2

1.4K 154 202
                                    

Harry ve Louis, Louis'nin öğrenci evinde Harry'nin kafası dağılsın diye PlayStation oynuyorlardı. Kapının çaldığını duyduklarında ikisi birbirine baktı. "Birini beklemiyordum." dedi Louis. Harry kaşlarını çatıp kapıyı açmak için kalktı. Louis'de onu takip edip arkasında durdu. Louis'nin geceleri kapı açmaktan korktuğunu en iyi bilen kişi Harry idi. Harry kapıyı açtığında kafedeki garson çocuğu görünce kaşları daha çok çatıldı.

"Selam, içeri girebilir miyim?" Louis hemen Harry'nin arkasından çıkıp gülümsedi.

"Sam, gelsene." demesine rağmen Harry kapının önünden çekilmedi. "Harry!" Louis sessizce söylediğinde Harry gözlerimi devirerek biraz geri çekildi. Sam içeri girip evi incelemeye başladı. Sam oturduğunda Harry hemen yanına oturdu. Louis koltuğun kenarına oturduğunda da kolunu Louis'nin bacağına attı.

"Bu saatte rahatsız ettim kusura bakmayın ama evime hırsız girmiş, polis incelemeye aldığı için nereye gideceğimi bilemedim."

"Otel diye bir yer var dostum." Louis uyarıcı bir şekilde Harry'nin koluna dokundu.

"Ciddi bir hasar yoktur umarım."

"Zaten evdeki tek değerli eşyam bilgisayarımdı. Onu götürmüş ama polisler bulabileceklerini söylediler." Louis başıyla onayladı. Evin dağınıklığı mahcup hissetmesine neden oldu.

"Çay ya da kahve içer miyiz?" deyip gülümsedi. Sam "Çay olabilir." diye onayladığında Louis sehpanın üzerindeki birkaç bardağı alıp mutfağa geçti. Çay için su ısıtmaya başladı. Harry'nin Sam'den hoşlanmadığı çok açıktı. Louis'nin tek umduğu şey Harry'nin Sam'e kötü bir şey söylememesiydi.

Çay hazırlayıp salona geçtiğinde Harry kaşları çatık bir şekilde televizyona bakıyordu. Louis alt dudağını dişleyip çayları sehpaya bıraktı. Tekrar eski yerine geçtiğinde Harry hemen kolunu Louis'nin bacağına yasladı. Louis bu yakınlıktan mutlu olsa da nispet yaptığını bildiği için tuhaf hissetti.

"Bu gece burada kalmam sorun olacaksa başımın çaresine bakabilirim. Arkadaşında burada, gördüğüm kadarıyla bir tane koltuk var."

"Zaten ben Louis'nin yanında uyurum, koltukta değil." dedi Harry burun kıvırarak. Sam'in gözleri Louis'ye döndüğünde Louis gözlerini kaçırdı. Harry sehpanın üzerindeki çayı alıp Louis'ye uzattığında Louis teşekkür edip çayı aldı.

"Bizim yarın erken bir saatte dersimiz var, sen evi istediğin gibi kullanabilirsin. Banyo ve mutfakta ihtiyacın olan her şeyi bulabilirsin."

"Teşekkür ederim." deyip gülümsedi Sam. Harry ve Louis'nin bu yakınlığından rahatsız olmuştu. Yakın arkadaş gibi değillerdi, daha farklı bir yakınlık vardı aralarında. Harry ise Louis'nin Sam ile yakınlaşmaması için elinden geleni yapıyordu. Harry Louis'ye bir şeyler söyleyip kıkırdamasını sağlarken Sam onları dikkatle izliyordu. Harry başını kaldırmış Louis'ye dönmüştü, Louis ise yan oturduğu için alnını Harry'nin alnına ve burnuna yaslamış gülüyordu. Bu kesinlikle yakın arkadaşların yapabileceği bir hareket değildi.

"Lou, uyuyalım mı artık? Biliyorsun sabah erken uyanamıyorum." Louis göz ucuyla Sam'e baktı.

"Sen uyu istersen, ben Sam için burayı hazırlayayım. O da yorulmuş olmalı." Harry Sam'e tekrar burun kıvırdı.

"Ben fincanları mutfağa götüreyim sende burayı hazırla, sonra uyumaya gidelim. Sam buradan sonra başımın çaresine bakabilir herhalde." Bu defa göz deviren taraf Sam olmuştu. Louis başını iki yana sallayıp Sam için bir şeyler getirdi.

"Kıyafet verirdim ama büyük ihtimal benim kıyafetlerim sana gelmez."

"Sorun değil, iç çamaşırımla uyurum zaten genelde. Teşekkür ederim." deyip tişörtünü ve pantolonunu çıkardı. Harry mutfaktan çıkıp onu o halde görünce kaşları çatıldı.

Brothers? | LarryWhere stories live. Discover now