(siz Siz Olun... )

19 0 0
                                    

~Dün gece  denizin gözünden~
Arbamla asili takip ediyordum ısız bir eve geldi ama pek ıssız değildi içersen sesler geliyordu. Bagajını açtı içinden sırt çantası çıkardı. İçeri girdi. Birisiyle konuştu Türk olmadığı belliydi ortam da boks ringi vardı. 5 dk sonra zeus çıktı üstünde sadece şort vardı. Eriyorum şu an ama hayır çıkıp dövüşüçek mi? Ringe çıktı karşısında izbandut gibi bi adam vardı. Yenebilir  mi acaba? Zil çaldı ilk yumruğu zeus attı. Sonra adam karnına vurdu iki üç saniye nefesi kesildi nereden mi anladım çünkü  o adam bana vururmuş gibi hissettim. Hırsladı adama vurdu ama adam bi türlü yıkılmıyodu. Adam vurmaya başladı çok vuruyordu bi ara beni gördü gülümsedi herhalde beni hayal zannediyordu. Hemen çıktım oradan çıktığımda hakemin sesini duydum. "kazanan İtalyan" bizimki kazanmıştı.

~Asil~
Uyandığımda uyanmamak istiyordum çünkü çok yorgun olduğumu hissettim. Ama üniversite gitmem lazım. Üstümü giyindim. Aşağı indim annem evdeydi, babam yoktu. Annem heyecanla "yine mi dedi"
"Off anne beni rahatlatıyor biliyorsun" annemle babam biliyordu. Annem böyle işlerle uğraşmamı istiyordu. Babam ise, sanırım kesinlikle babama çekmiştim babamda benim yaşlarındayken böyle yapıyormuş. Bir kaç bişey yiyip "hadi annem akşama görüşürüz" annemin yanağından öptüm "kendine dikkat et oğlum" başımla onayladım. Kapıdan dışarı çıktım gözlüğümü taktım.

Arabamı çıkartıyorum ki denizi gördüm. Buraya doğru geliyordu neşesi yok gibiydi. "günaydın gel beraber gidelim" dedim hiç bişey söylemeden arabama bindi tam ne oldu diyecekken "sorma" dedi.
Yol boyunca gözleri duğımdaydı. Arabayı üniversitenin garajına sürdüm park edip durduk inmedi inmedim. "İnsek mi" dedim elimi tutu elim o adama vurmaktan hala kızarmıştı. Ona döndüm gözlüğümü çıkarttı. Kendi canı acımış gibi baktı . Soracağı soruyu biliyordum "sorma" dedim. Yüzüme dokundu "kendine bunu bi daha yapma" dedi arabadan inicekti ki bu sefer elini ben tutum. "sen beni mi takip ettin" yavaşça başını onayladı. "şaka yapıyorsun dimi neden peki"
"merak"
"demek ki dün gördüğüm gerçek sendin"
"evet bendim bunu bi daha kendine yapmaman istiyorum"
"ne olarak?" Bilerek soruyorum ne olduğumuzu öğrenmek için.
"Arkadaş"
"üzgünüm ama olmaz bunu para için yapmıyorum zevk meselesi" dedim. Ne arkadaşımı Off tanrım bu güzellikte birini işlediğim günahlar yüzünden veriyorsun dimi. Bi şey demeden arabadan indi. Arabadan indim. "hey buraya gel"
"ne var ne!" sesi yüksek çıkmıştı sen görürsün şimdi nasil şapşal olucaksın. Yanına yaklaştım baya dibine girdim adeta kedi yavrusuna döndü. Belinden kavrayıp öptüm bu sefer hak etmişti. (siz siz olu size hisleri olan ve sizi 3 defa öpen adama arkadaşız demeyin) çok uzun öpmüştüm. Ayrıldığımız da nefes nefeseydik. Bu hoşuma gidiyordu biraz yaklaşımı kontorolunü bana veriyordu. Bana karşı koyamıyordu. Dudaklarım da onun rujunun tadını alıyordum. Ve onu şapşallığıyla yalnız bırakıp gittim sıramıza yerleştim.

5 dk sonra deniz geldi yanıma oturdu rujunu tazelemiş ve dudağının kenarlarını düzeltmiş benziyordu. Bana peçete verdi "al dudağını sil benim rujum kalmış"
Aslına bakarsanız bütüngün bu çilek tadındaki rujla gezmek istiyordum. "gerek yok iyiyim böyle"
"saçmalama gel şuraya"
Peçeteyle silmeye kalkıştı. Elini tuttum. "istemiyorum senin tadın hoşuma gitti"
Pes etti hafif güldü.
"Aferin silseydin emin ol herkes içinde bir daha öperdim"
Söylediğim cümleyle şaşırdı, ayağıyla bacağıma  vurdu.
Yalandan açımış numarası yaptım "ufff Ahhh" bacağımı tutum acıyla inledim endişeyle "acıttı mı" baya korktu ama başımı kaldırdım güldüm.
"Niye beni kandırıyorsun ya"
"nasıl korktun ama" Bi daha vurdu "bu sefer ki acıttı ama"
"geber" güldüm. Hoca geldi. Ders başladı. Derste her aman ki gibi denizin saçıyla oynuyordum. Bi yanda dersi dinlemeye zorda olsa çalışıyordum çünkü denizin kokusu buna izin vermiyodu. Sanki benim oksijeni onun kokusuydu, o olmazsa ölecekmişim gibi hissediyorum çünkü huzur veriyordu. Ders sıkıcıydı ve ben yorgundum uyumak istiyordun. Başımı sıraya ve denize döndürdüm.

Hem saçıyla oynayıp hem de onu kesiyordum. Aniden başını bana çevirdi "beni kesmeyi bırakmalısın"
"hadi ama manzaram çok güzel"
Hocaya  çevirdi başını.

Nihayet ders bitti. Gözümü bi an bile olsun ondan ayırmadım. Her santimini ezber yapıyordum sanki. "kalk benimle geliyorsun"dedi
"Nereye?"
"soru sorma benimle geliyorsun"
Nereye gittiğimizi anlamadan şikayetçi değilim aslında çünkü elimi tutuyordu.
Geldiğimiz yerin kapısında revir yazıyordu. Ah küçük meleğim. "gel otur şuraya" uzanılan yere baktım. Kapıyı kapattı. "Bak gerçekte-"
" Gerek var o adam sana acımadan vurdu" yüzümü avuçlarının arasına aldı yarama baktı
"böyle olmuycak üstünü çıkar"
Neden der gibi baktım "kaç defa karnına geldi yumruklar" pes ettim çıkartmayı denedim olmadı çünkü haklıydı acıyordu " sanırım sen çıkartıcaksın" yavaşça çıkarıyordu tişört tamamen çıktığında kalbimin altında morluk vardı. "hala oraya gidicekmisin" yarayı gösterek "evet sevdiğim beni rahatlatan şeylerden vazgeçemem" biraz onu kastetmiştim.
Yüzümdeki yaraları temizlemişti. Sıra sol göğsümün altındakine geldi krem sürücekti. Sorun şuydu biraz utanıyodu "korkma dokununca eriyecek isin beraber göreceğiz". Güldün utanınca çok masum oluyodu . Sürüp bandajladı beni giydirdi. Daha iyiydim. Gidiyorduk kapıyı açtı be kapattım. Yaklaştım bu sefer yaklaşmayla gözlerini kapattı. Anlında öptüm bu sefer"teşekür ederim" beklemiyordu eminim
"Bi-bi şey değil" kekeledi revirden çıktık

Güzel Rüya Where stories live. Discover now