İlk Görev

199 101 109
                                    

Oy ve yorum atmayı unutmayın sizi seviyorum.

İlk defa rahatça uyandım ve yüzümü yıkadım kafamı kaldırdığımda yansımasa kendim yerine Artemis gördüm kısık bir sesle

"Bana gel yavrum bana gel"
Annemin naif bir ses tonu ile uyandım az önce rüya mı görüyordum annem naif sesi ile
"Hadi kahvaltı hazı oğlum"
Kalkıp kahvaltının başına oturdun sevdiğim her şey vardı
"Senin için annen bunları hazırladı istediğin bir şey var mı"
"Yok baba teşekkürler"

Kahvaltı yaparken derin sessizlik oluşmuştu bu sessizlikte aklıma Artemis geldi gözümün önüne rüyada ki hali geldi ve hızla
"Artemis diye yaşlı bir kadını tanıyor musun anne"
Annemin bir an yüzü düştü telaşlı görünüyordu
"Nerden çıktı"
"Dün evine gittiğimi söylediğim teyze oydu yalnız harabe bir evde yaşıyor senin fotoğrafın vardı gri tüplü televizyonunun üstünede duruyordu bana onun elinde büyüdüğü hatta burda oturan herkesin onun elinde büyüdüğünü söyledi"
Annem merakla dinlerken sözümü bitirince
"Tabi yaa! Artemis hala bize hep yardım ederdi bizi o büyüttü eşi öldükten sonra pek ortalıkta görülmedi"
"Peki çocukları yok mu"
"Hiç görmedik çocuklarını"
Babam ortamdan gerilmiş gibi konuyu değiştirmeye çalışarak
"Eeee var mı hayatında birileri?"
"Baba hayır yok hayatımın şu döneminde kimseyi istemiyorum kendimi tanımazken başkasını tanıyamam"
Annem araya girerek
"Hala mı şu kendini koruma mevzusu?"
Annemin susması ile babam araya girdi
"Psikolog ne diyor? İlaçlarını kullanıyor musun?"
"Evet ilaçlarımı kullanıyorum genlerimden geldiğini söyledi hanginiz deli doğruyu söyleyin"
Gülerim ama annem de babam da gülmediklerini fark ederim
"Şaka yaptım sadece"
"Oğlum kendini tanımayacak ne var anlamıyorum 2.sınıf bir tıp öğrencisisin ne olabilir ki her genç gibi özel olmak istiyorsun beynin de sana oyun oynuyor"
"Herkes özeldir sen özel olduğunu düşünmüyor musun özeliz hepimiz ayrıca ben özel olma peşinde değilim sıradan biri de olsam o sıradanın ne olduğunu bilmek istiyorum KİMSİN SEN? Dediklerinde bir cevap verebilmek istiyorum"

Neden buraya gelmek istemediğimi şimdi anlamıştım kulağımmda bir çınlama başladıktan hemen sonra Artemis teyzenin bana o kısık sesi ile

"Bana gel yavrum"

Dediğini duydum gerçekten duyuyor muydum? Bu nası mümkün olabilir? Telepati mümkün değil bunun tek yolu gidip görmek bu düşüncelere dalmışken telefonumun çalmasın ile irkilerek kendime geldim ve telefonu açtım arayan psikologumdu Kibar bir şekilde
"Alo?"
"Ozan bey nerdesiniz? randevu saatiniz geçti"
"Ahh! Tamamen unuttum ben Eskişehirde ailemin yanındayım ufak bir ziyarete geldim acaba randevuyu salıya erteleyebilir miyiz?"
"Ailenizin yanına gitmek sizin için iyi olabilir tabi salı gününe randevunuzu yazıyorum kendinize iyi bakın"
Giyinip çıkarken annem meraklı sesiyle
"Nereye?"
"Biraz dolaşıcağım ve Artemis teyzenin yanına gidicem çok tatlı bir kadın bir şeye ihtiyacı olabilir"
Annem sabahki gibi gergin tonu ile
"O kadınla çok temasa geçme oğlum tuhaf bir kadın ondan uzak durmanı istiyorum"
"Ne? Neden?"
"Kocası öldükten sonra çok mantıklı davranmadı herkesten soyutlandı geceleri kendi kendine konuştuğunu görenler olmuş sanırım kocasından sonra travma geçirdi zavallı kadın"
"Tamam uzak dururum ama son bir kez bir şeye ihtiyacı var mı sorayım zaten yarın gidiyorum"
Gülümseyerek
"Tamam canım"
Yolda yürürken çocukluğuma dair çok şey hatırlasamda hiçbiri burada yaşanmamış gerçek değil gibiydi sonunda o harabe eve varmıştım

kadın geleceğimi biliyor gibi kapıda duruyordu gıcırdayan basamaklardan çıkıp içeri girerken bana sarıldı
"Demek davetimi aldın geleceğini biliyordum"
İçeri girerken
"Benimle ne konuşacaksınız? Gerçekten merak ediyorum"
"Merak iyidir sana bu yolculuğunda merak yardım edicek her keşif merakla ve sorgulamakla başlar ve bulunur merak etmesek ve sorgulamasak cansız bir varlıktan ne farkımız kalır? Bir bilgenin dediği gibi düşünüyorum öyleyse varım

Şaka gibi bu yaşlı kadın çok bilge Descartesi nerden biliyor? Vay canına

"Descartesin sözü bilmeniz beni çok şaşırttı"
Yüzünde bir gülümseme belirerek
"Bilge filozofların sözlerini takip ederim hepsi sorgulayan insanlar"
"Peki benimle ne konuşacaksınız?"
"Aslında seninle ben değil annenin konuşması gerekiyordu fakat konuşmamakta ısrarlı görünüyor"
"Nasıl yani?"
"Yavrum sen özel bir çocuksun dünya için çok özelsin"
Bunu Alhena da söylemişti
"Biraz daha açık konuşur musunuz?"
"Her şeyin bir sırası var zamanı gelince her şeyi anlayacaksın fakat şimdilik özel olduğunu bil annenin sana anlatıcakları var"
"Peki beni buraya nasıl çağırdınız?"
"Telepati ile"
"Telepati ile mi?"
"Evet"
"Ama bu nasıl mümkün olabilir? Böyle bir şey olsaydı herkes bilirdi?"
"Daha az önce söyledim her şeyin bir zamanı vardır hem empati yapamayan insanoğlu nasıl telepati yapabilsin öyle değil mi?"
Bu sözü gerçekten etkileyiciydi
"Peki neyim ben neden dünya için özel olayım"
"Bunu kendine sormalısın"
"Soruyorum fakat hiç bir cevabım yok"
"Cevapları sadece doğru soruları sorarsan alırsın"
"Doğru soru mu?"
"Her şeyin bir zamanı var zamanı gelince doğru soruyu soracaksın ve doğru cevabı alıcaksın şimdi gitme zamanı"

Kalkıp kapıdan çıktım eve doğru yürürken sanki farklı bir yoldaymışım gibi geldi ve başım dönmeye başladı derin bir nefesle uyandığımda yine ordaydım aeden de alhena şırıl şırıl mas mavi akan iki nehir arasında bağdaş kurup oturmuş meditasyon yapıyordu sabırla bitmesini bekledim sonunda gözlerini açtı beni görünce gülümsedi
"Hoşgeldin Ozan"
"Hoşbulduk"
"Nasılsın"
"İyiyim sanırım sen"
"Sen iyi oldukça iyiyim artemisle tanıştın demek"
"Onu tanıyor musun"
"Tanımamak mümkün mü? O çok etkileyici bir bilge"
"Evet öyle"
"Gerçekliğe yaklaştığını hissediyor musun?"
"Sormak istediğin şey doğru ilerelemekse Artemisle tanıştığımdan beri bir şeyler doğru gidiyor gibi hissediyorum"
"Harika! Doğru soruyu sormak için yapman gereken bazı şeyler var"
"Ne gibi şeyler?"
"Sana hepsini tek tek söyleyeceğim ama ilk önce geçmişinle yüzleşmen gerek"
"Geçmişimle yüzleşmek mi?"
"Evet tüm yanlış hatırladığın şeylerle haalarınla üzüntülerinle hayal kırıklıklarınla"
"İyi de ben çocukluk anılarımın çoğunu hatırlıyorum"
"Öyle mi? Peki seninle en çok kim vakit geçiriyordu"
"Babam"
"Yanlış cevap"
"Yanlış mı? Mümkün değil"
"Hatırla Ozan hatırladıktan sonra tekrar görüşelim"
"Nasıl hatırlayacağım"
"İstediğinde gerçekler ayna gibi yüzümüze vurulur kaçmadıkça"

Gözlerimi bu kez açtığımda hastanedeydim annem başımda ağlıyor babamsa telaşla başımda dikilmişti gözlerimi açtığımı gören annem hızla ayağa kalkıp yanıma geldi

"İyi misin? Neler oldu? Bir yerin acıyor mu? Nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim anne birden başım döndü ve yere düştüm ve hayır bir yerim acımıyor iyi hissediyorum"
İçeri doktor girdi ve bana birkaç soru sorduktan sonra
"Serum bitince çıkabilirsiniz"

Sıkıcı serum bittikten sonra eve dönüş yolunu tuttuk derin sessizlik yine başlamıştı artık içim daralıyordu ve geçmişle ilgili yüzleşmemi sağlar diye soru sormaya karar verdim

"Benimle çocukken en çok hanginiz ilgilendi?"
Soruyu sorduğum anda gözümün önüne babamla sürekli kavga ettiğimiz babamın benimle değil de başka çocuklarla oyun oynadığı onlarla maça gittiği onlara hediye aldığı ve benim çok üzüldüğüm geldi film izler gibi izliyordum ve durduramıyordum durduğunda babamın sesi gelmeye başladı
"Biz senle maçlara gittik oyunlar oynadık"
"Ben neden hatırlamıyorum bunları?"
Annemle kısa bir göz göze geldikten sonra
"Sana araba çarptı ve hafıza kaybı yaşadın oğlum o gün ile beraber bir çok şeyi unuttun ve unutmaya devam ettin ama iyileştin hafızan artık güçlü"

Gerçektende öyleydi lisede her şeyi aklımda tutabiliyordum bu yüzden zaten sınavda ilk 3 bine girdim ama o az önce gördüklerim neydi? Tüyler ürperticiydi kulakımda birden

Artemisin
"Doğru soruyu sorarsan doğru yanıtı alırsın"
Demesi geldi hafızam geri yükleniyordu peki sırada yapmam gereken neydi? Geçmişim bana uğur mu getiricekti yoksa lanet mi?

Oy ve yorum atmayı unutmayın sizi seviyorum.

Kayıp Kimlik Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz