bölüm; bir

698 55 77
                                    

Cemre'den

"İnanmıyorum!" diye çığlık attı Ilgaz. Ona göz devirip kafamı kantin masasına yasladım.

"Ya bana nasıl anlatmazsın?" derken sahte bir hayal kırıklığı vardı yüzünde ve sesinde.

"E zaten tatil falan girdi araya." diye mırıldandım.

"Olsun, çocuk buraya kadar geliyor, gidiyor ve siz hala konuşmaya devam ediyorsunuz. İnsan onunla konuşmasına biraz ara verir de beni arar." dediğinde ayağına tekme attım.

"Ilgaz lütfen sus."

"Hayır, bana biraz daha anlat." deyip merakla bana bakmaya başladı. Sonra gözüne pırıltılar eklendi. "Hiç yakınlaştınız mı?" dedi sessizce.

"Annemin olduğu evde mi? Ah, yiyorsa dene."

"Ha yani tek sorun annenin evde olması. Yoks-" Omzuna yumruk attığımda homurdanarak orayı ovmaya başladı.

"Ay yalan mı be?"

"Yalan!" diye homurdandım.

"Değil. Sen utandığın için böyle diyorsun." dedi.

O sıra telefonum titrediğinde ona, "Ilgaz, sus lütfen." dedim ve sinir bozucu bir şekilde gülümsedim. Telefonumu elime alırken mesajın onun attığını görerek gülümsedim.

Arizona Kertenkelesi: Naber?

Cemre: iyi, senden?

Arizona Kertenkelesi: Benden de iyi

Arizona Kertenkelesi: Müsait misin?

Cemre: evet, neden sordun?

Arizona Kertenkelesi: Arayayım mı diyecektim

Cemre: hım...

Arizona Kertenkelesi: Hım...

Cemre: eh, ara o zaman

Arizona Kertenkelesi: Arayayım o zaman

Uygulamadan çıkarak aramasını bekledim.

Birkaç saniye sonra telefon çaldığında hemen açıp kulağıma götürdüm. Ilgaz ise o sırada susmuş beni izliyordu.

"Alo?"

"Efendim?" diye mırıldandım.

"İyi misin?" diye sordu. Dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Bilmem, iyi miyim?"

"Bilmem, gözlerini görmem lazım ama sesin iyi geliyor." dediğinde yutkundum.

"Sen nasılsın?"

"İyiyim." dedi hemen. Yine bir süre sustuk. Ellerimle masaya daireler çizmeye başladım.

"Özledim." dedi birden. Gözümden istemsiz olarak bir damla yaş düştü.

"Ben de," diye mırıldandım. Daha fazla konuşamazdım. Çünkü devam etmeye gücüm yetmezdi.

"Nasıl gidiyor peki? Canını sıkan falan var mı?" diye sorduğunda bir damla daha düştü gözümden. Var, desem gelir miydi acaba? Belki yoktu Beni rahatsız eden biri ama belki öyle dersem gelirdi.

Eğer geleceğini bilsem, hiç düşünmeden söylerdim.

"Yok," dedim yine de. "Yok beni rahatsız eden biri. Peki sen? Kızlara falan baktırmıyorsun kendini değil mi?"

Sessizce güldü.

"Hayır," dedi. "Biri yaklaşırsa hemen geri gönderiyorum."

"Aferin." dedim gülümseyerek. Yine sustuk.

Bunu istemiyordum.

Onunla konuşmak istiyordum ama tek bir kelime dahi etse ağlayacak kadar aptaldım.

"Ne yapacağız?" diye sordum.

Bir süre durdu ve düşündü. Neden bahsettiğimi anlamıştı. Mesafeler ister istemez aramızda bir engel oluşturuyordu. Bunu tabii ki ikimiz de istemiyorduk ama elimizde de değildi.

Onu istediğim zaman göremiyordum mesela. Ya da ona bir şey olsa belki de haberim olmayacaktı.

Kötü olduğumuz günler olacaktı ama biz birbirimize sarılamayacaktık.

"Bilmiyorum." dedi. Sesi en az benim hissettiğim kadar çaresizdi.

"Beni bekler misin, Cemre? Bu sürenin ne kadar olduğunu bilmesen de. Belki bir hafta, belki de aylarca."

Cevap vermeden önce biraz duraksadım. Bahsettiği şey büyüktü. Ama üstesinden gelebilirdik. Buna inanıyordum.

"Beklerim," dedim dolu dolu olan gözlerimle. "Seni, ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre beklerim."

Selaam!

Nasılsınız?

Ya bölümü yazarken hiç içimden gelmedi saçma bir şekilde. Sadece yazdım, bu yüzden duygu aktaramamış olabilirim, üzgünüm bundan dolayı.

Çok uzatmak istemiyorum.

Sizi seviyorum❤

Hepinizi kocaman öpüyorum Kertenkelelerim.

Kendinize iyi bakıın!💫

SENİ BANA AYIRDIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin