Yazar Hakkında

70 9 35
                                    

Bundan yıllar önce 1999'da Türkiye'nin en unutulmuş şehirlerinden biri olan Aydın'ın küçük bir mahallesinde dünyaya gelmişim. Gözlerimi açtığımda ağlamamışım, sadece bağırmışım. Bırak beni doktor! ben bu dünyayı istemiyorum demişim ama dinletememişim kendimi. Çıkışta doktorun kolundan tutup cebine iki üç lira para sıkıştırmışım. Doğar doğmaz bulabildiğim para anca bu kadar olmuş. Şimdilik idare et ileride hesaplaşırız deyip doğruca annemin kucağına gitmişim. Parayı neden mi vermişim? Hem de dünyayı istemiyorum dediğim halde! Doğar doğmaz vurmamış bana da ondan. İleride daha sert tokatlar yiyeceğimi anlamış galiba kereta. Annemin kucağında uyumaya çalışırken kapı seslerine sinir olup ne bu gürültü demişim, elden ele gezeceğimi bilmeden "annemin kucağından hiç ayrılmayacağım çatlayın siz" deyip nispet yapmışım. O sıra babam gelmiş, suratındaki şaşkınlığı hâlâ hatırlıyorum, oğlun işte ne şaşırıyon demişim. İlerde başını ağrıtırsam görürsün, artistik yapma diyip onun kucağına atlamışım. Birazda o sevmiş, bu sefer ona alışıp ondan ayrılmak istememişim. Ondan sonra ablam gelip cimcirmiş, işte ondan sonra uyanmışım dünyaya.

Geçen zaman

Aylar yıllar geçmiş, annemi ağlatmaya babamı sinirlendirmeye başlamışım. Sokaktan eve girmez, babamla işe gitmeyi bırakmaz olmuşum. Hayat tabi çok yormuş eğmiş belimizi. Babamın halinden anladığımdan onunla gezmeye gidermişim işe. O da kıramaz her defasında her dediğime tamam dermiş.

Kapı nasıl devrilir?

İşe gittiğim birgün de yorgun bir öğle vakti, iş yerinin bize anahtarını verdiği depoya gitmişiz. Depoyu görür görmez heyecana kapılıp her zaman yapmadığımı yapmışım. Deponun kapısını açmak için koşmuşum yanına, ittikten sonra kapının arkasından koşmuşum, babama; "tamamdır kopda gel bekliyom" diyeceğim sıra elim havada kalmış. Soluma dönüp bakmışım, öyle bir bakmışım ki dayanamayıp üstüme atlama gereği duymuş galiba canım kapı. Bir bakmışım bana geliyor, anam diyip arkamı döndüğüm sıra üstüme kocaman bir yük binmiş. Aklımdan o güne kadar neler yaptığım geçmiş, yaşlanmışız tabi hayat yormuş bizi , bu yük tırı vırı gelmiş bana.

Babam aceleyle tutup kaldırmış üstümdeki kapıyı, bindirmiş arabaya götürmüş hastaneye, bense dikiş atacaklar diye ağlıyormuşum. Yav ölüyomuşum ama dikişten korkmuşum. Neyse gel zaman git zaman annem üzüntüden mahvolmuş, babam kendine kızmış neden işe götürdüm diye, ben de; "hop yavaş olun ebeveynlerim, ben buradayım kontrol ben de" demişim. Bu arada ablam ortada yok, o da mahallede hayır yapıyormuş. Kuşlar haber getirmişti kulağıma, selamımı iletin iyileşince ben de ona hayır yapacağım demişim. O güne kadar çok tartışmışız ama o günlerde çok iyi anlamışım değerini.

Kapitalizm

Doktorlarla iş birliği yapıp beni bırakmaları için ceplerinde para sıkıştırmışım. Kapitalist dünyaya böylece adım atmışım. İşte o zamanlarda kazımışlar beynime paran yoksa yaşamayacaksın diye. Anlamışım ben de, akıllı çocukmuşum zaten öyle olduğumun da farkındaymışım.

Eve getirmişler; okuldan, ordan burdan birazda olsa rahat bırakılmışım. Herkes beni merak eder, düşünür, sorar olmuş. Ben de beni sevdiklerini yeni anlamışım. Görünüş mü yoksa gerçek mi olduğunu anlamaya çalışırken bazı şeylerin gerçek olmayacağının farkına varmışım. Her şey göründüğü gibi değildir diye nakış nakış işlemişler tertemiz beynime.

Büyük konuşmak

Tekrar okula başlamışım, ortaokuldaymışım tabi o zamanlar ne bileyim hayatın sınavlardan ibaret olduğunu, anlatmışlar ama karşı çıktığım tek şey bu olmuş. Ben modern köle olmam, ne farkım var o zaman hayallerini satanlardan demişim. Lise gezisi ayağına otobüs çağırıp doldurmuşlar bizi içine, binip gitmişim ben de. Bütün okulları gezdikten sonra en son sanayiye benzer bir yere gelmişiz. Orası da okulmuş nereden bileyim ben! Ben burda asla okumam demişim. Aylar sonra sınava girip sınav sonuçları açıklanınca kazandığım yerin sanayiye benzeyen yer olduğunu görmüşüm. Vay be deyip büyük konuşmamak gerektiğini anlamışım. Büyük konuşan küçük lokma yermiş dünya öğretmiş bana.

Bir basamak 365 adım

Okumaya başlayıp zaman hızla ilerleyince lisenin son yılına gelmişim, sınav yılı olduğunun farkına varmadan sürekli bilgisayar oyunu oynamışım. Farkında olmadan bağımlı olmuşum. Sınav zamanı gelince ayağım takılmış tabi, yaşlılıkta başımda olunca yerden kalkamaz olmuşum. Kötü sonuç alıp etrafıma söyleyemez olunca gaza gelip çalışmaya başlamışım. Babama bir sene daha çalışmak istediğimi söyleyip bugüne kadar yapmadığımı yapma kararı almışım. Bir basamak için 365 adım atmak gerektiğini anlamışım. 364'te sıkılıp 366'da bitirmişim. Çalıştığım sene girdiğim sınavda bir önceki yıla göre çok iyi bir sonuç almışım. Sınav sistemi değişince herkes şok olup beklemiş, tıpkı benim yaptığım gibi. Tercih zamanı gelince aklımda olan tek bölümü ve onun türevlerini yazmışım. Bilgisayar okumak istediğim eskilerden belliymiş. Öyle dermişim, öyle dediler.

Sonuçlar açıklandığında babamın tercihlerin en başından beri çıkarsa güzel olur dediği yer çıkmış. Ben sonuç sayfasını görünce evi güzelce bir tavaf etmişim. Sevinçten çığlıklar havada uçuşunca komşular bir şey oldu sanmış, fakat sonra anlamışlar sınavların açıklandığını. Çünkü benimle beraber sınava girecek olan birkaç kişi daha vardı mahallede.

Yaşlılık işte, ne yaparsın?

Ayaklarım gitmez, aklım almaz olmuş. Zaman beni benden almış, saçlarım beyazlamaya hafiften başlamış. Ben de hiç üzülmeyip hayatın yorgunluğunun farkında olduğumu hatırlatmışım kendime.

Su gibi akıp giden zamana inat o yıldan itibaren çalışmayı seven, belgelerden ziyade o belgelerin bana verdiklerini önemseyen biri olmuşum.

Üniversiteye beni bırakmaya bütün aile gelmiş, durdurmasam bütün sülale gelecekmiş haberim anca olmuş. Bırakıp geri gidecekleri sıra anneme baktığımı ve gözlerimin dolduğunu hissetmişim. Annem çoktan başlamış ağlamaya, ben zor tutmuşum kendimi. İstemeyerekte olsa gitmişler, bense arkalarından bakmakla yetinmişim.

Kitap

O yıl içinde bir yayınevi ile anlaşıp kitap çıkarmışım, öncelerden beri yazmışım; dert ortağı etmek veya edinmek istemişim. Kimsenin beklemediği anda beklenmedik bir hareket olmuş bilememişim. Bilseymişim daha önce yaparmışım hislerim öyle söylemiş. Çünkü bazen bunu yapmak gerekiyormuş, burasının hayat değil dünya olduğunu hafiften sindirmeye başlamışım. Zaman beni alıp buralara kadar getirmiş, bundan sonrası içinse ya nasip demişim. Öğrenmeyi, öğretmeyi, paylaşmayı, sevmeyi ve sevilmeyi hayat felsefesi edinme gereği hissetmişim.

Yıl 2021.

Ve

Sonrası...

Kelimelerbenim.com blog adresinden esinlenilmiştir.

İçini Takip Etme SanatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin