bölüm; on beş

704 52 110
                                    

Gençkızedebiyatı'nda #122. olmuşuuz! Yemin ederim inanmayıp tek tek baktım dbqksnqbsmwpd

Teşekkür ederim size:")) umarım daha da büyürüz

Sizi seviyoruum!❤

Bu arada bölüm corona gözardı edilerek yazılmıştır dnqnskqndbwpd

Keyifli okumalar!

Samet'ten

"Peki bu?" diye sordum üzerime giydiğim başka bir kıyafeti işaret ederek. Bana göz devirdi.

"Samet sanki evleneceksiniz. Bir pantolon bir tişört giy, git işte!" diye homurdanan Buğra aşkıma bakıp gözlerimi kıstım.

"O günlerde gelecek ve ben seni düğünüme almayacağım. Ağlayacaksın kapıda, Samet, Samet, diye.

"Hı hı, kesin yaşanır bu," diyerek beni ciddiye almadığını belli etti ve ayaklarını uzatarak televizyon izlemeye devam etti.

"Ya Buğra aşk-"

"Eğer beni biraz daha rahat bırakmazsan kızı arayıp senin gay olduğunu söylerim." dediğinde homurdandım ve ayaklarımı yere sürterek odama gitmeye başladım. O sırada onun odası bana göz kırptığında yüzümdeki gülümsemeyle sessizce onun odasına ilerledim.

Onun fark etmemesi gerekiyor-

"Odamdan uzak dur," diye beni uyardığında homurdandım. "Sadece parfüm alacaktım, benimki bitmiş." Kafasını salladı ve alayla bana baktı.

"Kesin sadece parfüm alırsın." deyip tekrar önüne döndü.

"Ya Buğra!" diye sızlandığımda kafasını iki yana salladı.

"Ex Çilli'yi rahat bırakmam," diye mırıldandım. Yüzündeki gülümsemeyle bana döndü. Bir şey demesine gerek kalmadı, bakışlarıyla anlattı her şeyi. Sessizce yutkundum.

"Peki o zaman," dedim sessizce ve adımlarımı kendi odama çevirdim. Üzerime düzgün bir şeyler giyip, aslında ağzına kadar dolu olan parfümümü birkaç kez sıktım. Odadan çıkıp kapıya doğru ilerledim.

"Ben çıkıyorum!" diye bağırdım, Buğra'ya.

"Bir daha gelme," diye homurdandı Buğra. Ona gülüp ayakkabılarımı giydim ve buluşacağımız kafeye gittim. On dakika sonra orada olduğumda boş bir yer bularak oturdum ve Sude'yi beklemeye başladım. Birkaç dakika o da gülümseyerek gelip karşıma oturdu.

"Selam," diye mırıldandı çantasını yan taraftaki sandalyeye koyarken. Ben de gülümsedim.

"Selam."

Garson gelip siparişlerimizi aldığında hafifçe boğazımı temizledim.

"Senin konuşacağın önemli şey neydi?" diye sordu bana bakarken. Hafifçe yutkunup gözlerimi yanımdaki cama çevirdim ve dışarıyı izlemeye başladım.

Mesaj atmak kadar kolay olmuyormuş karşısında konuşmak.

Garson gelip siparişleri getirdiğinde, Sude bana beklentiyle bakmaya başladı. Ben de en sonunda ona döndüm ve konuşmaya başladım.

"Ben senden hoşlanıyorum," İçtiği kahvesi boğazında kalırken öksürmeye başladı. Hafifçe doğruldum ve suyu ona doğru uzattım. Birkaç yudum içerek onu tekrar masaya koydu. Eliyle boğazını ovarak gözlerini kaçırdı.

"İyi misin?" diye sordum. Kafasını sallamakla yetindi. Bir süre sessizce durduk ve en sonunda o konuşmaya başladı.

"Bu," dedi ve durdu. Ne diyeceğini bilemiyor gibiydi ve bu benim içimdeki umutları öldürmeye başladı yavaş yavaş. "Bu çok ani oldu. Yani... Beklemiyordum ve ne diyeceğimi gerçekten bilmiyorum."

"Sorun değil," diye mırıldandım ve gözlerimi tekrar dışarı çevirdim.

"Samet," dediğinde gözlerimi ona çevirdim. "Efendim?"

"Ben biraz düşünsem? Çünkü gerçekten şu an ne diyeceğimi bilemiyorum ve... Of, konuşamıyorum, anla lütfen beni."

Ona bakarak gülümsedim.

"Sorun değil," dedim sahte gülümsememi sürdürürken. Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Hayatında..." diye başladım konuşmaya. Sessizce yutkunup devam ettim. "Başka biri mi var?"

Duraksadı.

"Hayır," dedi. "Başka biri yok, lütfen yanlış anlama beni. Sadece düşünmek istiyorum. Sana geri döneceğim, yemin ederim."

Kafamı sallayarak ona bakmaya devam ettim.

"Kalkalım mı?" diye sordum bir süre sonra. Kafasını salladı. Hesabı ödeyip eve döndüm. Yavaş adımlarla odama giderken Buğra bana seslendi.

"Ne oldu?" Ona uyuşuk bir şekilde döndüm.

"Düşünecekmiş," diye mırıldandım. Yüzünü buruşturdu.

"Takma oğlum ya, sana kız mı yok?" dudaklarımı birbirine bastırdım ve odama girdim. Kendimi yatağıma atıp gözlerimi tavana diktim.

"Kesin başka biri var," diye homurdandım. "Yoksa niye düşüneceğim, desin ki?" Sonra kendi kendi kendime yüzümü buruşturdum.

"Nesin sen? Niye reddedemesin ki seni?" diye kendi kendime tekrar mırıldandım ve uyumak için gözlerimi kapattım.

Of durun ben Samet'e üzüldüm ya.

Şapşal, kara kedi gibi araya giriyor falan ama bu bölüm içim acıdı yazarken.

Neyse.

Sizi seviyoruum!❤

SENİ BANA AYIRDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin