"Öyle mi diyorsun?" dedi kısık sesiyle. Harry başını sallayıp yana eğdi. Louis'nin yüzünü inceliyordu. Louis'nin nefesleri sıklaşmaya başlamıştı. Dudaklarını Harry'nin dudaklarına dokundurduğunda Harry zaman kaybetmeden Louis'nin dudaklarını kavradı. Louis'nin geri çekileceğini anladığında elini saçına geçirip çekilmesini engelledi.

Louis olayları kavrayamıyordu. Vücudu kendisinden bağımsız hareket ediyor gibiydi. Kendini Harry'nin kucağına oturmuş bir vaziyette buldu. Dudakları birbiri üzerinde hareket ederken Louis kollarını Harry'nin boynuna sarmış, Harry ise Louis'nin bacaklarından tutup ayağa kalkmıştı.

Kontrollerini kaybetmiş gibi öpüyorlardı birbirlerini. Harry odaya doğru yürürken Louis'nin sırtı duvara çarptı. İnleyerek geri çekildi Louis. Canı yanmıştı çünkü. Harry sessiz bir özür mırıldanıp odaya girdi. Louis ile dudaklarını tekrar buluşturup yatağa ilerledi. Louis'nin sırtı yatakla buluştuğunda Harry dudaklarını ayırıp tişörtlerini çıkardı. Louis'nin bacak arasına girip boynunu öpmeye başladı. Bir yandan da kendi pantolonunu çıkarıyordu. Louis ise sadece öpücüklerin tadını çıkarıyordu. Harry Louis'nin pantolonunun düğmesini ve fermuarını açıp ona sürtündü.

~~~

Louis gözlerini aralayıp kırpıştırarak kendine gelmeye çalıştı. Üzerindeki bedene baktığında hala uyuduğunu fark etti. Ağrıyan başını ovup Harry'nin sırtına dokundu. Olanları yeni yeni hatırlamaya başladığında gözleri irileşti. Üzerinde tişörtü yoktu. Harry'nin de tişörtü ve pantolonu yoktu. Harry'yi üzerinden itip kendisi de doğruldu. Harry inleyecek uyandı. "Bu da ne şimdi Louis? Ne diye yataktan düşürdün beni?" Louis cevap vermeden yüzünü kapattı. Harry de olanları hatırlamış olacak ki yanına oturdu.

"Lou-" deyip omzuna dokundu. Louis hemen ondan uzaklaştı.

"Şimdi ne olacak Harry? O zıkkım şeyleri çok fazla içmememiz gerektiğini kırk kere söyledim sana. Yapmamamız gereken bir şey yapacağımızı biliyordum. Bu hatayı nasıl yapabildim." deyip dolan gözlerini kapattı.

"Seni kullanıp kenara atmışım gibi konuşma Louis. Sadece öpüştük, seni istemediğin bir şeye zorlamadım."

"Neden pişman olacağın şeyler yapıyorsun Harry? Hadi onu geçtim, ben neden buna izin veriyorum ki?" deyip saçlarını çekiştirdi.

"Pişman değilim." deyip Louis'nin saçındaki elini çekti. "Şu saçlarını çekme."

"Pişman değil misin?"

"Sen pişman mısın? Sarhoştuk Lou, kendimizi kontrol edememiş olmamız normal. Uzaklaşmak istemiyorum senden. Sen benim iyi arkadaşımsın, seni kaybetmek istemiyorum." deyip sarıldı Louis'ye. Louis pişman olmadığını söylediğinde içinde yeşeren ümidin bir anda solduğunu hissetti. "Hala kardeş miyiz?" Louis tekrar dolan gözlerini kapatıp sarılışına karşılık verdi.

"Kardeşiz." dedi kısık sesiyle. Ama değillerdi. Aşık olduğu adamla kardeş falan olamazdı. Bir süre öyle kaldılar, Louis sakinleştiğini hissettiğinde geri çekildi. "Hadi kahvaltımızı kafede yapalım bugün."

"Kahvaltı mı diyorsun?" dedi Harry ensesini kaşıyarak.

"İşin falan mı var? Öyleyse, benim için sorun değil."

"Kızmak yok." dediğinde Louis onayladı. "Jeny ile buluşacağım. Bana vermesi gereken bir şey varmış." Louis'nin kaşları şaşkınlıkla kalktı. Kendini çabucak toparlayıp kıyafet dolabına doğru ilerledi.

"Tamam, işini hallet sen. Ben akşam kafede olacağım, erken gelirsen yedek anahtarı al. Eğer burada kalacaksan tabi." Üzerine siyah tişörtünü geçirip pantolonunun düğmesini ve fermuarını kapattı.

Brothers? | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin