"Dışarı mı çıktın sen?"

"Evet, bir şeyler alıp geldim."

Kurabiyelerden birini gülümseyerek bana uzattığında bir ucundan tuttuğum kurabiyenin diğer ucunu bırakmayan Jungkook'a karşılık tek kaşımı sorgular bir ifadeyle havalandırdım.

"Yarısı benim," diyerek çıkık ön dişlerini fark edebileceğim şekilde güldü. Sanırım bu içten gülüşünü gördüğüm ilk andı.

"Bu geleneği sürdürecek miyiz gerçekten?" diye sordum. Aramızda ufak bir ateş-kes uyguladığımıza göre bir şeyleri paylaşmakta sorunumuzun kalmadığını da düşünüyordum. Gerçi onunla didişmeye alışmıştım ve laf sokamadığım her an biraz tuhaf hissediyordum. Az sonra bir şeyler yüzünden savaş çıkaracakmışız gibi hazırda bekliyordum.

"Sürdürülebilir bir gelenek gibi görünüyor," diyen Jungkook ile parmaklarımız uzun süre birbirine temas halinde olduğundan buna son verip kurabiyeyi tuttuğum yerden ikiye ayıracak şekilde kırdım ve yarım kalan parçayı ağzıma attım.

Dişlerinin arasından havayı içine çektiğini fark ettiğim Jungkook kendi payına düşen kurabiyeyi ağzına attıktan sonra elinde kalan kırıntıları boş paketin içine çırptı ve TV'yi açıp wifi bağlantısı üzerinden seçtiği filmi acar açmaz çalan zil sesi filmi duraklatmasına sebep oldu.

"Ben bir bakayım," diyerek yerimden kalkıp odadan çıktım. Kang çifti, yürüyüşe çıktığı için evde bizden başka kimse yoktu. Merdivenleri ikişer üçer inerek kapıyı açtığımda Taehyung'un yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu.

"Merhaba Jieun."

"Merhaba," dedim ve Taehyung'un ceketinin cebine sıkıştırdığı biletleri çıkarmasını izledim.

"John Lennon konserine iki kişilik biletim var," diyerek neredeyse biletleri burnumun dibine kadar soktu. Şaşkınlıktan gözlerim birkaç kez kırpışırken Jungkook ile izleyeceğimiz filmi ertelemek durumunda kalacağımızı düşünerek bir iki adım geri çekildim.

"Jungkook'u çağırayım öyleyse," diyerek geriye döneceğim sırada bileğimden tutup beni durduran Taehyung mahcup bir ifade takındı. Derin bir soluk alıp "biletlerden biri senin için," dedi ve yaşadığım kısa süreli şok, Jungkook'un soğuk ses tonu ile birlikte son buldu.

"Jieun ile film izliyoruz. Konsere gelecek başka birini bul."

Bakışlarım Jungkook ve Taehyung arasında mekik dokumaya başlamıştı. Aralarında ben yokmuşum gibi yalnızca birbirlerine bakıyorlardı.

"Pekala, tek başına konsere gitmek pek cazip değil. Sizinle film izlememde bir sakınca yoktur umarım."

Taehyung bu soruyu sadece bana bakarak sorduğundan tereddüt etsem de kapının önünden yavaşça çekildim. "Benim için problem yok," dedim fakat Jungkook'un ateş saçan bakışlarını görmezden gelmeye çalışıyordum.

Taehyung ve Jungkook birbirini ite ite merdivenlerden çıkarken arkalarından ikisini izlemeye koyuldum.

Aralarında ne gibi bir problem olduğunu çözümleyememiştim fakat Jungkook'un bir kez daha arkadaşının suratına kapıyı kapatmasına da müsaade edememiştim.

Nihayet odaya geçip film izlemek için koltuklara geçeceğimiz sırada ikisi birden duraksadı.

"Önce sen geç Jieun," diyen Taehyung'a karşılık tereddütle yine sağ tarafa geçtim ve hemen ardımdan Taehyung yanıma geçerken Jungkook göz devirdi ve duyamayacağım birkaç kelime çıktı dudaklarından.

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now