🍁10.BÖLÜM - Fırtına🍁

1.7K 209 597
                                    

10

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.


10.Bölüm: Ay Fırtınası

"Gözlerinin en derinine baktım. Fırtına saklı gözlerine bakmak cesaret isterdi ve ben gerçekten de yürek yemiştim..."

🌠🌠🌠

Hayal'in anlatımıyla...

Sıkıntıyla uyandığımda, saat bayağı ilerlemişti. Dün tüm geceyi film izleyerek geçirdiğim için çok geç yatmıştım. İzlediğim filmlerin arasında "Romeo ve Juliet" de vardı. Bazı aşklar fazla güzeldi cidden...

Üzerimdeki pandalı pijamamı çıkarmadan banyoya ilerleyip yüzümü yıkadım ardından ise mutfağa gittim. Kendime birkaç kahvaltılık çıkarıp yemeye başladım.

"Sonunda uyanabilmiş doğum günü kızımız!" diye şakıdı Masal heyecanla.

Dur bir dakika, bugün 22 Şubat mıydı yani? Masal bu şaşkınlığımı anlamış olacak ki, kaşlarını kaldırıp konuşmaya başladı.

"Ne yani, yoksa bugünün doğum günün olduğundan haberin yok muydu. Lütfen şaka olduğunu söyle!"

Masal'a cevap vermeye tenezzül etmeden bir tane zeytin attım ağzıma. Annem de girdi mutfağa.

"Hayal hadi git giyin, hala oturuyorsun ya! Deniz ile Doruk seni almaya geliyorlar."

Vee... Evet. Yine her şeyden en son benim haberim oluyordu. Şaşırdık mı?

"Sana da günaydın annecim..."

"Kızım hadi bak, geliyorlar diyorum!"

Ayağa kalktım yediklerini toplarken konuştum.

"Bana da geliyorlar anne, şöyle sağdan sağdan."

Ardından odama koştum. Dolabıma bakındım bir saat. Ne giysem ki? Elbise giyemezdim, hava soğuktu.
Asortik olalım diye bir taraflarımın donmasına izin veremezdim yani.

O yüzden kırmızı hoş bir kazak ve siyah dar pantolon alıp giydim. Bence gayet iyiydi. Ardından aynaya geçip şöyle bir süzdüm kendimi. Tarağımı elime alıp savaştan çıkmış gibi görünen asi saçlarıma şekil vermeye çalıştım. Saçımla aramızda geçen yarım saatlik bir savaş sonucunda galip gelen taraf ben oldum ve onu bir güzel düzeltim.

Kahküllerimi de şekile soktuktan sonra, lavoboya gidip gözlerime şeffaf lens taktım. Gözlerim zaten maviydi, neden renkli takayım yani? Aynada tekrar kendime baktım. Dudaklarıma hafif nemlendirici sürüp kirpiklerimi kıvırttım. Tamam, yeterli bence.

Aynamın önünde duran çiçek kokulu parfümümü sıktığım esnada zil çaldı. Ya Doruk ya da Yiğit olmalıydı gelen kişi. Kapıyı açtığımda Yiğit ile karşılaştım. Saçlarının kenarını kestirmişti. Kıvırcık saçları üstten uzanarak alnına düşüyordu hafifçe. Kahverengi gözleri beni görünce kısıldı.

● AYDENİZ ● !TAMAMLANDI!Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt