Güzel Rüya

"Yeter! Seni Seviyorum.."

~Asil~

Ve bir dönem boyunca böyle geçiyor. Ona İtalyanca bir çok cümle öğretmiştim çünkü bazen Türkçe kelime bulamıyorum oda sinirleniyodu. Ama biz hep nasıl oluyorsa arkadaşız onu binlerce kez öpmeme rağmen dönem sonu geliyoryordu. Bu gün simgenin doğum günüydü denizin arkadaşının beni de çağırmıştı. Offf çok sıkılmıştım bu arkadaşlık oyunundan şimdi ne mi yapıyorum bahçede deli gibi kum turbasına vuruyorum. Ve birazdan denizle beraber İzmire gidiyoruz orda deniz kenarında olucakmış parti. "biraz daha hızlı vurursan kum torbası isyan edicek yada sen elini inciticeksin" gelen sese doğru döndüm

İnanın bana böyle bi kız görürseniz 2 dakikalığına siniriniz geçiyor
Ve Alberto donar..
"sen sen.. (Yükleniyor) çok güzel olmuşsun" oda beni süzdü çünkü eminim benim kafadan aşağı ve belden yukarısı bu kızı hipnotize ediyor.
"se-n sen (yükleniyor..) böylemi geliceksin."
"nasıl gelmemi istersin? Sen gel benle"
Onu odama sürüklüyordum. Giysi odamı açtım. "evet ben duş alana kadar benim ne giyiceğimi seçiyorsun" yanağından makas alıp banyoya ilerledim. Güzelce yıkadım dişimi fırçalayıp belime beyaz havlumu bağladım benim için seçtiği kıyafetleri giyiyordum ki kapım açıldı. Pantolonumu çokta gitmiştim.
"hadi gidelim"
"Tamam geliyorum "
Gelip yatağıma oturdu telefonuna bakıyordu. Ayakkabımı giydim sıra parfüme gelmişti sıktığım sırada aynadan denize bakıyordum. Gözünü kapatmış kafası hafif dik benim kokumu içine çekiyordu. İtalyadan getirtiğim parfümdü. Benden etkileniyosun da neden hala arkadaşız diyorsun anlasam. Üstüne çıktım başına yavaşça yatağa yatırdım. Hala gözünü açmamıştı. Hep bi gün biter bu arkadaşlık diye arsızca öpüyorum onu. Ama olmuyordu. Öptüm bu sefer farklıydı yavaş ve usulca öpüyordum karşılık veriyordu. "mmm" dedim ve yavaşça çekildim vişne tadı geliyordu. Kendimi denizin yanına attım. O üstüme çıktı ah tanrım durum gittikçe zorlaşıyor. Bana neden durdun der gibi bakıyordu. "rujunun tadı vişne gibi kendimi durdamıya bilirim"
"öğreneceksin o zaman" dedi
Dudağıma yapıştı bu sefer o sert öpüyordu. Ahh klopatraya nasıl karşı durdurum. Evet o bana zeus diyordu, ben de ona klopatra diyordum. Kalçasından tuttum ve kendime doğru çektim, o istiyorsa olacaktı. Öpüşmemiz o kadar uzun sürmüştü ki nefeslerimiz rahat bi şekilde duyuluyodu. Onu yere indirdim. "ben makyajımı tazelesem iyi okucak"
Fazla bir ruju kalmamıştı.
"anlaşılan benimde dudağımı siliceksin" küçük bi öpücük daha verdim ona. Gömleğimi giyerken dedizde dudağını siliyordu. "tamam bitti" dedi. Ceketimi üstüme geçirdim ve odadan çıktık. Arabaya binip sürmeye başladım. Onunla beraber 5 saat geçirmiştim. Sonunda beach doğru geliyorduk.

Ben bi yer seçtim kendime viskimi elime aldım içiyordum. Deniz gelip "fazla içme ben simgeye hediyesini verip gelirim" uzaktan onu izliyordum başka hiç kimseye bakamıyorum ki.

Simgeye hehiyeyi verdi yanına bi çocuk yaklaşıyor deniz resmen boynuna atladı çocuğun bu sırada yanımdan geçen bir "eliniz kanıyo" dedi elime baktım bardağı elimle kırmıştım kendime inanamıyorum kız söylemese hissetmeyecektim. Elim umrumda değildi. Şu an dans ediyorlardı. Barmene bi viski vermesini söyledim. "dostum gel elim köttü gözüküyo" dedi barmen. Bana bir beyaz bez verdi. Elimi sarsamda kalbim kanıyordu. Dansları bitti. Yanına gitmedim denizi uzatan izliyordum. Merakıma yenilip yanlarına gittim. Elimi saklamaya çalıştım. Yanlarına gidip durdum ama durumu anlamaya başlayan deniz. Ne işler karıştırıyorsun diye bakış attı. Bende ona bişey olmadığını söyleyen bi bakış "gelin sizi tanıştırıyım" benle çocuğu kast ederek "bu Alberto, bu da Kenan" dedi sanırım tokalaşmamızı bekliyordu. Kanamıyan elimi uzattım. Tokalaştık. Bi süre sonra iyice sensizliğe büründüm. Onlardan biraz uzaklaştım. Ama hala denizi görüyordum. Kenan denilen o herif ona bi şeyler söylüyordu gülüşüyorlardı. Cidden nefes alamıyorum sanki, gitme vakti yaklaşıyordu tam deniz buraya geliyordu ki çocuk onu durdurdu. Yeter artık. Denize doğru yürüyordum. Hiç bişey söylemeden elini tuttum başımla gitme vaktini geldiğini söyleyen bi bakış attım.

Biraz uzaklaştık oradan hala kumsaldaydık. Sorun şuydu ki yanlışlıkla kanıyan elimi ona uzattım.
Yürüken elini bırakmıyorum. "eline ne oldu" dedi acır gibi bakıyordu.

"DENİZ BİZ SENLE NEYİZ?" dedim sesim yüksek çıkmıştı.
"BAĞIRMA" DEDİ
"neyiz biz senle" dedim yine.
"arkadaşız" daha da sinirlenmiştim
"arkaş ha"
"ne var bunda ne olmuş?"
Ne mi ah tanrı bu kız görmüyor beni
"Ahhh tanrım"diye haykırdım
" ne oluyor, benimi kıskandın kenanndan bak sorun buysa-"
Lafını benim haykırışım kesti" Basta! Ti amo. Sono stanco ora ti voglio da questo gioco di amicizia, non lo sopporto, quando ti vedo, il mondo sembra essere come se l'universo avesse senso con te." İtalyanca söylemiştim. O kadar hızlı ve hırslı söyledim. (Yeter! Seni seviyorum . Bıktım artık bu arkadaşlık oyunundan seni istiyorum, dayanamıyorum, seni gördüğümde dünya duruyor sanki evren seninle anlam buluyor benim için.)
" sen ne dedin? " bildiğini doğrularcasına." üzgünüm sana aşık oldum "dedim bitkin bi halde.
" Şu an içkilisin ne dediğini bilmiyosun"
"Şu an hiç olmadığım kadar kendimdeyim, sen bizi neden görmek istemiyorsun neden beni görünce nefesin kesiliyor biliyorum sen neden anlamak istemiyorsun" dedim
Çok seviyordum onu çok
Gittim denize doğru yüzmek iyi gelirdi belkide. "nereye?"
Cevap vermedim telefonumu cüzdanımı saatimi kumsala koyup ceketimi çıkarıp yüzmeye başladım. Daldım denize hep burda kalmak istiyordum. Yüzeye uzun bi süre çıkmadım. Bana doğru gelen iki bacak gördüm. Yüzeye çıktım. Deniz yüzme bilmiyordu bunu bile bile gelmişti. "deniz git daha fazla acıtma canımı" o bana doğru geliyordu benim oldum yer boyunu aşardı. Ona doğru yüzdüm. "Ti voglio bene anche io, coglione" duyduğum en güzel cümleydi (Bende seni seviyorum pislik) "nefesini tut" dedim
Onu aşağıya çektim denizin altından gözlerini açtı başını tutum ve öptüm. O şekilde yüzeye çıktık. Nefesnefese kalmıştı. Ona "sen de güzelliğinle hep benim nefesini kesiyorsun" dedim