablonun üzerine örtüyü yavaşça örterken  kapının yanına koydu. Luke hala ona bakamıyordu. Çocuğun bu utangaç halleri Michael'ın hoşuna gitmişti.

Salonun ortasındaki sehbadan motorunun anahtarını alırken konuştu. "Tabloyu okula bırakmam gerek." Luke başını salladı. "Neden?" Michael derin bir nefes verdi. "İnsanlar hatırlasın diye."

Luke hatırlanacak olmakla gülümsedi. Bunu sevmişti. İkili kapıdan çıkarken Michael tabloyu kolunun altına aldı. Motora bindiklerinde tabloyu iple motora sabitledi.

Motora bindiğinde Luke da arkasına bitmişti. Sarışın çocuk kollarını Michael'ın beline doladı. Michael gülümserken motoru çalıştırmıştı. Sabit bir hızla sürerken Luke mutluydu. Hayatında ilk kez motora biniyordu.

Okulun otaparkına girdiklerinde motor yavaşça durdu. Luke kollarını Michael'ın belinden çekerken motordan indi. Michael tabloyu alıp okulun girişine doğru yürüdü.

Okul kapısının kilitli olduğunu fark ettiğinde Luke'a döndü. "Atlayabilir misin?" Luke başını olumsuz anlamda salladı. Michael yavaşça eğildi minik çocuk sırtına çıktığında yavaşça minik boşluktan atladı.

Michael tabloyu Luke'a uzattığında Luke tuttu. Michael'da içeri birkaç saniye içerisinde atladığında Luke ona şaşkınlıkla baktı. "Bu okulda okudum Luke. Nasıl gizlice girileceğini tabiki biliyorum."

İki çocuk da okulun bahçesinde yürürken Michael tüm anıları hatırladı. Hayatının en güzel yıllarını burada yaşamıştı. En kötü yıllarını da. Yine de burayı güzel hatırlayacaktı.

Okulun kapısına geldiklerinde onun da kapalı olduğunu tahmin ediyorlardı. Ama Michael yangın merdivenlerinin kapısının hep açık olduğunu biliyordu.

Oraya doğru ilerledi ve yavaşça içeri girdi. Girmeden önce kameraya yavaşça el salladı. Kamera tam yangın merdivenlerini çekiyordu.

Luke peşinden gelirken neden ailesinin onu batıdaki okula götürdüklerini anlamamıştı. Bu okulun şartları daha iyi gibi duruyordu. Evlerine daha yakın olduğu için diye düşündü.

Üzerinde sanat sınıfı yazan kapıya geldiklerinde Michael kapıyı yavaşça açtı. Burayı deli gibi özlemişti. Burnuna gelen boya kokusuyla gülümsedi.

Burası Luke'un gördüğü en kasfetli yerdi. Tamamen karanlıktı. Michael'ın neden bu kadar mutlu olduğunu anlamadı. Bir an önce burdan gitmek istedi.

Michael tabloyu köşedeki duvara yasladı. Yavaşça sınıftan çıkarken Luke okuldan gideceklerini düşündü. Michael elini tutup onu bir alt kata götürürken konuştu. "Seni okulda en sevdiğim yere götüreceğim."

Ve karşılarına büyük bir yüzme havuzu çıktığında Luke gülümsedi. Birazdan yapacağı şey için kesinlikle pişman değildi. Yavaşça Michael'ı havuza doğru iterken Michael şaşkınlıkla geriye doğru adımladı. 

Sarışın çocuğu da kendisiyle birlikte çekerken ikisi de birlikte suya düştü. Yavaşça yüzeye çıktıklarında Michael çocuğun ince belini tutup alnını onunkine yasladı.

"Islakken seni daha çok öpmek istiyorum." Luke gözlerini kaçırdı. Michael kendini yavaşça havuzun duvarına yasladı. Çocuğu daha çok kendine çekerken bacaklarını beline doladı.

Çocuğun dudaklarına bakarken yutkundu. "Beni çok etkiliyorsun." Yavaşça çocuğun dudaklarına fısıldadı. Luke yavaşça yutkunurken konuştu. "Senden çok etkileniyorum."

Michael daha fazla dayanamayıp dudaklarını çocuğun dudaklarına bastırdı. Çocuğun dudaklarından minik bir inilti kaçarken Michael dayanamıyormuş gibi dudaklarını oynattı.

İkisi de bu öpücükten sonra ne olacağını düşünmedi. Son günlerini yaşıyorlardı. Sadece anı yaşamayı seçtiler.

Luke'un uzun parmakları Michael'ın ıslak saçları arasında dolaştı. Michael çocuğun dudaklarını bırakmak istemedi. Ayrıldıklarında Luke derin soluklar aldı.

Anın yoğunluğuyla Luke boynunu Michael'ın gögsüne gömdü. Michael çocuğun ağladığını fark ettiğinde kalbinde bir ağrı hissetti. "Luke? İyi misin bebeğim?"

Michael yavaşça Luke'un yüzünü avuçları arasına alırken çocuğun kızaran gözlerine baktı. "Çok korkuyorum." Titreyen sesiyle konuştuğunda Michael ona gülümsedi.

"Ben de çok korkuyorum. Ama senin yanında olacağım. Yanımda olacaksın. Bunu unutma." Luke başını salladığında Michael kollarını minik bedene sardı. Çocuktan böyle bir duygu patlaması bekliyordu.

Havuzdan çıktıklarında ikisi de ıslak kiyafetlerini çıkarttı. Michael soyunma odasına ilerlediğinde kayıp eşya dolabına baktı. Luke'a ve kendine bir şeyler alırken Luke'a sırtını döndü.

İkisi de giyindiklerinde Michael Luke'u kolunun altına aldı. Okuldan çıktıklarında tekrar motora bindiler. Batıya doğru sürdü. Luke'un evine doğru.

Michael çocuğun tamamlaması gereken şeyin ne olduğunu merak ederken buldu kendini. Ve yavaşça ona çekildiğini fark etti. İkisi de bu akşam öleceklerdi. Ama tekrar bir şeyler hissetmek güzeldi. Çocuğun ellerini üzerinde hissetmek güzeldi.

Luke Michael ile olmayı sevmişti. Hala onun aptal bir fare olduğunu düşünüyordu. Yakışıklı bir fare. Ama çocuğun onu öpme şekli hoşuna gidiyordu. Çocuğun onu sakinleştirme şekli hoşuna gitmişti.

Onunla ölmek o kadar da korkutucu değildi.

Bittiğ
Bittiğm

Lover Of Mine // MukeWhere stories live. Discover now