53. Bölüm/ FİNAL

Start from the beginning
                                    

Çekinceli bir ses tonuyla, “Benim de eve dönmem lazım. Dedemler merak etmiştir.” dedim.

Görkem başını önünden kaldırmadan, “Dedenin haberi var. İki hafta İstanbul'da olmayacağını biliyor. Sen merak etme. Ben her şeyi ayarladım.” dedi, dümdüz çıkan sesiyle.

“Bir yere gideceğimden benim neden haberim yok? Ben istemediğim taktirde hiçbir yere götüremezsin beni.” dedim.

Görkem bakışlarını bana çevirdi, “Her şey aniden geliştiği için yeni haberin oluyor. Hem bu tatil dedenin fikriydi. Sana iyi geleceğini düşünüyor. Dedenin sözünü çiğneyecek misin? Yoksa benimle aynı ortamda bulunmak mı istemiyorsun?” diye sorduğunda sesine karışan kırgınlığı fark etmiştim.

Onu görmenin canımı acıttığını inkar edemezdim ama hayatımın sonuna kadar onu görmek istediğimi de itiraf edemezdim.

Gözlerimi, katran karası gözlerden kaçırdım. “Dedem istediyse, sorun yok.” dedim, kısık çıkan sesimle.

Görkem'in ayağa kalktığını oluşturduğu rüzgardan anlayabiliyordum. “Melis birazdan gelir. İstersen dışarı çıkalım. Hem biraz temiz hava almış olursun.” deyince başımı olumlu anlamda salladım.

Görkem elini kapı kulpuna yerleştirip sürgülü kapıyı yana ittirerek açtığında, kollarımdaki Linda ile aşağı indim.

Yüzüme vuran tuzlu meltem kokusunu ciğerlerime doldurarak denizin karşısındaki bir banka yerleştim.

Benimle sürekli aynı hizada yürüyen Görkem'de banka oturdu. Tam yanıma...

Birkaç saat öncesine kadar nerede olduğunu bilmediğim aramızda dev mesafeler olduğunu düşündüğüm adam şu an dibimdeydi. Hayat gerçekten garipti ve hiçbir şey imkansız değildi.

Linda da dahil hiçbirimizin ses çıkarmadığı ortamda martıların ve dalgaların sesi duyulurken, kulağıma tanıdık bir ses ilişti.

Sesin geldiği yöne başımı çevirdiğimde Melis'i gördüm. Bana doğru hızlı adımlarla geliyordu.

Oturduğum banktan kalktığımda yanıma yaklaşan Melis bana sıkıca sarıldı. “İyi misin Almira? Senin için çok endişelendik. Bir şeyin yok değil mi?” diye sorduğunda benden ayrılmış, bedenini baştan aşağı inceliyordu.

Evhamlı hareketler sergileyen Melis'e sıkıca sarıldım. “Sakin ol Melis, ben iyiyim. Merak etme kimse bana zarar vermedi.” dedim.

Kulaklarıma dolan ayak sesleriyle, Görkem'in hafifçe öksürmesini duymam bir oldu. Melis'ten kollarımı ayırdığımda o da benden uzaklaştı.

Melis, elini Görkem'e uzattı. Ne söyleyeceğini bilemiyor gibi tedirgince bakıyordu. “Merhaba Görkem.” demekle yetindi. Uzun zamandır görüşmememenin verdiği yabancılığı yaşadığını anlamak güç değildi.

Görkem, Melis'in elini nazikçe sıktı. “Merhaba. Sizleri yeniden görmek güzel.” dedi, buruk ama samimi gülümsemesiyle.

Görkem ve Melis hâl, hatır sormaya başlayınca, biraz uzağımızda olan Sıtkı amcanın, “Almira hanım, biraz gelebilir misin?” diye seslenmesiyle başımı usulca salladım.

Kollarımdan kurtulmak için hareketlenen Linda'ya, kollarımı hafif sıkılaştırarak engel oldum ve Sıtkı amcanın yanına doğru yürümeye başladım.

Sıtkı amca ceketinin iç cebinden çıkardığı beyaz zarfı bana uzatarak, “Almira hanım, Muhittin bey sizin için gönderdi. Dilediğiniz gibi harcamanızı da özellikle belirtti.” dediğinde kolumu Linda'nın bedeninden çözmeden uzandım ve zarfı aldım.

CÜDA Where stories live. Discover now