Taehyung dans odasına doğru yönelirken arkasına döndü, kapıyı açmadan önce. ''Burada bekle Jimin'i getirip ona da durumu anlatacağım. Ne de olsa artık herkes biliyor.''

Taehyung bunu dedikten sonra kapı kolunu açtı ve dans odasına girdi. Koridorda artık yalnız başına kalan Jin, hafif bir telaşla yavaşça yürürken yankılanan ayak seslerini duyabiliyordu. Hipnotik etkisi olan bu sesler eşliğinde düşünürken, belki de bugün yatağına kalsaydı her şeyin daha iyi olacağını düşünmüştü. Böylelikle Namjoon'la karşılaşmazdı ve bütün bu ''her şeyi açıklamaya çalışma'' durumuna girmezdi. Kelebek etkisi, gerçekten vardı.

Jin'in koridorda yankılanan ayak seslerine, o anda kapı gıcırtısının sesi karışarak ortamdaki sessizlik bölündü. Jin bakışlarını kapıya yönlendirdiğinde Jimin'in Taehyung'a bakan şaşkın yüzünü görebiliyordu. Neden aniden dışarıya çıkartıldığını anlayamamıştı.

Fakat Jin'i fark ettiğinde dikkatini ona vererek selamlamaya çalıştı. Jin'i iki kere gördüğü için onu yabancılamaya kalkışmadı çünkü yüzünü artık tanıyordu. ''Merhaba, geçen yemekhanede karşılaşmıştık sanırım? Ama çalıştığım kafeye de gelmiştiniz arkadaşınızla.''

İlk önce Taehyung'un ailesiyle sonra da en yakın arkadaşı denebilecek kişiyle tanışıyordu Jin. Daha ne kadar kişiyle tanışacağını açıkçası merak ediyordu. Jimin'i daha fazla bekletmemek için selam verdi. ''Ah, merhaba ben Jin. Kendimi pek düzgün tanıtamamıştım o sırada.''

Taehyung o sırada Jin'e sevgili olduklarını söylemesi için bakışlarıyla işaret verdi Jimin'i göstererek. Jin, bunu anladığında kaldığı yerden devam etti. ''Ayrıca Taehyung'un erkek arkadaşıyım.''

Jimin'in buna karşılık ağzından çıkan tek şey ''Nasıl yani?!'' oldu. Yüzünde, sirkteki bir maymunun ip üzerinde yürümesini izleyen bir insanın şaşkınlığı vardı. Jin'e ''ne'' ya da ''ne zaman'' diye sormamıştı. Taehyung'un erkek arkadaşını olabileceğini biliyordu ama bunun olması neredeyse çok zormuş gibi bir tonda söylemişti.

Taehyung, Jimin'in şaşkın bakışlarını üzerinde hissettiği için Jin'in yanına gidip onun boşta duran ellerine baktı. İçinden bunu yapacağına inanamıyordu ama sadece kendisinin anlayabileceği şekilde iç çektikten sonra Jin'in yanına gittikten sonra onun elini tuttu.

Onun elini ilk tutuşu değildi, bir keresinde Namjoon'un önünde tutmasından dolayı. Fakat bu sefer Jimin'in önünde böyle bir şey yaptığı için yerin dibine girmek istiyordu. Jin'in yüzüne dahi bakamayacakmış gibi hissetti kendisini. ''Oldu işte bir şekilde Jimin. Bugün ikimiz de arkadaşlarımıza artık söyleyelim dedik.''

Jimin bir Taehyung'a bir Jin'e bir de tutuşan ellerine bakarken kendi içerisinden sorgulama yaptığı, hissediliyordu. ''Geçen gün neden düşman gibiydiniz? Sanırım kötü bir gününüze denk gelmiş olmalı.''

Jin dünkü olayı hatırlayınca ister istemez yüzünü ekşitmişti. Taehyung'la masa kapma yarışı yapmasaydı hayatları daha kolay olabilirdi, en azından şu an için. Jimin'i sevgili olduklarına inandırması için samimi davranması gerektiğini düşündüğü bir hamle yaptı bu yüzden. ''Sevgililer arasında küçük çaplı kavgalar olur değil mi Taehyung-ie?''

Bunu dedikten sonra Jin, Taehyung'un elini tutmayı bıraktı ve elini onun belinin arkasına götürerek belinden yumuşak bir şekilde kavradı. Taehyung bundan hafifçe irkilse de Jin onu kendisine daha da yakınlaştırarak Taehyung'a gülümsedi. Ardından konuşmasına devam etti. ''Bizim Taehyung-ie'miz normalde hırçındır ama ara sıra nasıl şirin oluyor, bir görsen.''

Taehyung, bu ani sevgi gösterisi yüzünden neredeyse Jin'in üzerine atlayacakmış gibi dursa da önünde Jimin olduğu için zoraki gülümsemeye çalıştı. Bunun hesabını sonradan soracağına çok emin olduğu bakışlarını Jin'e karşı yöneltmekten de geri kalmadı. Jin'in bu manalı bakışlarını anlayacağını biliyordu. ''Çok da şey etmesen mi şimdi, Jin.''

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin