1.2

262 18 8
                                    

Yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettim. İnsanların göz yaşları içinde kalması, inkâr bağırışları.. İçimi acıtan şeylerdi. Ama ben buraya ağlamak için gelmemiştim. Tüm nefretimi kusacak ve okula gidecektim.

Buraya gelmemin sebebi onun ölüm yıl dönümü olmasıydı. Tam 2 yıl olmuştu o öleli. Ne olurdu eskisi gibi kalsaydı ve intihar edip kaçmasaydı.. Her şeyi mahvetmişti. Benim hayatımı boka çevirmişti.

13.04.1976-29.06.2018

Metin Soydan

Mezarının yanına adımladım. Mezar taşına oturdum ve toprağına dokundum. Yanımda su getirmiştim, sulamak için. Her ne kadar beni öldürmeye kalksa da o benim babamdı. Ben hep babacı bir kız olmuştum. Her zaman ona yapışırdım, kene gibi. O da beni severdi ya..

"Neden yaptın? Neden?!" diye bağırdım gözümden düşen damlaya inat.

"Seviyordum seni, hayatı, yaşamayı." duraksadım.

"Hepsini aldın benden. Kendinle birlikte beni de öldürdün. Ruhumu öldürdün!" sonlara doğru sesim yükselmişti. Hem sinirliydim hem de özlemiştim.

"Yapar mı lan bir baba, kızına bunları?!" cevap vermesini beklemiştim. Oysa cevap veremezdi. Yine de bekledim. Çocukluğumda onun beni parka götürmesini beklediğim gibi bekledim.

"Hadi gel geri. Yaptıklarını telafi et. Gidelim parka.. Salla beni salıncakta. Durma burada. Yatma toprağın altında.. baba." O kadara acizdim ki hâlâ ondan bir şeyler bekliyordum.

"Gidiyorum baba. Seneye yine geleceğim. Belki daha sinirli belki daha hasretli. Bunu bana sen yaptın. Beni bu hâle sen getirdin!" dedim ve ayaklandım. Bir iki adımdan sonra arkamı dönüp konuştum.

"Hoşçakal.. baba."

minel vera|texting Onde histórias criam vida. Descubra agora