Namjoon saatine baktıktan sonra Taehyung'un o anki varlığıyla uğraşmaktan daha önemli işleri varmış gibi iç çekti. Bu sırada arkadan bir ses ''Namjoon!'' diye seslendiğinde hepsinin dikkati dağılmıştı. O anki konuyu bırakıp Namjoon'a seslenen kişiye doğru baktılar.

Sesin kaynağı, onların yanına ulaştığında Namjoon'un Taehyung'la tartışma halinde olduğunu yeni anlayabilmişti. Bu yüzden onları böldüğünden çekinerek Namjoon diye bağırdığı için pişman hissetti kendisi. ''Ah, pardon konuşmanızı bölmeyeyim.''

Namjoon onun bu sözünden sonra onu iyice yanına çekti ve bir elini omzuna attı. Yanına gelen küçük çocuğa bir yanlış bir hareket yapmadığını göstermek için. ''Yok zaten konuşmamız bitmişti, Jungkook.''

Jin o anda içinden ''Jungkook?'' diye geçirdiğinde Hoseok'un da geçen bu çocuktan bahsettiğini hatırladı. Belleğini yokladığında Hoseok'un Jungkook'un dans kulübünde kalmasını istediğini söylediğini hatırladı. Dolaylı da olsa meşhur dansçı çocuğu bugün görebilmişti ancak.

O sırada ortamda Namjoon haricinde kimseyi tanımayan Jungkook, Jin ve Taehyung'a sadece bakmakla yetindi. Namjoon'un onun omzunda olan kolu yüzünden neredeyse minicik görünüyordu. Jin o anda Taehyung'a kıyasla Jungkook'un daha çok Namjoon'un kardeşi gibi olduğunu düşündü. Sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da.

Namjoon o sırada Jungkook'tan sıyrılarak kendisinden açıklama bekleyen Taehyung'a döndü. Konuşmasının çoktan bittiğini özellikle hissettirmeye çalışarak ''Saklanmanın lüzumu yok diyordun Taehyung. Geç olmuş erken olmuş fark eder mi? Hadi akşama görüşürüz.'' dedi. Ardından Taehyung'un cevabını beklemeden Jungkook'la oradan ayrıldı.

Taehyung onların arkasından bir süre bakakaldıktan sonra derin düşünceler içerisindeydi. Daha iyi düşünebilmek için koridorda boş bir bank bulup ona oturdu. Sinirle söylediği şeyin pişmanlığını üzerinden atamamış gibiydi.

Jin, onun az önce neredeyse kendisini parçalayacak olan görüntüsünün aksine şu anki endişeli görüntüsü görünce, bu akşam yemeğinin onun için gerçekten önemli olduğunu düşündü. Bu yüzden gizli iş yardımcısı olarak yanına gitti. Taehyung gözlerini yere dikmiş bu akşam ne yapacağını düşünürken ilk konuşan Jin oldu. ''Sana bu akşam için yardım ederim ama Jimin'i Yoongi'den uzaklaştırmaya çalışmayacaksın.''

Aslında Jin, Taehyung'a zor durumda olduğu için her türlü yardım edecekti ama olaylar kendiliğinden gelişirken bunu Yoongi'nin yararına kullanmanın da fena olmayacağını düşündü.

Taehyung, Jin'in bu teklifinden sonra başını yerden kaldırıp onun başka seçeneği olmadığını bilen Jin'e baktı. Az önce Jin'i haşlamak için kendisinden tam takır eminken şu anda düştüğü durum gülmesine sebep olacak kadar sinirini bozmuştu. ''Tamam, istediğin olsun Jin.''

Jin onun kabul edeceğini zaten bildiği için gülümseyerek elini anlaşma yapmak için uzattı. Taehyung ilk başta elini sıkmak istemese de, Jin'e bugünlük iyi davranması gerektiği için elini sıktı. Jin için minik ama Taehyung için büyük olan bir sıkışmaydı bu.

Taehyung'un aslında en büyük endişesi, daha önce eve hiçbir erkek arkadaşını getirmemesiydi. Ailesi ilk başta onun duygularının gelip geçici olduğunu düşünmüşlerdi. Bu yüzden yaşadığı zorluklar yüzünden böyle bir şey hissettiğini düşünüp Taehyung'a süre tanımışlardı, düzelmesi için. Fakat Taehyung'un duyguları, onların düşüncelerinin aksine her zaman hep aynı kalmıştı.

Anne ve babası, Taehyung'a karşı Namjoon'un olduğu kadar katı değillerdi ama onu sıcak bir şekilde de kucaklamamışlardı bu konuda. Namjoon eve ara sıra kız arkadaşlarını getirip anne ve babasıyla tanıştırsa da, Taehyung böyle bir şeyi hiç yapmadı. Bu sebeple annesi ona her ne kadar istemeyerek de olsa kendi erkek arkadaşlarını da getirebileceğini söylediğinde Taehyung buna gram sevinmemişti. Ailesinin gayet gelenekçi olduğunu biliyordu çünkü. Bu yüzden bu isteklerinin gerçekçi ve samimi olmadığını düşündüğünden hiç getirmedi.

NIGHT CHANGES ~TaeJin~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin